her şeyin çözümü sensin.

2.9K 194 20
                                    

Bir süre sonra belime giren ağrıyla birlikte çatılan kaşlarımın eşliğinde gözlerimi araladığımda ikimizinde öylece ayakta uyuya kaldığı değinmişti gözüme. İlk olarak jungkook un rahat olduğundan emin olmak adına onu yatırıp üzerini örttükten sonra yanından kalkmak adına ayaklandığımda ise derin uykusna rağmen sıkıca tuttuğu bileğim sayesinde kalktığım gibi oturmuştum.

Karşımda yatan bu adam hayatında çok kötü şeyler yaşamıştı ama buna rağmen böylesine güzel kalabilmiş olması. Karşımda uyuyan bedene bakarken aklımdan beliren düşünceler ile gülümseyip elimi saçlarına atıp okşamaya başlarken tekrar yatakta yerimi aldım. Artık onu daha iyi anlıyordum, dünkü anlattıklarından sonra.

Annesini kaybetmesinin ardından, daima kendini suçlamıştı bu adam ve bu yüzden eski sevgilisine de böylesine özlem duyarken kendisini suçluyordu. Kaybetmekten ve terk edilmekten korkuyordu, bana hiçbir çaba sarf etmeden sevmeyi öğreten bu adam.

Bir süre sonra sayıklamaya başladığında elimi kolunun üzerine koyarak onu pişpişlemeye başladığımda yüzündeki endişe yerini sevimli bir gülümsemeye bırakmıştı ve aniden bana doğru dönmesiyle sonuçlanmıştı.

Bir yandan onu böylesine severken ve izlemeye doyamazken diğer yandan ise aklımda dün olanlar çalkalanıyordu. Babasının aniden gelmesi ona hatırlamayı, belkide hatırlamaktan kaçındığı kötü anılarını hatırlatırken hemen ondan önce yaşadığımız o öpüşme...gerçekten neden olmuştu ki? Acaba beni sevebilir miydi bu güzel adam. Yoksa yanlızca o anlığa mahsus birşey miydi bu?

Aklımı kurcalamyı bırakmayan düşüncelerimden arınmamı en sonunda çalan telefonum'un zili mümkün kılarken uzanıp komidinin üzerine bıraktığım telefonumu aldım elime. Ekrana baktığımda ise arayanın Bambam den başkası olmadığını fark ederken hemen 'cevapla' tuşunu yana kaydırıp kulağıma kaldırdım telefonumu. Sesimi bilerek alçaltarak konuşmaya girmiştim. Eminim dğn olanların ardından endişelenmişti.

"Oh, ne oldu?"

"Ne mi oldu? Jimin ben çok endişelendim. Yani aslında benden çok Yugyeom endişeli. Jungkook nasıl? Peki ya sen?"

"İkinizde merak etmeyin..." bir saniye ikisi birlikte miydi yani? " Bir saniye siz birlikte?"

"Evet, yani şey aslında.."

"Benim ilk zamanlardaki halim gibisin şuanda birtürlü konuşamaman."

"Tamam sadece, biz dün aslında bunun için gelmiştik. Yugyeom ile bir süre önce karşılaşmıştık zaten sana söyşemiştim o günün ardından ise birkez daha çalıştığı hastanede denk gelmemizle, irtibat kuarark konuşmaya başladık. Ve şuan çıkmaya başladık."

Duyduğum şeyin karşısında ne kadar bağırmak istesem bile bağırmazken mutluluğum sesimden anlaşılır şekilde cevap vermiştim.

"Ne?(!)Y...ani ben çok sevindim. Jungkook kalktığında ona söyleyeceğim ilk şey olacak."

"Hayır, aslında sana da söylememem gerekirdi, aslında bir tür sorunla karşı karşıyayız ve bu yüzden Yugyeom Jungkook a yüz yüze konuşup haberi vermek istediğini söyledi."

"Tamam o halde boş olduğu bir zaman...hatta bugün herhangi bir saatte gelin ha?"

"Olur ama önce onunla konuşmalıyım."

"Tamam o halde bana mesaj atarsın."

"Hmhm, teşekkür ederim dostum."

"Önemli değil, pek birşey yapmadım sonuçta."

Konuşmamız sonlandığında telefonu kapatıp altığım yere koydum. Neyse ki bugün çekimim yoktu. Bunun bilinciyle tekrar gülümserken kendimi yatağa bıraktım. Ve gözlerimi kapattım.

Dilfiruz |kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin