57) Songül, Sanrılar Görüyor

524 3 0
                                    

Günlüğünü elinden bırakan Songül, sabah işe başlayacağının heyecanı ile sırtını kapıya döndü, kafasını yastığa koydu. Odanın kapısı yavaş bir şekilde açıldı ve kızı Mine içeri girdi.

– Anne.

Songül hızlı bir şekilde arkasını döndüğünde Mine'yi gördü.

– Kızım, nasıl buldun beni?

dedikten sonra yataktan fırlayıp kızına sarıldı. Kokusunu içine çekti. Sonra devam etti:

– Kızım, seni çok özlemişim.

dedi ama Mine konuşmuyordu.

– Kızım niye konuşmuyorsun. İyi misin sen?

– Anne, sen beni neden aramadın. Hiç mi merak etmedin, Hiç mi aklına gelmedim?

– Haklısın kızım, ne desen haklısın ama yeni numaramın babanın eline geçmesinden korktuğum için arayamadım.

– Numaranı babama vereceğimi mi düşündün? Hiç mi güvenmiyorsun bana?

– Yok öyle değil kızım, yanlış anladın.

– Anladığım yanlışın doğrusunu anlat o zaman!

Mine arkasını döndü, odadan çıktı. Songül, kızının peşinden gitmek istedi ama adım atamadı. "gitme" diye bağırmak istedi, sesi de çıkmıyordu. Çaresizce dizlerinin üzerine çöktü, kızının arkasından bakmanın dışında başka bir şey yapamadı. Kulağına garip sesler gelmeye başladı. Sesleri tanımlamaya çalışıyordu. İnsan sesi değildi, herhangi bir hayvanın sesi de değildi. Sesler yavaş yavaş şekillenmeye başladığında akşam kurduğu telefonun alarmı olduğunu anladı. Elini telefona attı, alarmı kapattı. Saat sabah beş olmuştu ve bu onun ilk iş günüydü. Gözlerindeki yaşlarla yatağından kalktı. "Yine ağlamışım" dedi. Kızına kavuşabilmesi için hayatını düzene sokması gerektiğini biliyordu. En zor olanı da kızına duyduğu özlemdi.

Sehpanın üzerindeki küçük aynayı yüzüne tuttuğunda, artık eski Songül'ü göremedi. Ayakta durmak isteyen ve hayatla mücadeleye hazır bir kadın vardı aynanın karşısında. Ablasının aldığı kıyafetlerin içinden, beyaz üzerinde siyah çizgileri olan kazağı ve siyah pantolonu giydi. Odanın kapısını çok yavaş bir şekilde açtı. Banyoya giderken Gözde'nin kapısının açık olduğunu gördü. Önce bakmak istemedi ama merakına yenik düşüp açık kapıdan kafasını hafifçe uzattı. Gözde'nin yanında uzun saçlı, iri yarı biri yatıyordu. İçinden "Dünkü misafiri olmalı" diye geçirdi. Aynı sessizlikte banyoya girdi. Yüzünü yıkadıktan sonra aynanın önündeki Gözde'nin kremlerinden birini eline aldı.

Kapağını açtı, parmağıyla kutunu içinden aldığı kremi yüzüne sürdü, banyodan çıktı ve odasına geri döndü. Çantasını, telefonu aldıktan sonra ayakkabılarını eline aldı. Yavaş bir şekilde dış kapıyı açtı ve ayakkabılarını giymek için merdivene oturduğunda, yıllar önce yaşadıkları aklına gelmişti. Sevdiği çocuğun yanına giderken yine bu şekilde yaptığını düşündü. Ama her şey çok değişmişti. Ne onu bekleyen sevgilisi vardı, ne de her denileni yapan Songül. Ayakkabılarını giydikten sonra apartmandan dışarı çıktı. Mesaisinin başlamasına daha çok olduğu için yavaş adımlarla ilk işinin ilk gününe gidiyordu. Saat daha altı olmamıştı ama insanlar çoktan sokakları doldurmuştu. Kafenin önüne geldi, dışarıda hiç masa yoktu. Açık kapıdan içeri girdi. Sandalyelerin masaların üzerinde olduğunu gördü. Birkaç adım daha içeri girdiğinde uzun boylu, 30'lu yaşlarda bir adam karşısına dikildi. Songül heyecanlıydı.

Songül (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now