23.Bölüm (Final part 1)

17K 1.2K 76
                                    

Allah daima kulunu hayra yönlendirir. Bizi kendimizi zorla koyduğumuz karanlıktan aydınlığa çıkarıp ferahlığa erdiren O'dur(c.c). Bir kez daha bu şiddetli duygu ile karşı karşıyaydım ve içimden bildiğim şükürleri arş-ı ala'yarak etmenin tadı dimağımdaydı. Annem haklı çıkmıştı yine -zaten anneler hep haklı çıkardı-. Şimdi dönüp yurduma, geride bıraktıklarıma bakınca aslında kalbimin üstüne oturup hiç kalkmayacakmış gibi içimi günden güne çürüterek çektiğim elemim gözüme bir toz zerresi gibi görünüyordu. Sanki hiç önemi yokmuş gibi. Zihnimin bir köşesinden Duha suresinin 5. Ayeti düştü:

"Ve lesevfe yu'tıyke rabbüke feterda." (İleride (zamanı geldiğinde) Rabbin sana (gönlündekini) verecek sen de hoşnut olacaksın.)

Subhanallah! Zamanı şimdi gelmişti ve elhamdülillah kalbim hoşnuttu. Geçen zaman onca acıyı boşuna mı çektim diye düşünmüyorum, hayır. Hiçbir duygu insanın içinde boşuna yer edinmez. O çektiğim hüzün beni Rabbim'e daha çok yakınlaştırmıştı ve ettiğim dualar, tevbeler ve dahi tüm o yakarışlar kabul olmuştu. Maneviyaten düşündüğümde yaşadığım bu ayrılık sürecini anlayabiliyordum. Mademki Allah ikimizin ayrı kalmasını istemişti küçücük bir bahane ile ayrı kalmıştık işte. Bu ayrılık belki de bir günahımıza kefaret olmuştu. Kim bilir? Düşünüyorum, madem Talha katil değildi ve o adamı öldürmemişti o halde neden öldürdüm demişti? Bunu elbette ki Talha'ya soracağım ve cevabımı alacağım.

Talha'yı suçladığım onca zaman geçti gözümün önünden ona olan kızgınlığımı kalbim kabullenmese de yaptığı yanlışı gözümün önünde tutma çabam beni dehşete düşürdü. Allah'a olan sevgim için Talha'dan uzak kalmam aşkın hangi evresi sayılırdı sahi?

Gözlerimi kapattım ve havaalanından bindiğim takside ilerlerken başımı geriye yasladım. İçimden ismini besmele çekip üç defa fısıldadım. Yüreğimden tüten özlem kokusu burnuma çalındı. Tanıdık yerde açtım gözümü. Yürekgahımın tam orta yerinde. Süveyda ağacımı orada, hala beni beklerken gördüm. İçim güzdü. Güzün sonuydu. Birkaç ürkek adım attım kararsızca ardından hızlandım ve bir solukta vardım yanına. Dalından kopup usulca dökülen yaprakları arasında hayret ile daha da kalınlaşmış gövdesine baktım. Titreyen elimi uzatıp dokundum. Hala aynıydı, tıpkı içimde ki sevgi gibi... Şimdi ağacım daha da büyümüş gerçek bir olgunluğa ermişti. Anladım ki ayrılık aşka iyi geliyor, onu besliyor ve daha da kuvvetlendiriyordu. İçimden fısıldadım;

"Min kalbi ila kalbike sebila." (Benim kalbimden senin kalbine (hala) yol vardır."

Bunu bilmenin coşkusu içinde gözümden bir damla yaş süzüldü usulca. O anda ılık bir meltem esti. Ayağımın altında ki çimler baş gösterdi. Boynunu büken güllerim hareketlendi. Ağacımın dalları uçlarında tomurcuklanmalar gördüm. Gülümsedim. Bir damla yaş yanağımdan süzülüp toprağa değdiği an hareketlendi toprak. Güller açtı yeniden. Ağacımın yeşil tomurcukları biraz daha büyüdü. Anladım ki Talha ile hala aynı yoldaydık. O hala benimle aynı yolun yolcusuydu. Sırtımı dönüp oturdum ağacımın dibine ve içimden Duha suresini mırıldanmaya başladım. Son ayete amin dediğim an açtım gözlerimi. Taksi durmuştu.

Evi gördüğümde şaşırdım bir an. Bu ev gerçekten de benim bıraktığım o ev miydi? Duvarda ki sarmaşıkların iyice boy attığını kapıyı kaplamaya başladığını fark ettim. Kimse yok, terkedilmiş gibiydi. Bir iki adım atıp dev kapının önünde durdum. Zili çaldım. Kapıya vurdum ama kimse yoktu. Telefonum şarjı bittiği için kimseyi de arayamıyordum. O an aklıma yalıya gitmek geldi. Talha masasına lider olduğundan dolayı yalıya taşınmış olmalıydı. Hemen taksiye binip bu defa da sevgili kayınpederim Nuh beyin bana vasiyetinde miras bıraktığı o meşhur Gül yalısının adresini verdim.

MİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin