ALTMIŞ DOKUZUNCU BÖLÜM: "YAZ KIZIM: KENDİMİZİ NASIL FAKA BASTIRDIK?"

4.2K 425 63
                                    


Bölüm şarkısı;

Kishida Kyodan & the Akeboshi -  Rockets [Highschool Of The Dead Açılış Şarkısı]


"Oradan geçir sonra düğüm at." dediğinde Müzeyyen, çayını yudumlarken herkes gözlerini bana dikmiş bekliyordu. Emri verecek olan kişi bendim ama üzerimde saatli bomba varmış gibi hissediyordum. Müzeyyen Makber'e örgü örmeyi öğretmeye çalışırken Güneş içindeki bir yanın örgü örmekten zevk aldığını gizlemeye çalışıyordu ama sinsi sinsi gülümseyişinden kavrayabiliyordum.

Bücür gayr-ı ihtiyarı esneyince ve bunu yaparken bacaklarını kocaman açıp geriye doğru gerinince Müzeyyen'inn kulakları birden dikildi ve ona dönüp "Çok ayıp! Hemen bacaklarını topla, yanında hanımefendiler var!" diye çemkirdi.

"Aa uykun mu geldi?" diye sorup krizi fırsata çevirmeye çalışınca Neco hemen lafa atıldı.

"Aynen kardeşim uykun mu geldi?"

"Valla ya, örgü örmek sıktı beni."

"İstersen ütülenecek kıyafetler var, onlara yardım edebilirsin. Gömlekleri kolaya basıp ütülemelisin ama. Ayrıca kumaş pantolonlar da çizgisi bozulmadan ütülenmeli!" Müzeyyen işlerden bahsetmeye başlayınca Ulaş elindeki çay bardağını bırakıp ayaklandı.

"Aslında bahçede çok güzel maç yapılır."

"Kankitoşum haklı hadi maç yapalım." Makber örgüyü yılanmış gibi bırakıp ayaklanınca herkes garipseyerek ona baktı. En son futbol oynayacak insanlardan birisiydi çünkü o.

"Daha örgü örmeniz bitmedi!" dedi Müzeyyen Makber'e bakarak. "Hem oğlanlarla beraber futbol maçı yapamazsınız."

"Ben bayılırım futbola."

"Hadi bahçeye!" diye bağırınca Bücür, herkes bir anda yaptığını bırakıp kapıya doğru koşmaya başladı. Bediz Kayınço'nun sırtına atlamış çocuğa at muamelesi yaparken Güneş'in gelmek istemediğini fark ettim. Ulaş hemen yanına gidip onu zorla ayağa kaldırdı ve kolundan tutup peşinden sürüklemeye başladı. Müzeyyen bize seslenirken hiçbirimiz durmadık ve bahçeye çıktık.

"Bir ebeveyni bir şeye ikna etmek için," dedi Kayınço yanımdan geçip Bediz'i sırtından indirirken.

"Ona daha kötülerini göster ve elindekine şükretmek zorunda bırak." diyerek cümlesini tamamladım ve Ulaş ile beşlik çaktık birbirimize. "Ulaş Yoyo sana mızıkçı dedi sanırım."

"Yo, öyle bir şey demedim." Yoyo hemen gözlerini Güneş'ten çekip bize çevirince Ulaş kollarını sıvamaya başladı.

"Demişsindir."

"Yo, valla demedim." Çocuk kafasını iki yana sallayınca Bücür kafasına bir tane vurdu.

"Dedi, bende duydum." dediğinde Ulaş Yoyo'ya doğru yürümeye başladı.

"Dedi, eminim." Kollarımı göğsümde birleştirdim Ulaş da Yoyo'yu ensesinden yakalarken "Kız arkadaşım yalan mı söylüyor yani? Bunu mu diyorsun?" dediğinde Yoyo artık sıkışmıştı.

"Ne münasebet lan? Ne oluyor burada?" Yoyo hâlâ olayı çakmayınca Ulaş onu tuttuğu gibi toprağa fırlattı, bunun üzerine de Jigglypuff bahçedeki, evin hemen kenarındaki musluğu açtı ve hortumla ikisini de ıslatmaya başladı. Onlar toprak içerisinde yuvarlandıkça her tarafları çamur olmaya başlıyordu.

BULUTLAR DA AĞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin