9.Bölüm: Süpriz

8 4 2
                                    

Ne kadar yorulsamda yapılcak bi şey yoktu. Batu'nun eski arkadaşları akşam yemeğine gelicekmiş ve bizi tanıştıracağı kişilerde onlarmış. Serkan ve Murat olmak üzere iki kişi gelicekmiş. Onlara güzel bi yemek hazırlamam gerekiyor. Sena da yardım etmek için önlüğünü taktı. Aşçı şapkalarımızıda taktık. Yemek yapmaya başladık.

Uzun uğraşlar sonucunda eve ilk davet ettiğimiz misafirlerimizin yemekleri tamamdı ama bi eksik vardı. "Ah nasıl unuttuk Sena ya?"dedim. Sena "Neyi unuttuk?"dedi. "Tatlıyı unuttuk Senoşum" diye yakındım. Sena bi çözüm bulmuşçasına telefonunu alıp mutfaktan çıktı. 5 dakika sonra geldiğinde "Makaron uygun mudur senin için?"dedi. Gözlerim parladı. Heyecanla kafamı aşşağı yukarı salladım. Tatlı işinide hallettikten sonra masa için örtü bulmak için mutfaktaki çekmeceyi açtım. "Sena ne renk örtü örtelim?"dedim. "Kırmızı. Hem bi şey dökerlerse beyaz kadar rahatsız etmez. Siyah koysak iyice insancıkları karartırız. En iyisi kırmızı."dedi. Kırmızı masa örtüsünü alıp güzelce ve özenli bi şekilde sermeye başladım. Büyük masada yiyeceğimiz için biraz sermekte zorlansamda her tarafı eşit bi şekilde serdim. Beyaz şekilli peçetelerimizi de koydum. Çatalları tabakları vs. taşıdık ve yerlerine yeleştirdik. Bu arada masa örtüsü tam olarak kan kırmızısı değil nar çiçeğine kayan bi tatlılıkta.

Batu masaya bakıp kahkaha atmaya başladı. Şu sıralar çok güldüğü gözümden kaçmıyordu. İç sesim 'belkide aşık olmuştur birine' dedi. Kendimi biraz kötü hissettim ama kimseye çaktırmadan Batu'ya baktım. "Niye bu kadar hazırlık yaptın ki? Masa böyleyse yemek olarak neler yapmışsındır kimbilir?"dedi. Göz devirmekle yetindim ve salatayı masaya yerleştirdim. Tam o sırada kapı çaldı. Batu kapıya doğru ilerlerken bizde arkasından yavaşça gitmeye başladık. Batu kapıyı açıp Serkan ve Muratla erkekçe selamlaştıktan sonra gözleri bizi buldu. Bizi bi güzel süzdükten sonra ıslık çalmaya başladılar. Batu buna sinirlenmiş olacak ki "Napıyonuz lan! Kendinize gelin!"dedi. Ben utandığım için Sena'yı da alıp mutfağa gittim. Batunun ani tepkisi beni yeterince şaşırtmıştı. Üstüne bi de ıslık çalmaları beni utandırmıştı. Elimi yüzümü yıkayıp serinledikten sonra içeriye yavaş adımlarla ilerledim. "Biz şakasına demiştik bu kadar alınıcağınızı bilemezdik be Batu"dedi Serkan. Pişman olduğu her halinden belliydi. Yanlarına yaklaşıp gülümsedim. "İsterseniz yemeğe geçelim."dedim. "Sizli bizli konuşmaya gerçekten gerek yok Ayperi. Biz seni utandırdıysak özür dileriz. Böyle olucağını bilemezdik. Şaka olarak şey etmiştik"dedi Murat gayet sevecen bi şekilde. "Sorun değil daha tam olarak tanışmıyoruz bile hadi yemeye geçelim"dedim. Teklifimi kırmayıp masaya oturduk. Batu baş köşede beni hemen sağına aldı. Sena da benim yanıma oturdu. Muratla Serkan da karşımıza.

Yemeği tatlı bir sohbetle bittirdikten sonra erkekler içeriye fifa oynamaya gittiler. Bizde tatlıları koyup çaylarını koyduk. Ben kendime meyve suyu sıktım. İçeri geçtik. Herkesin tatlılarını ve çaylarını dağıttım. Tam koltuğa oturdum zil çaldı. Hepimiz birbirimize baktık. Sonunda kapıyı açmak için ayağa kalktım. Kapının gözetleme deliğinden baktığımda iki bavul ve Nesrin, Ebrarı gördüğüm gibi kapıyı açtım. Kapıyı açmamla üstüme atlamaları bir oldu. Ben yere düşerken Nesrinle Ebrar üstümdeydiler. Kahkaha atarak gülüyorduk. Seslerimize gelen Batu ve arkadaşları garip garip bize bakıyolardı. Nesrinler evde misafir olduğunu anlayınca uslu bi kız misali kalktılar ve üstlerini silkeleyip iyi kız imajı çizmeye başladılar bi yandan da niye söylemedin der gibi bana bakıyolardı. Bende dişlerimi göstererek gülümsedim. Herkes içeri geçtiğinde kapnın önündeki bavulları gözümle Batu'ya gösterdim. Batu bıkkın bi şekilde bavulları aldı. Ve yukarı misafir odasına götürdü.

Nesrinlerede tatlı ikram ettikten sonra baya kaynaşmaya başladık. Anlaşılan hepimiz bundan sonra beraber takılıcaktık. Ben gülümsiyerek arkadaşlarımın muhabbetlerini dinliyordum. Onlar mutluysa bende mutluyumdum. Gözlerim Batu'ya kaydığında gülümsiyerek beni seyrediyordu. Bi anda telefonuma mesaj geldi.

+905 44 *** ** **
Sensiz yapamıyorum. Beni bu ateşin içinde tek başıma bırakma Ayperim.

Yazmış. Okuduklarımla kaşlarım çatılırken. Batu bunu farketmiş olucak ki benim dikkatimi çekmek için hafifçe öksürdü. Gözlerim ona döndüğünde bakışlarım biraz yumuşadı. Bana tek kaşını kaldırmış 'Noluyo?'der gibi bakıyodu. Bende omuz silktim. Sonra konuşucaz gibi dudaklarını kıpırdattı. Bende şirince gülümsedim ve öpücük attım. Benim öpücük atmamla Batu gülümsemeye başladı. Başkası görmüş mü diye baktığımda da Nesrinle Ebrar gözlerini kısmış bana bakıyordu. Onlara şirince gülümsedim. Daha fazla bu ortamda kalırsam kötü şeyler olabilirdi. Yavaşça yerimden kalktım. Kalktığım gibi telefonundan hastaneyi aradım. Ben telefonla konuşurken kızlar bana bakmayı kesmişti.

Hastaneyi aramamın sebebi nöbet günümü öğrenmek ve küçük Ecrinin durumu hakkında bilgi almaktı. Öğrenmem gerekenleri öğrendikten sonra telefonu kapattım. Tam arkamı döndüm Nesrinle Ebrar yine gözlerini kısmış bana bakıyorlardı. "Ne zaman anlatmayı düşünüyodun Pericik"dedi Ebrar. Bende bilmezden gelerek "Neyi?"diye soru yönelttim. "Anlamazdan gelme Ayperi!"dedi Nesrin gayet ciddi bir şekilde. "Valla aramızda bi şey yok ben ona öylesine attım öpücüğü. Hem o benim kardeşim lütfen ama."dedim. Pek inanmasalarda üstüme gelmediler gelirlerse ciddi bir kavga olabilirdi.

Aşağıya indiğimde Batunun arkadaşlarının hiç gitmeye niyeyi yokmuş gibiydiler. Bende "Müsadenizle ben yatıcam. Bu gün çok yoruldum."dedim. "Yok Estağfurullah hatta bizde kalkalım Murat."dedi Serkan. Batu atlayıp "Sorun yok ya kalın daha"dedi bende gülümseyip yukarıya çıkmaya başladım. Arkamdan ayak sesleri geliyordu. Kızların olamıycak kadar sertti. Ya Batu'nun yada çocuklardan biriydi. Hiç istifimi bozmadan odama gidip kapımı kapattım. Dolabımın olduğu küçük giyinme odasına girmek üzereydim ki odamın kapsı açıldı. Arkamı dönüp kapıya baktım. Gelen Batu'ydu. Gelip bana sarıldı. "Bana kızmadın dimi öyle dediğim için?"dedi. "Niye kızıyım ki bu ev hepimizin. Arkadaşlarımız tabiki gelicek"dedim. Bana teşekür eder gibi sarıldı. Bende karşılık verip güven çemberinin içine aldık birbirimizi. "İyi geceler Butucuğum"deyip kıkırdadım. Oda "İyi geceler Iypırı"dedi. Bende bozulduğumu belli ettim. Yanağıma uzun bir öpücük kondurup. "Bizimkileri yollayıp yanına gelicem."diye kulağıma fısıldadı. Benim bi şey dememe izin vermeden dışarı çıktı. Tabiki de onu beklemiycem ama biraz sosyal medyama bakmaktan zarar gelmez.

Uyku bastırdığında telefonumu kapatıp komidinimin üstüne koydum. Yanan küçük ışığımıda kapatıp. Yorganımı üstüme çektim. Kendimi karanlığa bıraktım.

Batu'nun Anlatımından:

Ayperi uyumaya gittikten yarım saat sonra diğer kızlarda uyumaya gittiler. "Batu bu hep bahsettiğin Ayperi dimi"dedi Serkan. "Evet"diye geçiştirmeye çalıştım ama konu kapanıcak gibi değildi. Ayperi, Ebrar ve Nesrin hakkında bir sürü şey sordular anlaşılan kızlardan hoşlanmışlardı. Onları evlerine uğurladıktan sonra yavaş adımlarla kimseyi uyandırmamaya çalışaraktan Ayperinin odasına gittim. Uyumuştu. Bu saate kadar dayana bilmesi bile çok iyiydi. Çünkü bi süredir uyuyamadığını biliyorum. Yavaşça yanına yattım. Neden bilmiyorum ama onun kokusuyla uyumaya o kadar alışmıştım ki onsuz olunca bir türlü uyuyamıyordum. Kollarımı bedenine sardım. Kalbim hızlanmaya başlamıştı. Umarım bana zamanında verdiği sözü tutardı. Ama öğrendiği şeylerle benden uzaklaşa bilirdi. İşte bu beni korkutuyordu.

Bölüm Sonu

Oylayıp yorum yaparsanız çok sevinirim😊

Aydınlığa Kanat ÇırpışWhere stories live. Discover now