16. Bölüm

288 24 5
                                    

(Bir ay sonra)

Hepimiz olanlara dair ifadelerimizi vermiştik. Benim için her şeyin yoluna girdiği bir aydı. Polislerden öğrendiğim şeyin etkisini hala üzerimden atamıyordum. Beni etkileyen ve fazlasıyla yaralayan bir şeydi.

Beni oraya yönlendirip tuzak kurdukları gün, polis Bonita pansiyonunda bir araştırma yapmış. Tabi ilk hedef benmişim. Fakat ablamın bıraktığı bir video ve birkaç mektup bulmuşlar. Aynı zamanda annesinin kasasında sakladığı mektupları da bulmuşlar. Ablam videosunda adamın adını bile vermiş. Çünkü pansiyona gelen çalışanları onun adını ağızlarından kaçırmışlar. Birkaç kez tehdit edip gittiklerinde ablam korkmuş ve bilgisayarında bir video kaydetmiş. Bana zarar vermelerinden korktuğunu, güvenlik için küçük bir biblonun içine kamera yerleştireceğini, kayıtların nerede olduğunu ve beni korumalarını gerektiğini anlatmış. Böylece benim suçsuz olduğumu öğrenmişler.

Yifan'ın getirdiği kayıtlar, verdiği ifade ve anlattıklarımızdan sonra adamın tutuklanması çok da uzun sürmedi. Kendi oğlunu öldürdüğü için de yargılanacak olması onun için en büyük ders diye düşünüyorum. Hatta belki de ödeyeceği en büyük bedel buydu.

Benim için en zor olan şey yaşadıklarımı anlatmak olmuştu. Bir de onun eşiyle görüşmek.. Kadının benden özür dilediği anlar gözümün önünden gitmiyordu. Uzun bir süre ağlamış, hıçkırıklarından konuşamamıştı.

Artık evime gidebiliyordum. Hatta babamın eski çalışanlarını da kurtardığımız için yalnız değildim. Hepsi benimleydi. Tabi Minseok, Yifan ve Sehun da sık sık geliyordu. Kyungsoo ise benimle yaşayacaktı. Henüz taşınamamış olsa da kararı çoktan vermiştik.

Yifan ve Sehun, Kyungsoo'yu okuldan almak için gitmişlerdi. Minseok da bana yardım ediyordu. Evde değişiklikler yapıyor, bazı eşyaları kaldırıyordum. Anılar yeterince acıtıyorken, bir de eşyalar üzerime geliyordu. Bunu rahat rahat yapmak için de tüm çalışanlara izin vermiştim.

"Bugün ne yapacaksın Minseok?"

"Aslında.."

"Evet?"

"Ben bir haber aldım Jongin."

"Ne haberi?"

"Benim bir kardeşim varmış."

"Ne?"

"Babamın başkasından bir oğlu daha varmış."

"Şaşırdım."

"Ben de öyle ama onu yalnız bırakmak istemiyorum. Şuan ben de yalnızım ve onun bir abiye ihtiyacı olabilir."

"Kaç yaşında?"

"Benden beş yaş küçük olduğunu duydum. Emin değilim."

"Yani sen de tanıştığında öğreneceksin."

"Evet. Bugün onunla buluşacağım."

"Onun da senden haberi var mı?"

"Yok."

"Nasıl buluşacaksın?"

"Tuhaf bir şey öğrendim. Soo'nun okulunda okuyormuş."

"Ciddi misin?"

"Evet. Belki birbirlerini tanıyorlardır."

"Belki.."

Kolilerden birer tane alıp arkadaki odaya gittik. Üst üste bir köşeye yerleştirip salona döndük. İçimizde en mantıklı düşünebilen oydu. Bu yüzden aklımdakileri onunla paylaşmak istiyordum.

"Sana bir şey söylemek istiyorum."

"Evet?"

"Ben taşınmak istiyorum."

ESCAPE ✓Where stories live. Discover now