72.bölüm

66.2K 2.3K 373
                                    


GEÇMİŞ........

Genç adam camdan dışarıdaki zifiri karanlığı izliyordu.
Gözleriyle aynı renkte olan karanlıkta kaybolmak istiyordu belki de.
O günden sonra doğru düzgün uyuyamıyordu.
Ailesinin çığlıkları ve yakarışları hiç çıkmıyordu kulaklarında.
Asaf'ın babası bu karanlık dünyanın lideriydi. Herkesin hem korktuğu hem de saygı duyduğu bir adamdı Kemal Demirkan, karısına deli gibi aşık biriydi, Azra'sı onun herşeyiydi.
Çocuklarının annesi hayatının aşkıydı. Üç evlat vermişti ona dünyalar güzeli bir kız ve iki erkek babasıydı artık. En küçük oğlu on beş yaşında bir delikanlıdıydı. Ayla ve Asaf'tan sonra en güzel hediyesiydi eşinin ona. Ne kadar sert bir adam olsa da çocuklarını çok seven ve değer veren bir adamdı Kemal Demirkan.
Düşmanı oldukları Koral ailesi tarafından pusuya düşürülmüştü bir gün. Adam alışıktı bu durumlara ama bu sefer bir fark vardı çünkü yanında eşi Azra ve en küçük oğulları Araf vardı. Bir çok adamı ölmüştü adamın, biliyordu burdan sağ çıkmayacaktı ama tek isteği eşi ve oğlunun hayatta kalmasıydı. Asaf ve Ayla burda değillerdi iyiki de annesinin yanına göndermişti onları.
Saatlerce işkenceye uğramışlardı, onlar için kolay bir ölüm olmayacaktı bunu biliyordu artık adam.
Asaf ise durumu öğrenir öğrenmez yola çıkmıştı. Yerlerini öğrenip oraya gidene kadar kaybetmişti Asaf, hayatında ilk defa yenilmişti.



Ateşe verilmişti ailesinin tutsak edildiği yer, diri diri yakılmıştı ailesi.
Yaralı bir aslan gibi haykırmıştı Asaf, yeri göğü sarsan bir haykırıştı bu. Onun sesini duyan kardeşi bağırarak yardım istiyordu abisinden ama Asaf onu tutan kollardan kurtulamıyordu.
Annesinin acı dolu haykırışları ve Ayla'yı ona emanet edişi, babasının intikam sözleri yıllarca çıkmayacaktı kulaklarında.
Dizlerinin üzerine düşüp yanan evi izlemişti gözyaşları içinde Asaf. Ne kadar dirensede bırakmamışlardı onu. Çığlıklar kesilince yine acı bir haykırış koptu dudaklarından.
Onu tutan can dostlarıda göz yaşları içinde izlemişti yanan evi.
Asaf ve Ayla için zor bir hayat başlamıştı artık. İkisi de sinir krizleri geçiyordu artık. Yalnız kalmıştı iki kardeş yetim kaldıkları gibi. Hayat onlar için daha zordu artık, Ayla belki duymamıştı ama Asaf hayatı boyunca unutmayacaktı o çığlıkları. Hele ki onlara gelen cd'yi izlediklerinden sonra, ikisi içinde durum katlanılmaz olmuştu.
Babasının gözleri önünde annesine yaptıkları, kardeşine yapılan işkenceler ve kırılan kemik sesleri, bu insanlık dışı bir durumda.
Babaanneleri tek vardı artık onlar için ve Seda Hanım torunları için her şeyi yapacaktı.
Asaf, derin bir nefes alıp elinde olan içkisinden bir yudum daha aldı.
Onun ruhu gibiydi bu karanlık bunun için seviyordu belki de karanlığı ve siyahı. Asaf artık renkli bir dünyada değildi onun için sadece siyah vardı.
Ailesinin intikamını alacaktı tabi ama önce güçlenmesi lazımdı, daha çok güçlü olmalıydı adını her yere duyurmalı, herkesin korktuğu adam olmalıydı.
Önce babasının yerini aldı, çoğu kişi buna karşı çıksa da onları susturmayı bilmişti Asaf, hemde edebiyete kadar.
Bitirmesi gereken bir Üniversitesi vardı ne kadar buna gerek olmadığını söylesede Seda buna karşı gelerek iki torununun da okuması için baskı yapmıştı.
Asaf, yurt dışına yarım kalan Üniversitesini bitirmek için gittiğinde can dostları da onunla gitmişti. Toprak, Cem, Bulut ve Bora, ilk okuldan beri arkadaşlardı bu beş adam. Lisede Banu katılmıştı bu gruba ve şuan Üniversitede ise Asu hayatlarına dahil olmuştu.
Bide Ateş vardı tabi oda lise sonda tanışmıştı bu grupla. Hemde bir kavga sırasında. Oda girmişti aralarına ama Ateş'in yurt dışında okumak gibi bir imkanı yoktu ne yazık ki.
Asaf ve diğerleri ne kadar ısrar etselerde kabul etmemişti Ateş.


Okul çıkışı görmüşlerdi Ateş'i, bir grup tarafından dayak yiyiyordu.
Asaf ve diğerlerinin dikkatini çeken ise bu genç adamın dayanıklılığıydı. Ne kadar dayak yesede oda karşılıklı veriyor ve pes etmiyordu.
Yaşına göre yapılı bir adamdı Ateş, korkusuzdu, o zaman dikkat çekmişti işte. Asaf ve diğerleri de kavgaya müdahale etmiş o günden sonra arkadaş olmuşlardı. Önceleri soğuk olsa da daha sonra oda sevmişti bu grubu özellikle Ayla'yı, ona anne şefkati gösteren bu kadının yeri başkaydı Ateş için.
Güneş doğmaya başladığında Asaf, oturduğu koltuktan kalkıp yatağında uyuyan kadına baktı.
Tatil olduğu için Türkiye'ye gelmişlerdi. Tabi bu sefer Asu da vardı yanlarında.
Banu, vesileyle tanışmışlardı Asu'yla, önceleri ne kadar soğuk ve umursamaz olsada daha sonra oda sevmişti Asu'yu.
Asu, ona iyi geliyordu zor günlerinde hep yanında olmuştu.
Çok güzel bir kızdı. Asaf, sevdiği kadına bakıp yavaş yavaş çıktı odadan.
Ablası da yurt dışından gelmişti, bugün oda uğrayacaktı eve Ateş ile birlikte.
Arada ziyaret etselerde hem ablasını hemde Ateş'i özlüyordu.
Geçen bir kaç saat sonra herkes gelmişti, bütün grup Asaf'ın evinde toplanmıştı. Bir kişi hariç Ateş daha gelmemişti.
Ayla," Nerde kaldı ki bu çocuk yoldayım dedi oysa. "
Asaf," Gelir birazdan, bu arada bende seni çok özledim abla ama belli ki Ateş bey daha çok özlenmiş. "
Ayla," Kıskanma bebeğim seni de çok özledim tabi ki ama sık sık görüşüyoruz zaten, kaç ay oldu görmedim Ateş'i ama. "
Asaf," Neyini kıskanacam o serserinin hem en çok beni seveceksin. "
Ayla, küçük bir kahkaha atıp kardeşine sarıldı.
Ayla," Oy oy kıyamam, benim küçük bebeğim kıskandımı. "
Bora," Kıskanmak değil de en çok onu seviyorsun ama, oysa Ateş yokken en çok beni severdin. "
Ayla," Yok artık hepiniz mi böyle düşünüyorsunuz. "
Herkes başını olumlu anlamda sallayınca Ayla ve Banu kahkaha atmıştı.
Ayla," Sen ilk defa göreceksin Ateş'i değil mi Asu. "
Asu," Evet, doğrusunu söylemek gerekirse bu kadar kıskanılan adamı merak ettim. "
Asaf," Kıskanmıyoruz, abartmayın. "



ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin