Gerçekten müthişsiniz... 💜 Sınır çok çabuk doluyor. 🙈 Bölüm yetiştiremiyorum size. 😍 Hadi bu bölüm yorumlar da artsın. 😉💞
*********
1 hafta sonraSongül dersten sonra hocaya bir şey sormak için yanına gitmişti. Bu sırada Güney de yanına geldi.
Güney:
"Hocam bir şey soracaktım."
Hoca:
"Songül'ün sorusunu cevaplayım önce sonra sen sorarsın Güney'ciğim."
Güney başını sallayıp yanlarında dikilirken hoca Songül'e anlatmaya başlamıştı.
Güney:
"Ben de onu soracaktım." diyerek biraz daha yaklaşırken Songül'ün koluna değiyordu.
Uzaktan onların öyle yakın durduğunu gören Defne koşup yanlarına geldi.
"Ben de dinleyim." dedi ikisini itip aralarına girerken.
Hoca anlatmayı bitirdiğinde Güney ve Songül'e döndü.
"Anladınız mı?"
Songül:
"Evet hocam.. sağolun."
Güney:
"Teşekkürler hocam.."
Hoca gülümseyip sınıftan çıkarken Defne Güney'in koluna girdi ve sinirle bir şey dedi.
Songül kendinden kıskandığını anlamıştı. Hızla sırasına geçip oturdu ve kızlara döndü.
"Kızlar.. kantine gidelim mi?"
Eylül:
"Olur seni bekliyorduk zaten biz de."
Kantine gidip birer kahve almışlar ve bahçeye çıkmışlardı. Bir banka oturup kahvelerini içerken Songül mırıldandı.
"Kızlar.. sizce de bunların aşkı çok yapmacık değil mi?"
Eylül:
"Kimin?"
Songül:
"Güney'le Defne'nin."
Cemre:
"Evet evet.. sürekli Defne aşkım aşkım diyor. Güney daha mesafeli sanki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
FanfictionDilhun... Farsça 'içi kan ağlayan, kalbi yaralı' anlamlarına gelen bir kelime. Songül de böyle.. kalbi yaralı. Güney yaraladı kalbini.