78.bölüm

65.9K 2.8K 431
                                    




Neydi fedakarlık, insanın bedel ödemesi mi? Yoksa sevdiği yerine ölmesi mi? Yada onun yerine yalan söylemesi, hırsızlık yapması hangisiydi. Herkese göre farklıdır belki ama Ateş, için bu başkaydı.
Ateş, uğruna ölecek insanların nefretini kazanmak pahasına fedakarlık yapmıştı. Sevgi bulduğu yere sırtını çevirmişti. İlk kez güldüğü insan olduğunu hissettiği sevdiklerini bırakmıştı.
Kim için mi...
Benim için bunu benim için yapmıştı.
Bunu Asaf için yapmıştı.
Önümdeki dosyayı okuduğumda anlamıştım herşeyi. Aslında ben Ateş'i yıllar önce görmüştüm.
Seda Hanımın evinden çıkarken görmüştüm hemde ama silinmiş hafızamda. Kızdım kendime neden daha önce hatırlamadım diye.
Beni bekliyordu aslında onu hatırlama mı. Geç kaldım sana Ateş, geç kaldım. Bilemedim tek umudunun ben olduğumu.
Gözlerimde ki yaşları silerek dosyayı elime alarak çıktım evden.
Asaf, şirkette olduğu için dosyayı evde okumuştum. Bir hafta içinde çocuklar bütün bilgileri toplamıştı. Aslında bilgilerde pek bir şey yoktu ama balayına gittiğimiz gün uzaktan bir adam dikkatimi çekmişti. Bindiği arabanın plakası almıştım. Araştırdığımız da Ateş'in adamı olduğunu anlamıştık. Gerisi çorap söküğü gibi gelmişti. Meğerse yıllarca uzaktan korumuş sevdiği insanları.
Ah be yaralı çocuk, Asaf, senin bu büyük yüreğini gördüğü için mi bu kadar sevmiş seni, öyle ki ihanet etmene rağmen hala çıkıp gelmeni bekliyor. Hem affetmek istiyor hemde öldürmek, bu nasıl bir çelişki böyle.



Arabaya binip dosyada yazan adrese gitmek için ilerlemeye başladım. Bunu ben halledecektim biliyorum Asaf ve diğerleri bunu kabul etmeyecekti ama ben Ateş'i aileye alacaktım. Bunu yapacaktım çünkü oda benim gibiydi. Belki herşey bir plandı ama yine de vazgeçmişti sevdiklerinden. Belki iyi belki de kötü ikimizde kurbandık aslında. Benim Asaf'la evlenmem onun Asaf için bunu yapması. İkimizin de geleceği üzerine yapılmış bir plan.
Ben Asaf'ı hiç sevmeye bilirdimde oda aynı şekilde beni.
Arabamı büyük evin önünde durduğumda, kapıda ki adamlara adımı verdiğimde beni hemen içeri aldılar. Açılan büyük demir kapıdan içeri girdiğimde biraz daha ilerledikten sonra arabayı durdurdum. Derin bir nefes alarak indim arabadan. Hava alanında gördüğüm adam yanıma gelerek bana eşlik etmeye başladı. Arka bahçeye gittiğimizde adam başını eğip selam vererek tekrar eve girdi. Bir kaç adım attığımda onu gördüm yine siyahlar içindeydi onu her gördüğümde üzerinde siyah elbiseler vardı. Elimde olan fotoğraflarda bile hep siyah giyinmişti. Sırtı bana dönüktü elinde tuttuğu bir şeye bakıyordu galiba.
" Ateş.... "
Bir çok sözcük vardı, dilimde ard arda dizilmiş bir çok cümle vardı ama şuan kilitliydi sanki dilim akmıyordu dilimdeki sözcükler lal olmuştu sanki. Belki de kendi mi suçlu hissettiğimdendir.
Ateş," Geldin. "
" Geldim. "
Ateş, yüzünü bana dönüp elindeki çakmağı avucunun içinde sıktı.
Yüzünde oluşan buruk bir gülümseme ile selamladı beni.
Ateş," Hoşgeldin, Asaf'ın nefesi, otursana. "
Selamını başımla kabul edip yanımda ki koltuğa oturdum. Oda hemen karşımda ki yerini almıştı.
Asaf'ın nefesi demişti bana, diyemedim ona sende onun serseri oğlusun diye onun siyah prensi.
Ateş," Asaf, burda olduğu bilse sana kızar beni de öldürür. Neden buradasın Azze. "
Başımı sağ omzuma doğru eğip dolan gözlerimle gözlerinin içine baktım.
" Seni eve götürmeye geldim."
Kısa biran belki de bir kaç saniye gözlerinde bir çocuk gördüm. Bakışları masum bir çocuğun bakışları gibiydi evini arayan, ailesini özleyen bir çocuğun bakışları. Bir umut yeşerdi menevişlerinde, bir ışık belirdi karanlığında, sonra hemen toparladı. Söndü ışığı karanlığa döndü, yok etti umudunu ve o çocuk yine kapılar ardında kaldı.
Ateş," Benim evim burası. Başka evim yok. "
" Ben hatırladım seni, Seda Hanımın evinde çıkarken görmüştüm. Bana herşeyi anlat Ateş. "
Ateş," Bir önemi var mı artık. Ortada bir ihanet var, ne olursa olsun benim orda yerim yok Azze."
" Bırakta bunu ben düşüneyim, hadi anlat bana herşeyi."
Ateş," Şuan burdaysan herşeyi biliyorsundur demektir zaten."
" Olsun sen yinede anlat. "
Ateş," Tıpkı anlattığı gibisin. "
" Ve sende tam bir aptalsın, madem açık bir kapın vardı neden bana gelmedim. "
Ateş," Ortada bir delil yok kim inanır bana hem onlardan gittim ne olursa olsun bu gerçeği değiştiremeyiz. Beni bulacağını biliyordum çünkü Seda Hanım ben olmasam bile Azze, sana gelecektir dedi. Bekledim küçük bir umut olsa bile Eva'nın beni bulmasını bekledim ve geldin. "
" Geldim, geç kaldım ama geldim. "



ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin