10.Bölüm - 2

20.9K 1.5K 148
                                    

(3 gün sonra)

. . .

Akşam bulaşıklarını bulaşık makinasına yerleştirirken annem salonda namaz kılıyordu. Dün dönmüştü Gaziantep'ten ve yarın yine gidecekti. Teyzem ameliyat olmuş riski atlatmıştı ama tekrar ameliyat olması gerektiğini söylemişti doktorlar. Annem benim için dönmüştü. Evini ve geri de bıraktığı beni kontrol için gelmişti. Beni yalnız bırakmak istemediği için iki gündür onunla gitmem için ısrar ediyordu ama reddediyordum. Gitmeyecektim. Sabahtan bu yana yorgunluğunu atlatmasını bekliyor onunla konuşmak için fırsat kolluyordum. Aklımda ürettiğim senaryolar bin şekle bürünüyordu. Düşünceden düşünceye atlıyor söylemenin yolunu yordamını arıyordum. İkilemdeydim. Ya anneme bunun sahte bir evlilik olduğunu söyleyecektim ya da Leyla'ya 3 gündür yaptığım gibi aşk evliliği pozları verecektim. Bunu tek başına iken yapmak kolaydı ama Talha ile beraber iken birbirini seven iki gençten çok görücü usulü birbirini kabul etmiş iki kişi gibi durmamız diğerlerine neyse de anneme tuhaf gelecekti eminim. Allah'a çok şükür Talha iki gündür ortalarda yoktu. Gitmeden önce müstakbel karısına "yurtdışına gidiyorum. 2 güne dönerim." diye mesaj atmıştı. Bunun da Leyla soracağı için olduğuna emindim. Hatta dün gece "iyi uykular" diye mesaj attığından kalbim durmak üzereydi ki ikinci mesaj geldi "Leyla'ya bu mesajı göster." Bunun cidden önemli olduğunu sabah Leyla'nın birden abim ile konuşuyor musunuz diye sorması ile anlamıştım. Bir kez daha Talha'nın zeki biri olduğuna gerçekten inanmıştım. Leyla'ya konuştuğumuzu ve mesajı söylediğimde şaşkınlığını görmek keyif vericiydi dahası mutlu olması hayli hayli güzeldi. Yavaş yavaş inanmaya başladığına emindim. Sabah günaydın mesajları akşam iyi uykular mesajları almam Talha konusunda beni bulutların üzerine çıkardığı kadar beni o bulutlardan yere çakıyor, duygularımı incitiyordu. Bunun gerçek olmadığı düşüncesi yüreğimin üstüne taşlar koyuyordu. Eğer Talha gerçekten severse nasıl olur sorusu aklımda yankılanıp duruyor bunun ben olmayacağım gerçeği de içimi kavuruyordu. İçimde ki Süveyda fidanımın etrafına bir çit örmüştü Talha. Bu çit gerçeklikten uzaktı. Hem dokunamayacağım kadar soyut hem de çok güzel olacak kadar somuttu. Sessizdi içim. Gittikçe de sessizleşiyordu. Bunun korkusu da büyüdükçe büyüyordu. Bu oyunun beni mahvedeceğinden korkuyordum. İçimi çöle döndürüp kuraklaştırmasından korkuyordum. Kendimden uzaklaştığımı hissediyor Allah'a dua ederken bazen ne isteyeceğimi bilemiyordum. Annem için ettiğim dualar yavaş yavaş tekrarlanıyordu. Amerika'ya gitmek isteğim bulanıklaşmıştı ve gerilere gitmişti. Annemin yüzünü doğru dürüst göremeyişim içimde sıkıntılar biriktiriyordu. Abimi görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Sesini duymak birkaç resmini görmek bazen görüntülü araması dışında yanımda olmaması kötü hissettiriyordu. Onu özlediğimi fark ettim. Telefonuma uzandım. İki gün önce Aslı ile Central Park' ta çıktıkları sabah yürüyüşünde video çekip göndermişlerdi. Aslı'nın hamile olduğunun haberini havalara uçarak veriyordu. Anneme de videoyu gönderdiğimde ağlayarak şükürler etmişti. Onlar kadar bende çok sevinmiştim hala olacağıma. Videoyu tekrar izledim ardından ayağa kalkıp anneme de bana da birer çay doldurdum. Yanına gittiğimde seccadeyi katlıyordu.

"Allah kabul etsin annem,"

"Amin iki gözüm, sen kıldın değil mi?" başımla onayladım. Çayını yanına bıraktım ve pencere önünde ki tekli koltuğa, karşısına oturdum. İçimden nasıl başlayacağımı düşünürken annem benden önce davrandı: "Yakup aradı bugün beni. Hayırlı bir iş için." dediğinde çay boğazımda kalınca öksürmeye başladım: "Helal kızım, helal." Annem endişeli bir şekilde ayaklanacaktı ki onu durdurdum. Annemin konuya buradan başlaması tevafuk değil de neydi? İçimden Allah'ın işine hayretler ederek ona baktım. Nihayet öksürüklerim durduğunda konuşabildim:

"Ne hayırlı işi?"

"Bir amcasının oğlu ardı Aydın diye. Hani mühendisti. Yanlışlıkla Sevillerin sanıp bizim eve gelmişlerdi. Uzun boylu esmer bir çocuktu." Hatırlamıştım. O meseleden sonra iki kez bizim okulun önünde tesadüfi birer karşılaşma gibi beni görmeye gelmiş, üçüncüsünde ise benden iyi bir azar yemişti. Sonrasında ise hiç görmemiştim.

MİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin