28♣Vuslat

28.9K 1.1K 158
                                    

Sansar'ın böyle davranmasının sebebi belli, bizi korumaya çalışıyor.

Siyah haklı beraber kalmaları daha iyi.

Ya onlara bir şey olursa.

Bu adamlar bizden ne istiyor?

Onu seviyorum ve şu an aklından geçenleri çok iyi biliyorum.

YETER ARTIK!

Zihnimdeki gürültülü ses, bakteri gibi üreyen düşüncelerimi birer balon gibi patlattı. Eğer Düşünce Mahkûmluğundan kurtulduğumu hissedeceğim bir an olsaydı, şüphesiz o an bu an olurdu.

Kalbimin deli gibi attığını duydum. Korku tüm bedenimi ele geçirmişti. Neler olduğunu anlamak için Sansar'ın küfrettiğini duymama gerek yoktu, her şey yeterince açık ve netti.

Sansar az önce ki öfkesini unutmuştu. Atlas'a kısa bir bakış attığında, sanki aralarında kısa bir iletişim kurmuşlar gibi ikisi de aynı anda arkaya döndü.

"Üçümüz burada kalıyoruz," dedi Sansar hızla. "Selin kullanmayı biliyorsun değil mi?" Selin olanların şokunda başını bir robot gibi salladı. "Kızlarla beraber bizim bilmediğimiz bir yere gidin ve arabayı bırakın.."

Atlas bana doğru uzanıp dudaklarıma masum ama ikimiz içinde çok fazla anlam ifade eden bir öpücük kondurdu. Gidiyorum, demekti bu. Dikkatli ol, plana uy ve sakın korkma demekti.

Sansar kapıya doğru uzanmak için döndüğünde aniden durdu ve arkasını dönüp Sena'yı öptü. "Bilmediğimiz bir yere gidin, " diye fısıldadı.

Atlas, Selim ve Sansar arabadan inip siyah kıyafetli adamlara doğru ilerlediğinde Selin arabadan inip sürücü koltuğuna bindi. Ellerinin korkudan mı yoksa ne yapacağını bilmediğinden mi titrediğini bilmiyordum. Elleri direksiyonu kavradığında Sena "Motorun etrafından dolaş." Dedi telaşla.

♣Sansar

Arabadan indiğimizde Atlas'ın öfkeyle yumruklarını sıktığını fark ettim. "Sakin ol boksör, şimdi değil." Dedim sadece üçümüzün duyabildiği bir sesle. Ardından karşımızdaki adamlara baktım. Beş kişilerdi, Asya ve Doruk ile beraber yedi. Omzumun üzerinden arkaya doğru baktığımda görmeyi beklediğim şey neydi, bilmiyorum ama kesinlikle Doruk'un Asya'ya bağırması değildi. Yüzü öfkeyle gerilmişti, kendini tutmaya çalışmasa kıza yumruk bile alabileceğini biliyordum.

Tekrar karşımdaki adamlara döndüm. "Eee, ne bekliyoruz?" Diye bağırdım alayla. Yüzümde Atlas ve Selim'e psikopat olduğumu düşündürdüğünü tahmin ettiğim bir gülümseme vardı. Haksız da sayılmazlardı, neyse.

"Buraya sizi götürmeye geldik genç adam," dedi aralarından biri. Kırk yaşlarında yeşil gözlü bir adamdı ve Atlas'ın ki kadar sportif bir yapıya sahipti. "Zorluk çıkarmayın, canınızı yakmayalım."

Selin'e arabayı çalıştırması için işaret vardım. Arabanın sesini duyduğumda tekrar adamlara döndüm. "Hadi o zaman."

Adamın yüzü öfkeyle kızardı. Yanındaki adamlara başıyla işaret verdiğinde Atlas'a dönüp " Şimdi," dedim.

Uzun zamandan beri bunu bekliyormuş gibi bize doğru yaklaşan adamlardan birine ölümcül bir yumruk attı. Adam önleyerek yere düştüğünde aniden yanımda beliren Doruk'a döndüm.

" Sizin tarafınızdayım," dedi Selim'e doğru gelen adama yumruk atarak. "Ama bu adamların silahları var. Birkaç dakikaya kalmaz soluğu tesiste alırız. Planın var mı?"

"Evet, benim her zaman bir planım vardır. Benim yaptıklarımı tekrar et." Dedim adamlardan birine yumruk atarken.

◆◇◆◇◆◇◆

Düşünce MahkumlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin