İKİNCİ BÖLÜM: "PES ETMEK İLE KAYBETMEK"

206 31 264
                                    

****

"Sakin olun, lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sakin olun, lütfen." Gözlerinden akan duygunun içinde tereddütten çok bu duruma nasıl düşmüşlüğünün sorgulaması vardı. Moo ellerini havaya kaldırdı. "Buna nasıl inanabildiniz?" Bay Boo'yu kınarcasına süzdükten sonra, Erona'ya döndü. Gerginlikten kuruyan dudaklarını hafifçe ıslattı. "Özellikle büronun amiri buna nasıl inanabilir?" Erona yanındaki iki adama silahları indirmesi için işaret yaptığında sinirliydi. Bembeyaz saçları, saçlarına yapışık şakaklarından bir ter damlası yanaklarını boyamıştı. "İnanmadım ilk başta." Bayan Moo kapının ardında onu bekleyen sironileri* hissedebiliyordu.

(Sironi: Polis)

"Kapının ardındalar değil mi?" Bay Boo'nun eğilen başını bir onaylama olarak algıladı, Moo. Bu yaşanılanlara gerçekten inanmıyor, inanmak da istemiyordu fakat gerçeğin ta kendisinden sıyrılmak beklediğinden zor olacak gibi duruyordu. Marweti olayı ateşleyen kişiydi ve o söndürmeliydi. Erona araya girmeden öncelikle Moo'nun kendisini dinlemesini istiyordu "Bay Boo, dışarıdaki sironilere lütfen beklemeleri gerektiğini söyleyin." Bay Boo kaçarcasına odadan çıkmıştı. "Demin ilk başta inanmadığınızı söylediniz, sizi inandıran şey neydi?" Erona, Marweti'ye baksa da Marweti pek oralı olmamıştı.

"Unno silahının üstünde dna izlerine rastladık." Bu nasıl olabilirdi? Moo çıldırmak üzereydi. "Bakın ben bir şey yapmadım." Erona ve Marweti'ye yaklaşmaya çalıştığı an da kendine dönen silahla korku dolu kalbinin üstüne avucunu yasladı. "Yine de ben yapmadım. Gerçekten, bu cinayetin içinde bir şey var." Marweti gülercesine bir ses çıkardı. Bu sinir bozucu sesi umursamayacak kadar kendini kötü hissetmeye başlamıştı Moo.

"Kamera da maktulün evine son giren kişi sensin." İsyan dolu bir sesle bağırdı, Moo. Damarlarını yarıp geçen isyan çığlıklarını susturamamış, yalnızca tepkisini geciktirecek kadar kendini tutabilmişti. "Ben yapmadım diyorum size!" Yüzüne taktığı o soğukluk maskesini çıkarmıştı. Kendisinin masum olduğunu ispat etmeliydi. "Bakın, size yardım edebilirim." Marweti, kendi maskesini çoktan çıkarmış bir şekildeydi. Onun yüzüne tedirginlik değil, alaycılık konmuştu. "Senin yaptığını bulduk işte Moo, nasıl bu kadar dahi olabildin onu merak etmekteyim?"

Erona araya girdi, o'ysa kendi kelimelerini daha yüreğinden kusamamış, içindeki ifadeleri ortaya çıkaramamıştı. "Sironiler!" Kapı kırılırcasına açılmış, içeriye dalan sironilerin yüzü Bayan Moo'nun üzerinde durmuştu. Toplam da on kişiydiler ve üstündeki tek tip üniformalarıyla geniş omuzlarını ve iri bedenlerini ortaya seriyorlardı. "Lütfen zorluk çıkartmayın Bayan Moo." Moo sorundan ziyade bir olay çıkartmayı düşünüyordu. "Bakın ben suçlu değilim, ben yapmadım!"

Sironiler Marweti'ye baktı. "Götürebilirsiniz, sorgusunu yapacağız." Bu üç kelime Moo'nun kaderini etkileyecek, belki de kendisine yıkım getirecekti. "Lütfen." Kollarından tutan iki sironi de fazlasıyla kaba ve iriydi. Birkaç teknik hamle yaparak kurtulmaya çalışsa da bu onları güçsüzleştirmemiş aksine daha büyük önlem alarak tutuşlarını sertleştirmişlerdi. Bayan Moo, zorla dışarı çıkartılırken Erona terli alnını üstündeki kumaşa sürerek derin bir nefes aldı. Ciğerlerini arşınlayan oksijen vücudunu esnetmiş, anlık bir rahatlamayı beraberinde getirmişti. "Ben iyi değilim." Marweti onayladı. "Kimse iyi değil, bu beklenmedikti." Erona herhangi bir bulutüsün üstüne oturdu. "Onu fazla sevmesekte o aramızdaki en iyilerdendi Erona," Erona Marweti'nin kurcaladığı kâğıt parçalarını çekiştirircesine avuçlarına aldı.

BAYAN MOO: KATİLİN PEŞİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin