♦️BÖLÜM 53♦️

81.5K 3.3K 1K
                                    


İyi okumalar.

Baran,ne kadar geçtiğini bilmediği fakat eziyet verici uzunlukta hissettiği bir süre boyunca hareketsizce biraz ilerisinde,elleri arkasından bağlı bir şekilde sandalyede oturan genç adamı izledi.

İzlediği bu süreç boyunca genç adamın gerçekliğine ve bulundukları konumun sebebine kesinlikle akıl erdiremeyen adamın,şu an yaşanılanların gerçek olmadığını düşünmesine izin vermeyen tek etken ise karşısındaki gencin kendisinden kesinlikle koparmadığı bakışlarıydı.

Bakışmaları devam ettikçe iradesini geri kazanmaya başlayan Baran,iradesini geri kazandıkça algılamaya başladığı düşüncelerinin gerçekliği ile sarsılıyordu da.

Bundan yarım saat öncesine kadar arkadaşları ve kardeşinin söylediği her bir kelime tekrar tekrar beyninde yankılanmaya başladığında,Baran her bir kelimenin altında yatan anlamı çözmeye ve şu an bulundukları konumun beraberinde karşısında oturan genç ile bağdaştırmaya başladıkça kalbi sıkışıyor,nefesi daralmaya başlıyordu.

Biraz önce öğrendiği gerçeğin altında yatan kişiyi görmeyi ve bütün öfkesini dökmeyi hedeflediği bu soğuk ve harabe depoda eski nişanlısının erkek kardeşini görmek gibi bir ihtimali asla aklının ucundan bile geçirmeyek olan adam,şu an karşısında tam da gerçeklerin sebebi olan pozisyonda o toz konduramadığı gencin varlığını hazmetmekle meşguldü.

O süreç içerisinde bütün yaşadıkları geçti gözlerinin önünden. Eski nişanlısı,ailesi,onlarla geçirdiği zamanlar,nişanlısıyla geçirdiği anlar,karşısında oturan genç adam ile anıları....
Hepsi bir bir geçti adamın gözlerinin önünden.

Hemen ardından iyi anılar yerini kâbus dolu kötü anılara bıraktı. Eski nişanlısının öldüğü güne döndü Baran. Kendi hali,ölen kadının annesinin hali ve şu an tam karşısında olan gencin halini düşündü.

Kendisine eziyet gibi gelen o süreç boyunca bir çok düşünceye esir oldu adam,esir olduğu her bir düşünce tarafından yüreğine ağır bir darbe yedi. Yediği her bir darbe düşüncelerinin acımasızlığına inat kendisine getirdi onu. Kendine geldikçe yerine oturmaya başladı taşlar. Yerine oturmaya başlayan her bir taş,onay verdiği her bir düşüncesinin ardından adamın üzerine de ağırlık niyetine oturdu.

Zirifi karanlığa bürünen gözlerini gencin gözlerinden çekmeksizin üstünde hissettiği ağırlığa ve daralan nefesine inat kendine gelmeye çalışarak ciğerlerini yakan derin bir soluk çekti.

Nihayet hareket edebilme yetisine kavuştuğunda arkasını dönme gereği duymadan odanın kapısını çekti ve zaten üstünde olan anahtarı herhangi birinin odaya girme ihtimaline karşın bir kez çevirdi. Ardından neredeyse uyuştuğunu hissettiği bacaklarına inat dik bir şekilde yürüdü genç çocuğa doğru.

Odanın ortasına yerleştirilmiş olan sandalyenin tam önüne geldiğinde düzensiz nefes alış verişlerini hissettiği gencin gözlerine sabitlemiş olduğu gözlerini kısarken yana doğru bir adım attıktan sonra genç adamın yanından eğilerek bağlı olan bileklerini tek eliyle çözdü ve hemen ardından aynı eliyle tek kolundan tuttuğu gibi ayağa kaldırdığında aralarında sadece bir adımlık mesafe kalmıştı.

Şimdi Baran'ın heybetinin yanında varlığının pek de bir anlamı kalmayan gencin belki de güçlü kalan tek yönü olan sert bakışları ile daha derin bir temas kurmuştu adam.

Elini geri çekti,kaşları hafifçe çatıldı ve nasıl bir tonda dönükeceğini bilmediği sesi nihayet duyuldu.

"Ne işin var oğlum senin burada?"

Dudaklarından dökülen soru, çocuğun gerçekten burada ne aradığının sebebini bilmediğinden değildi aslında. Baran,beynine vura vura kabullenilmek için çırpınan düşüncelerinin gerçekliğini kabullenmek istemediğinden sormuştu bu soruyu.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin