Ayla ve Behzat

63.7K 2.6K 426
                                    


   Ayla ve Behzat ikisi de ekonomi bölümü okumuştu. Farklı ülkelerde en iyi Üniversitede okuyup iş dünyasını atılmışlardı .
Ayla'nın zaten işi hazırdı, mezun olduğu gibi işlerin başına gelmişti.
Babaannesi ve kardeşi Asaf'ın yardımları ile.
Ayla, beyaz tenli, ela gözlü ve ince hatları ile tam bir hanımefendi gibiydi. Hareketleri, davranışları ve konuşması ile her zaman ilgi odağı olmayı başarmıştı.
Çoğu kişi hayranlıkla izlerdi onu.
Bir prenses gibiydi.
Naif sesi ve güzel gülüşü ile gerçekten çok güzel bir kadındı.
Behzat, uzun boylu, buğday tenli, yapılı bir adamdı . Kahve gözleri, kulak hizasına kadar uzun siyah saçları vardı . Sert bir mizacı vardı ve karizmatik bir adamdı. Değişik bir aurası vardı. Kadınları kendine çekebilen biriydi. Belki de şeytan tüyü vardı onda, Ayla'nın dediği gibi.
Ama Behzat, tam tersine kadın düşkünü bir adam değildi. Hep sadık bir sevgili olmuştu. Ayla'yı kandırana kadar. Tek hatası da buydu zaten.
Hiç bir zaman affetmedi kendini.
Ne kendini nede ailesini.
Onun sevdiği tek kadın Ayla'ydı.
Prensesim derdi hep ona, çünkü Ayla hareketleri ve davranışları ile tam bir prensesdi.



İlk karşılaşmaları  ilahe için düzenlenen bir toplantıda  olmuştu. İlk görüşte çarpılmıştı Ayla'nın güzelliğine Behzat. İnsanlarla olan iletişimi ve etrafına attığı sıcacık gülümsemeleri ile o zaman çalmıştı aslında Behzat'ın kalbini.
Ayla da fark etmişti Behzat'ın ne kadar yakışıklı ve çekici bir adam olduğunu.
Önce gözleri ile dokundular birbirlerinin kalbine.
Sonra ufak gülümsemeler ile buseler bıraktılar birbirlerinin ruhuna.
O an aynı kelimeleri fısıldadı kalpleri onlara. Onu tanımak istiyorum dedi iki kalp. İki genç kalplerini dinledi.
O toplantıdan sonra tekrar görüşmek üzere ayrıldılar ordan.
İlk randevuları güzel bir akşam yemeği ile bitmişti.
İkinci randevu da ise Behzat dayanamayıp Ayla'ya çıkma teklifi etmişti. Ayla kabul edincede ordan iki sevgili olarak çıkmışlardı.
Belki biraz hızlı davranmışlardı ama Behzat, duyguları içinde boğulurdu artık. Ayla'yı yanında istiyordu hep, güzel gülüşünü görmek, ona huzur veren kokusunu hep almak istiyordu.
Behzat, aslında bu kadar hızlı karar veren bir adam değildi ama Ayla, ona bütün ezberlerini unutturmuştu.
Korkutmak istemiyordu sevdiği kadını, bir beklentisi yoktu o kendini hazır hissedene kadar. Ayla'nın yanında oluşu bile yetiyordu ona. Bir erkek olarak onu öpmek onunla olmak istiyordu tabi ama bunu o kadar hızlı yapmayacaktı.
Ayla da bunu fark etmişti tabi, karşısında ki adamın onu ne kadar sevdiğini ve değer verdiğini görmüştü. Bunun için bir kez daha aşık olmuştu Behzat'a.
Ayla, babaannesi ve Asaf'a anlatmamıştı bu durumu, hayatımda biri var demişti ama iş bitince tanıştırmaya getireceğini kim olduğunu o zaman görmelerini istemişti.



Hergün biraz daha alıştılar birbirlerine, daha çok sevdiler, aşkları daha da büyüdü. Birbirleri olmadan yapamıyorlardı artık, bunun için aynı evde kalmaya başladılar.
Ayla, artık her şeyi ile Behzat'a ait olmuştu. Birlikte evlilik hayallerini, çocuklarını bile düşünmüşlerdi.
Kız yada erkek fark etmiyordu onlar için ne olursa olsun adı Umut olacaktı ilk çocuklarının ismi. Hergün Ayla'dan önce uyanırdı Behzat, sevdiği kadını uyanana kadar izlerdi.
Bu onun için alışkanlık olmuştu artık.
Behzat, kıskanç bir adamdı hemde fazlasıyla ama bu Ayla'nın hoşuna gidiyordu. Ayla, Behzat'ın kolları arasında kendini hep güvende hissederdi. Bunun için her fırsatta sarılırdı sevdiği adama, onun kokusunu almak onun sıcaklığını hissetmeyi seviyordu.
Behzat'ın çalıştığı geceler bile bazen gidip adamın kucağında oturup başını boynuna gömerek uyurdu.
Behzat, bundan hiç şikayetçi değildi. Sevdiği kadın uyuyunca kucağı alıp yatağına taşırdı onu ve onunla birlikte en güzel rüyalara dalardı.
Aylar sonra ihale gerçekleşeceki.
Behzat'ın aile şirketi bu ihaleye bağlıydı, aksi taktirde her şeylerini kaybedeceklerdi.
Karşılarında bir Demirkan olduğu için kazanmak mümkün değildi onlar için bunu bilen Behzat'ın babası oğluyla konuşmuş, ihaleyi kazanmak için Ayla'nın dosyasına ve ihale için tüm bilgileri bilmeleri gerektiğini belirtmişti.
Behzat, ne kadar buna karşı çıksa da babası son şansları olduğunu yoksa biteceklerini belirtmişti, tabi araya annesi de girince Behzat kabul etmek zorunda kalmıştı. Anne ve babası haklarını helal etmemekle tehdit etmişlerdi onu. Sadece buda değil, eğer bunu yapmasa annesini bile boşayacağını söylemişti babası.
Behzat, için bu zor olmadı, bir gece dosyayı ve diğer tüm bilgileri alıp babasına gönderdi.
Belki dedi içinden anlatırsam anlar beni sevdiğim, nasıl bir durumda kaldığımı anlar.




ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin