♦️BÖLÜM 29♦️

77K 3.3K 967
                                    

İyi okumalar.❤

Dün Yiğit ile yaptıkları konuşma, bütün gece gözlerini bile kırpmasına izin vermeyen Baran dalgın bir şekilde oturuyordu kahvaltı sofrasında. O,bakışları zifiri bir karanlığa dalmış gibi hareketsizce beynindeki düşünce dalgasında boğulmak üzereyken onun bu halini izleyen Miran ve Cengiz bir şeylerin ters gittiğini farketmişler fakat gözerine baktıkları adamın korkusundan değil ne olduğunu soracak, konuşacak cesareti bile bulamamışlardı.

Sessiz ve tatsız geçen kahvaltı merasimi zaten Baran için hiç başlamamışken aniden ayaklanması ile bakışları ona kayan diğer iki adam içinde son buldu. Yan tarafına bıraktığı ceketini giyen Baran keskin bakışlarını kendisini merakla izleyen Miran'a çevirdi.

"Planı hızlandırıyorum. Miran sen kalkıp en yakın saate bir bilet alarak Bursa'ya gidiyorsun. Kızın kesin olarak hangi gün geleceğini öğren ve takibe sen devam et. O işi Cengiz'den aldım.

İki adam duyduklarını algılamaya çalışırken ayakkabılarını giyen Baran bu sefer de Cengiz'e döndü.

"Sen de hemen kalkıp şu arkadaşı dediğin kızı püskürtüyorsun. Ne olursa olsun Yiğit şerefsiziyle iletişime geçmeyecek."

Masanın üzerinden aldığı silahını beline yerleştirdi. Son olarak arabasının anahtarını ve telefonunu aldı ve çıkışa yönelmeden önce bakışları hâlâ hareketsizce kendisini izleyen gözlere döndü ve kaşlarını çatarak sesini biraz yükseltti.

"Duymadınız mı lan beni? Kıpırdayın hadi! Ben de hastaneye gidip istifasını vereceğim. Canımı sıktı bu iş. Daha fazla uzamayacak."

Cengiz ve Miran hızla ayaklanırken Baran'da ki bu ani değişimin sebebini sorgulamakla meşgullerdi. Baran ise evden çıkmış ve arabasına yönelmişti.
Dünden beri içine sinmiş derin bir huzursuzluk nefessiz kalmasına neden olurken,bu huzursuzluk hissinin bir şekilde günyüzüne çıkacağı düşüncesi de canını fazlasıyla sıkıyordu.

Arabasına bindiğinde karısının çalıştığı hastanenin istikametinde süratle sürerken telefonundan adamlarının hastahanenin yönetimi ile bir randevu ayarlamalarını istemişti.

🍁

Nihayet hastaneye varan adam otoparkta kendisini bekleyen adamlarından randevu bilgilerini alarak hastanenin girişine yaklaştı ve duraksadı. Karşısındaki hastahaneyi baştan aşağı incelerken bu hastanenin aslında her şeyin bittiği ve yine her şeyin yeniden başladığı yer olduğunu düşünüyordu.

Bir kadının tamamen hayatına veda ettiği ve yine bir kadının amansızca hayatına dahil olduğu yerdi. Burası Baran'ın ve hayatının tamamen değiştiği o yerdi. Yanından geçen birinin omzuna çarpması ile kendine gelip düşüncelerinden sıyrıldığında çarpan kişinin özür dileyen bakışları ile başını sorun olmadığını belirten bir anlamda sallayıp hastaneye girdi ve bir personel yardımı ile görüşeceği adamın odasına girdi.

"Merhaba siz Baran bey olmalısınız. Mehmet Akın ben. Hastahanenin baş hekimiyim. Memnun oldum."

Samimiyetle gülen adamın uzattığı elini resmi bir yüz ifadesi ile sıkarken karşılık verdi.

"Evet. Baran Arslanoğlu."

Karşılama merasiminin ardından karşılıklı bir şekilde oturduklarında yaşlı adam ciddiyetle söze girdi.

"Roza ortadan kaybolduğunda açıkçası en son düşünebileceğim ihtimal evlenmiş olmasıydı. Hatta söylemeliyim ki düşünmedim bile öyle bir ihtimali. Avukatınız benimle görüşmeye geldiğinde fazlasıyla şaşırmıştım. "

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin