♦️BÖLÜM 65♦️

82.9K 2.3K 953
                                    

İyi okumalar. ❤

Bir kadına yakışabilecek en şahane vasıf,şüphesizki annelikti. Bir kadına verilebilecek en büyük hediye evladıydı şüphesiz. Bir kadının yaşabileceği en büyük mutluluktu sevdiği adamın kanından,kendi canından tohumlanıp karnında filizlenen bebeğine kavuşması.

Bütün bu şahaneliğin, enlerin,mutluluğun birleşip kadının yüreğinde zirveye ulaştığı an ise bebeğine ve kocasına sahip olduğu ömrü boyunca devam ederdi. Kadın onlara baktıkça,dokunup sevdikçe asla eksilmeyen mutluluğunun aksine katlanarak kendisine can verişiyle yaşayacaktı.

Biliyordu Roza. Yatağında yanında yüz üstü yatmış,başı kendisine dönük bir vaziyette huzurlu bir uykuya dalmış olan kocası ve kendi ellerini varlığını hissetmek istercesine gezindirdiği teninin altındaki bebeği. Biri canı diğeri canının bir parçası olan bu ikisinin varlığıyla bütün ömrünü huzurla geçirecekti. Onlar,kendisine yaşaması için can,soluması için nefes olacaktı.

Zira yine biliyordu ki bu saatten sonra ne canı bildiği kocasının ne de canının canı olan bebeğinin varlığını hissetmeden bir dakika olsun nefes alamayacaktı. Ömür boyu kutsandığı anneliğini,babalığına hayran kalacağı kocasıyla birlikte yaşayacaktı. Onlar olmadan soluyamacağı her bir nefesini varoluşlarına adayıp onlar için sarfedecekti.

Elleri karının üstünde okşarcasına gezinirken düşüncelerinin beraberinde gülümsediğinde içini sarmış olan bütün mutluluğu yüzünü aydınlattı. Yüzünü aydınlatan bu mutluluğun kaynağı olan yüreğinde yeşermiş annelik hissiyatı ruhuna işlendikçe,Roza bu duyguyu tanıdıkça yüzündeki gülümsemesinin hiçbir zaman silinmeyeceğine, mutluluğunun gölgelenmeyeceğine emin bir tavırla genişletti yüzündeki tebessümü.

İçini sarmış olan duyguların yarattığı ruh haliyle anneliğinin ilk heyecanını her kadın gibi bebeğiyle konuşma hevesiyle yaşadı. Elleri karınında usulca gezinirken gözlerini kocasından ayırmadan,yüzündeki tebessümü düşürmeden usulca mırıldandı ona.

"Baban çok yakışıklı,değil mi?"

Anneliğinin yanı sıra izlemeye doyamadığı adama olan aşkı,ona bebeğine bu sözleri söylettiğinde başını olumsuz anlamda sallayarak sessizce gülerken olduğu yerden doğrulup kocasına doğru eğildi. Bir eli saçlarını okşamak için vakit kaybetmezken bir süre hayranlıkla yüzünü izledikten sonra iyice yaklaştı yüzüne.

Uyanmaması adına dikkatle hareket ederken yanağına yaklaştı ve küçük bir öpücük kondurdu.

"Bu bebeğinin 'Günaydın' öpücüğü."

Mırıldanışı bittiğinde uzaklaşmak yerine bu kez dudaklarına doğru yol aldı kendi dudakları. Önceki öpücüğünün aksine daha büyük bir istekle adamın dudağının kenarına yoğun bir öpücük bırakıp hafifçe geri çekildi.

"Bu da karının."

Uykusundan uyanmayan kocasına karşın gülerek geri çekildi.Ona bebeklerinin müjdesini vereli dört gün olmuştu. Bu dört gün boyunca kocasının her bir hareketi ona olan aşkını kat kat körüklemişti Roza'nın. Zira kocası evladını öylesine benimsemişti ki kendini onun varlığına adamış,her iki sözünden birini ona armağan etmiş,ellerini ve gözlerini üstünden çekmemişti.

Yüreğinin güzelliğine hayran olduğu adamın bu kez ise babalık hevesine aşık olmuş,yaşadıkları her bir ana her bir saniyeye şükretmişti Roza. Onların varlığıyla ömründe geçen en güzel dört gününü henüz başlangıç olarak kabul etmiş,ikisiyle beraber şahane bir hayatın hayaliyle bugüne gelmişti.

Şimdi gözleri kocasında,elleri bebeğindeyken bir kez daha en içten duasını onlarla kurduğu hayalleri gerçekleştirmek adına dile getiriyordu. Dalmış olduğu süre boyunca seyredaldığı kocasından onu dışarıdan gelen sesler kopardığında nihayet yataktan çıkabildi ve günün böylesine güzel başlamış olmasının mutluluğuyla banyoya yöneldi. Kısa bir sürenin ardından odasına dönüp giyindiğinde hâlâ uyanmamakta kararlı olan kocasına kıyamayarak usulca odanın çıkışına yöneldi.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin