2.0

4.4K 317 128
                                    

Cihan: İyi misin?

Yunus: Evet 

Yunus: Sen yanımda olduğun sürece hep iyi olurum.

Cihan: Sevindim.

Cihan: Neredesin?

Yunus: Eve geldim işte yeni.

Cihan: Tamam dikkat et kendine.

Yunus: Seni çok seviyorum Cihan.

Cihan: Ben de seni seviyorum.

(Görüldü)

(Son görülme 17:46)

Cihan: Nereye gittin?

Cihan: Heyy?

Yunus: Buradayım.

Yunus: Çok mutluyum da

Cihan: Hep mutlu ol.

Yunus: Özledim gailba.

Cihan: Geleyim mi?

Yunus: Daha yeni ayrıldık ama.

Cihan: Ben de özlemiş olamaz mıyım?

Yunus: Olabilir misin?

Cihan: Olabilirim.

Yunus: Konum atayım mı yani?

Cihan: Olur

Yunus: Geleceksin yani?

Cihan: Eveeet.

Yunus: *Konum*

Cihan: Çıktım bile yola.

-

Heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum. Ev düzenli olduğu için pek bir şey yapmama gerek yoktu. Aynada kendime bakıp gülümsedim. Gülmek bana yakışıyordu ve bunu yeni fark ediyordum.

Hemen mutfağa girip yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladım. Cihan'ın en sevdiği keklerden de yapmam gerekiyordu. Buraya gelene kadar en az 1 saat geçerdi çünkü Cihan'ın evine uzaktı. Yemek olarak tavuk sote hazırlamaya başladım. Cihan çok yemek seçmezdi ama tavuğu çok severdi. Fatma teyze de bunu bildiği için cihan için genelde tavuklu şeyler hazırlardı.

Gözlerim yine dolmaya başlamıştı. Kafamı iki yana sallayıp işime devam ettim. Keki kalıba döktükten sonra fırına attım. Artık her şey hazır gibiydi. Sadece Cihan'ın gelmesini bekleyecektim.

Sonunda kapı çaldığında heyecanla kapıya koştum. Cihan gülümseyerek bana bakıyordu. Kalbim acı verecek kadar hızlanmaya başlamıştı.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum."

Yanağımı öpüp içeri girdiğinde elimi öptüğü noktaya götürüp gülümsedim. 

"Güzel kokular geliyor ne yaptın?"

"Sevdiğin bir şeyler."

Gülümseyip gözlerinin içine baktım.

"Gülmek sana çok yakışıyor."

Aptal gibi göründüğüme emindim. Fırından ses gelince hemen koşup kapattım. En son isteyeceğim şey kekin yanmasıydı. Birden arkamdan sarılan kolları hissetmemle öylece kalmıştım.

Cihan kollarını belime sarmıştı. Dudaklarını ensemde hissettiğimde içim titremişti. 

"Cihan."

"hmm"

"Ne yapıyorsun?"

"Kokunu özledim."

Ne diyeceğimi bilmiyordum. Sadece dünyanın en mutlu insanıydım. Arkamı dönüp gözlerine baktım. Kollarımı bedenine sarıp ben de onun kokusunu içime çektim. Onu bırakmak istemiyordum. Ama sonsuza dek böyle duramazdık.

"Yemek yiyelim artık."

"Tamam."

Ayrıldığımızda içimde bir boşluk hissetsem de umursamadan sofrayı hazırlamaya başladım. 

Yemekten sonra aramızda bir sessizlik vardı. Ne o bir şey söylüyor ne de ben ağzımı açıp bir şey söyleyebiliyordum. Karşı koltukta oturup bana bakıyordu, ben de ona.

"Kalacaksın değil mi?"

"Bilmiyorum."

"Kal lütfen."

"Gitmem gerek, yemek için teşekkürler."

Ayağa kalkıp hazırlanmaya başlamıştı.

"Dur kek yapmıştım hemen gitme."

"Başka zamana artık şimdi gitsem zaten anca eve giderim."

"Tamam o zaman. Görüşürüz."

Kapının önündeyken hızla dudaklarımı öpüp geri çekildi. 

"Kendine iyi bak."

"Sen de."

Kapıyı kapattıktan sonra iç çektim. Bunları hak edecek bir şey yapmış mıydım? Bu kadar mutlu olmayı gerçekten hak ediyor muydum?

--

Aç aç o şom ağzını aferin yavrum

Tebrikler.

:d kaos?

🐜

Sen De Gitme(Gay)Where stories live. Discover now