1.4

4.6K 371 126
                                    

Her ayın 11. günü buraya gelirdim. Elimdeki çiçekleri toprağın üzerine koyup gözlerimde biriken yaşların akmasına izin verdim.

"Özür dilerim Fatma teyze, ben isteyerek yapmadım."

Hıçkırarak ağlamaya başladım. Kendimden nefret ediyordum.

*

10 sene önce...

Küçük çocuk, sinirle evden çıkmış ve sokağında bulunan parka girmişti. Salıncaklardan birine oturup öylece durdu. 

Ağlamak istemiyordu. Çünkü babası ona 'Erkek adam ağlamaz' demişti. Şimdi hastalanmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Annesi onun küçük olduğunu ve evde babaannesi ile kalması gerektiğini söylemişti.

Buraya taşınalı 2 ay olmuştu ama çocuk dışarı ilk kez tek başına çıkmıştı. Babaannesi dışarı çıkmasına izin vermişti. Salıncakta ayaklarını ileri geri oynatıp hafif hafif sallanıyordu.

Hava soğuktu ve üzerine bir şey almamıştı. Babaannesi oğlu için endişelendiği için bunu gözden kaçırmış olmalıydı. Gözünden gelen yaşı yeni fark etmişti. 

Onu geçirmeye çalıştığında daha çok ağlamaya başlamıştı. Babası nasıl olacaktı? Onunla yine uçakçılık oynayacak mıydı? Futbolu öğretecek miydi? Pikniğe gidecekler miydi?

Burnunu çekip daha fazla ağladı. Annesi onu neden götürmemişti ki? Yanındaki salıncağa oturan çocuk başını eğip, ona baktı.

"Neden ağlıyorsun?"

"Ağlamıyorum."

"Neden yalan söylüyorsun? Yalan söylemek kötüdür."

Küçük çocuk gözlerini yanındaki çocuğa çıkardı. Meraklı gözleriyle onu süzüp duruyordu.

"Ee neden ağladığını söylemeyecek misin?"

"Ağlamıyorum. Hem erkek adam ağlamaz ki."

"Annem erkeklerin de ağlaması gerektiğini söyler böyle şeyler kötüdür. Kendini tutmamalısın."

Küçük çocuk bunu beklemişcesine, tüm birikmiş göz yaşlarını bıraktı. Diğer çocuk kollarını ona sardı.

"Ağlama geçecek."

"Geçecek değil mi?"

"Evet."

Çocuk kafasını kaldırıp ona baktı. Ellerini saçlarına götürüp hafifçe karıştırdı.

"Saçların ne kadar uzun."

"Evet güzel değil mi?"

"Hayır hiç de bile. Benimki gibi olsa keşke."

"Senin saçın çok kısa."

"Ama bana yakışıyor."

"Evet, bu arada ben Cihan. Senin adın ne?"

Çocuk burnunu çekip ona baktı.

"Ben de yunus. Peçeten var mı?"

"Koluna sil bir şey olmaz."

Çocuk onu dinleyip burnunu koluna sildi.

"Iyy iğrenç sümüklü."

"Yaa"

Çocuğun gözleri tekrar dolmuştu. 

"Tamam tamam şaka yaptım. Seni sallayayım mı?"

"Olur."

"Yarın yine gelir misin buraya?"

"Olur."

*

Aklıma gelen anılarla burukça gülümsedim. Cihan'ı özlemiştim. Fatma ablayı da özlemiştim. Onun yaptığı poğaçaları özlemiştim. Cihanla o poğaçalar için ettiğimiz kavgaları özlemiştim. 

Kendimden nefret etmek istemiyordum. Ben gerçekten katil miydim?

Tekrar kendini belli eden göz yaşlarımı bıraktım. Arkamı döndüğümde beklemediğim bir şey olmuştu. Cihan'ın kahverengi gözleriyle karşı karşıya gelmiştim...

--

Fikirletinizi istiycem her zamanki gibi fggfdgd 

Sen De Gitme(Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin