20.Bölüm - 2

15.1K 1.1K 142
                                    

Vasiyeti ilk okuyan Suat Ilgaz oldu ve anında yüz ifadesi şaşkın bir halde kaldı. Zeyd ne olduğuna bakmak için babasının elinde ki kağıtları alıp okumaya başladığında kaşları havalandı ve bakışları Talha'ya kaydı. Talha sabırsızca:

"Okusana Zeyd." dediğinde Zeyd boğazını temizledi ve okumaya başladı. Bir sürü boş kelimeden sonra tanıdık isimler art arda sıralandı:

"Yeğenim Bella Knight'a ait şirket hisseleri... Eski eşim Hazin Azadoğlu'dan kalan ortaklık hisseleri Agit Azadoğlu'na (Talha'nın kuzeni, Cemal beyin oğluydu, babasının hisseleri oğluna devredilmişti.)... Kızım Leyla Bahremoğlu'na şirkette ayrılan... %10 hisse... gayrı menkuller... 18 yaşını doldurduğunda... Oğlum Talha Bahremoğlu'na... Bağdan ve Boğaz yalıları... Antalya da ki otel... Şile de... birkaç gayrımenkul..."

Talha'nın yüzünün değiştiğini gördüm. Beklediği bir hayal kırıklığına gömülmüştü yüzü, öfkeliydi de. Onun gibi yüzü değişen diğer kişi İnci hanımdı.. Kalan tek kişi o olduğuna göre kalan tüm şirket hisseleri ki bu %70 lik bir pay oluyordu ona miras kalmıştı. Yüzünde ki aydınlanan ifade ve gülüş gözüme dünyanın en kötü sevinci olarak göründü. Talha'nın yanına gitmeye niyetlenmiştim ki Zeyd devam etti:

"Şirkette var olan tüm hisselerim ve Gül yalısı gelinim Feza Bahremoğlun'a..."

Adımı duyduğum anda bir an Zeyd'in yanlışlıkla okuduğunu düşündüm. Bakışlarım anında ona döndü ama ciddiydi.

"Benden bahsetmiyor değil mi?" diye alaycı bir şekilde sorduğumda Zeyd memnuniyetsiz bir şekilde bakışları kağıtta sorumu duymazlıktan geldi. Onun yerine havada kalan soruma Suat bey ciddi bir ifade ile cevap verdi:

"Hayır Feza, tam da senden bahsediyor."

Şok olmuş bir şekilde neler döndüğünü anlamadan Talha'ya baktım bu defa. Az önce ki yüz ifadesinin kalktığını gördüm. Sanırım babasının mal varlığını bana bırakmış olma fikri İnci hanıma bırakması fikrinden daha iyiydi ki yüzünde ki bulutların kalktığını gördüm ama yine de endişesi hala koltuğunda duruyordu. İnci hanımın öfkeli bağırışları salonda yankılandı:

"Siz ikiniz ne saçmalıyorsunuz? Verin şu kağıdı bana." diyerek ayaklanıp Zeyd'in elinden kağıdı aldı. İnanmayarak bir de kendisi baştan sona okumaya başladı: "Bunu kabul etmiyorum. Bu sahte. Daha dün hayatımıza giren bir kıza her şeyini bırakacak kadar aptal değildi Nuh." ona verilen tek cevap Talha'nın eğlenen gülüşüydü. Yüzünde ki mutlu ifade hiç hoşuma gitmese de o oldukça sevinçli ayağa kalktı ve İnci hanıma yaklaştı.

"Babamın el yazısı olduğunu bal gibi biliyorsun. Onun yazısı, onun imzası ve onun mührü."

"Siz ikiniz birlikte planladınız bunu."diyerek elinde ki kağıdı Zeyd ve Talha'ya doğru salladı.

"Plan falan yok. Her şey ortada."

"Bu saçmalığa inanmıyorum." Talha keyifli ve rahatlamış bir şekilde:

"Bende..." dedi: "Babamın onu çok seven karısına tek bir kuruş bile bırakmayışına gerçekten inanamıyorum. Demek hepimiz yanılmışız."

"Bunu yanınıza bırakmam. Suat bey Derhal karşı bir dava istiyorum.." diyerek öfkeyle konuştuğunda Talha onun yükselen sesine karşı kasılan çenesi ile bir adım attığında Zeyd yetişerek onu durdurdu. Sinirler gerildi. Herkes ayaklanmıştı. Suat bey mahcup bir şekilde İnci hanıma döndü:

"Üzgünüm, İnci hanım ben artık görüldüğü gibi Feza hanımın avukatıyım. Size yardımcı olamayacağım." İnci hanımın yüzünün morardığını gördüm. Bakışları bana döndü. Bir iki adım atıp üzerime gelmeye başladı:

MİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin