ALTMIŞ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: "HASTALIK GİBİ, SAĞLIK GİBİ"

5.5K 635 53
                                    

Bölüm şarkısı;

Chisa Yokoyama - Ame no Uta Okuri [Soredemo Sekai Wa Utsukushii Şarkısı] [Şarkıları muazzam olan bir animedir. Maalesef bu şarkının temiz bir versiyonu yok. O yüzden bu şekilde paylaştım.]




Gergin bir şekilde mutfak masasında oturmuş anneme bakarken ne demem gerektiğini bilmiyordum. Acaba annem Ulaş ile sevgili olduğumuzu nereden anlamıştı? O kadar çok mu belli ediyorduk? Gerçi daha bizi yan yana bile sevgiliyken görmemişlerdi. O şekilde anlamış olması imkânsızdı. O halde annem nasıl oldu da bunu fark etmişti? Düşünüp duruyordum fakat bir türlü bulamıyordum.

Sarı saçlarını tepesinden at kuyruğu yapmıştı ve üzerine o da tıpkı benim gibi kısa bir şort ve askılı tişört giymişti. Dışarıda hafif serin rüzgarlar geziniyor olsa bile evin içi sıcacıktı. Kupası parmaklarının arasında, dudağının hemen önünde duruyor, kirpiklerinin altından muzhip bir şekilde bana bakıyordu. "Seni dinliyorum."

"Bende seni dinliyorum." dedim bir şeyleri fark etmemesi için ilgisiz şekilde konuşarak. Kupamı kaldırıp bir yudum aldığımda annem de çayından biraz içti. Fakat gözleri bana gülüyormuş gibi parıldıyordu.

"Nam, sen daha benim rahmimde küçük bir yumurtalıkken bu şekilde laf çeviriyordum. Dökül bakalım. Ulaş'tan başla. Tam olarak arkadaşlığınızdan daha da net olmak gerekirse." Annem sinsice gülümsediğinde bardağımı masaya bırakıp iç geçirdim.

Biraz utanarak ama yine de belli etmemeye çalışarak "Nereden anladın?" diye sorduğumda annem güldü. Tek bacağını kaldırıp oturduğu sandalyeye koyduğunda kolunu da dirseğine yasladı.

"Anneler anlar hayatım. Sen benim çocuğumsun, gözünden ya da davranışlarından her şeyi anlayabilirim." Birkaç saniye gözlerimin içine baktı, öyle ciddiydi ki ona inanmıştım. Gerçekten anne olduğunda çocuğunun her hareketinden hayatında neler olup bittiğini anlayabiliyor muydun? Böyle bir şey mümkün müydü ki? Dirseğine yasladığı kolunu kaldırdı ve elini saçlarına daldırdığında yeniden konuştu. "Ayrıca biraz sesli bağrıştığınız için konuştuklarınızı duymuş ve oradan anlamış da olabilirim."

Bir anda birkaç saniye önce annelik ile ilgili kurduğum tüm o düşünceler domino taşları misali devrildi. Gözlerimde sinirli bir bakış ile anneme baktım. "Ciddi misin?"

Annem bu lafıma güldü ve yeniden kupasını eline aldı. "Seni kandırdım ama değil mi?" Çayından içip bana döndüğünde gözlerini gözlerime dikti. "Baban da bana sürekli kanardı. Sanırım bu konuda ona çekmişsin."

"Ailen sana inanıyor ve sende onları kandırıyorsun diye utanmalısın anne, hiç hoş değil."

"Konuyu dağıtmadan," Annem işaret parmağıyla beni işaret etti. "artık neler olduğunu anlat. İlk sevgilinle ilk tartışmanın sebebi neydi?"

"Anne!" dedim heyecanla. "Şöyle konuşmayı keser misin?"

"Yalan mı ama?" diye sordu sinsi bir şekilde gülümserken. "İlk sevgilinle ilk tartışmandı."

"Hiç hoş değil. İyi ki birçok konuda babama çekmişim." Burun kıvırdığımda hala beni işaret ederken hayret eder gibi güldü, sonra da yeniden kupasını dudaklarına götürdü.

"Hiç hoş olmayan ne biliyor musun? İnsanın çocuğu tarafından yargılanması. Şimdi, tekrar soruyorum: sorun ne?"

"Ben kendime harçlık çıkarmak için çalışmak istiyorum, Ulaş da okulumu etkileyecek diye çalışmamı istemiyor. Bunun üzerine tartıştık. Ben ondan izin alma ihtiyacı duymadığımı söyledim o da bana hayatımda hiçbir etkisi olmasına izin vermeyip o yokmuş gibi davranacağımı söyledi kısaca." İç geçirdim. "Aslında manasız bir şeydi."

BULUTLAR DA AĞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin