6' İhanet ya da İftira

8.8K 781 255
                                    

Bir gecede umutlarımın elimden nasıl kayıp gittiğine şahit olmuştum. onları tutmak için de hiçbir şey yapamamıştım. Öylece izlemiştim arkasından. Bir daha geri geleceğini sanmıyordum. Bir daha bebeğimin varlığını ilk öğrendiğimdeki kadar mutlu olabileceğimi, sanmıyordum...

Ellerimi saçlarıma geçirerek bir süre nefeslendim. Kendimi bir cinayet işlemişim gibi hissetmekten alıkoyamıyordum. Bu benim ikinci cinayetimdi. İkinci defa katil olmuştum. O ilacı içtiğim andan beri pişmandım.

Taehyung'a söylememiştim. O bilmeden bu işi halledersem benim için daha kolay olacaktı. Eğer o da yanımda olur, bana destek çıkmaya çalışırsa duygusal olarak fazlasıyla yıpranırdım ve bunu yapabileceğime dair kendime olan güvenimi tamamiyle kaybederdim.

Bu yüzden o şu an yatağımızda gece uykusuna devam ederken ben yaşadığım şiddetli kramplarla kalkmış, lavaboya koşmuştum. Ne kadar süredir böyle oturuyordum bilmiyorum ama az da olsa sakinleştiğimi fark ettiğimde doğruldum ve bir tomar peçete kopararak bacaklarımdan süzülen kanı sildim.

Titreyen bacaklarımın üzerinde durmak zordu. Aynı zamanda oraya son kez bakacak cesaretim de yoktu. Bu yüzden klozetin kapağını kapatarak hızla sifona bastım ve eğilerek yere fırlattığım pijamamı üzerime geçirdim.

Elimi yıkamak için lavabo taşının önüne adımladığımda aynadaki yansımamı görmüş, irkilmeme engel olamamıştım. lavabonun kenarına tutunurken zorlukla yutkundum ve midemdeki bulanma hissinin geçmesi bekledim.

Ağlamamak için çaba sarf etmeme gerek kalmamıştı çünkü vücudum hâlâ yaşadığı şokun etkisindeydi. Taşa tutunuyor olmasam büyük ihtimalle şu an dizlerimin üzerine düşmüş, yere oturarak sakinleşmeyi bekliyor olurdum.

Solmuş tenime bakarken kendime ayırdığım sürenin ardından başımı aşağı eğip musluğu açarak önce ellerimi birkaç kez yıkadım, ardından avuçlarıma doldurduğum suyu yüzüme çarpıp üzerimdeki harareti atmaya çalıştım.

"Bu kadardı işte Jeongguk. Bak, bitti..." İğneden korkmasına rağmen aşı olmak zorunda kalan bir çocuğu yatıştırır gibi dudaklarımdan kendi şahsım ithafen dökülen teselli cümleleri eşliğinde lavabonun yanında asılı duran havluyu alarak yüzümü ve ensemden dökülen soğuk terleri kuruladım.

"Bitti." Son kez, arkamda bıraktığım ve az öncekinden hiçbir farkı olmayan banyoya göz atarak ışığı kapattım.

Karanlık koridorda odamıza doğru ilerlerken bir yere çarpmamak için duvarlardan destek almıştım. Taehyung seslerden rahatsız olmasın diye odamızdaki banyoyu kullanmamıştım ve karanlığa alışmakta zorlanan gözlerim yüzünden ezbere ilerliyordum.

Sonunda yatağı seçebildiğimde oraya doğru ilerledim ve dizlerimin üzerinde emekleyerek diğer tarafta uyuyan Taehyung'a yaklaştım. Ardından sırtı bana dönük olan bedene arkasından sarılarak titrek bir nefes aldım.

"Özür dilerim..."



Sabah uyandığımda her şey diğer günlerden farksızdı. Kalkmış, hazırlanmış, işe gelmiştim. Taehyung'un hâlâ bebeğimizi kaybettiğimizden haberi yoktu ve açıkçası söylemek hiç içimden gelmiyordu.

Zaten ilk seferinde de böyle olmuştu. Son zamanlarda bu benzerlikler canımı yakmaya başlasa da geçmişi tekrarladığımız gerçeğini değiştiremiyordum. Sadece o zamanlar evli değil, sevgiliydik. Ben endişelerim yüzünden ondan vazgeçme kararı almıştım ve Taehyung varlığından bile haberdar olmadığı bebeğini kaybettiğini sonradan öğrenmişti. Annem yüzünden...

Marriage Promise≒TaeKook [Completed]Where stories live. Discover now