29. Bölüm

10.4K 514 30
                                    

Bölümleri artık kısa tutacağım, bilginize. Magissa'ya da bir bakıp, oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz mutlu olurum ;) Keyifli okumalar!

&

Bölüm ithafı 0EsmaNur0'a yapılmıştır.

(İthaf sistemimizi değiştiriyorum! İthaflar en beğendiğim, en kapsamlı yoruma yapılacaktır!)

&

...Gülüşlerimiz sona erdiğinde "Uyumak istiyorum. Benimle kalsana bugün." dedi. Biraz duraksasam da sonra başımla onayladım. Beni elimden tuttuğu gibi yukarı çıkardı. Asma kata, odasına girdiğimizde de direk yattık. Yorucu bir günün ardından da huzurlu bir uyku için gözlerimi yumdum. Tabi, mafyanın doktoru olarak...

***

Bir Hafta Sonra...

Bir iş çıkışında daha birlikteyiz. Günün yorgunluğunun üstüne tek isteğim bir an önce eve gitmek ve duşla rahatlamaktı. Yankı'nın adamının açtığı kapıdan arabaya bindiğimde ve yola çıktığımızda da aklımdan bunlar geçiyordu. Ertuğ'un vurulduğu geceden beri Yankı, yanında sağ kolu olarak Cemil'i gezdiriyordu. Benim için de diğer adamlarından birkaçını görevlendiriyordu. Geçen günlerde evde bir odaya çıkardığımız Ertuğ ise her akşam onu kontrole gittiğimde Yankı'yla beni işe çıkmak için ikna etmeye çalışıyordu.

Çok oyalanmadan eve varmıştık. Bahçede Yankı'nın arabası duruyordu. Buna karşılık kaşlarım çatılmıştı. Genelde o, benden sonra gelirdi eve. Erken gelecekse de haber verirdi veya beni almaya gelirdi. Bu yüzden içime bir kurt düşmüştü. Kapıyı açıp "Hoş geldiniz." diye beni selamlayan Gülşah'a karşılık verip "Yankı mı evde?" diye sordum. Gülşah başıyla onaylayıp "Evet, biraz önce geldi. Çalışma odasında." diye yanıtladı. Teşekkür edip merdivenlere yöneldim. Duşu sonraya bırakıp direk olarak Yankı'ya bakmak için çatıya çıktım. Daha merdivendeyken "Sikerim öyle işi!" diye bağırdığını duymuştum. Bu kadar bağıracak ne olmuştu? Bir de bu odanın niye kapısı yoktu? Kaşlarım çatılırken ilerlemeye devam ettim. O sırada Yankı'nın konuşmasını duymaya devam ediyordum.

"Onu bunu bilmem, kimin başının altından çıktıysa bulun! Kaldırılacak o haber!"

Bir süre karşıdakini dinledikten sonra "Göreceğiz." diye eklemişti ki ben de kapıda durmayı bırakmış "Yankı?" diyerek odaya girmiştim. Boğa bakışları bana döndüğünde yüzünde yüzde birlik bir gevşeme oldu. "Hoş geldin." diyerek arkasını dönüp masasına oturduğunda "Pek hoş bulduğum söylenemez sanki." diye mırıldanarak ona doğru ilerledim. Masadaki bakışlarını yüzüme çıkardı. "Ne?" derken sesi gergindi. "Baksana haline, boğa gibisin yine. Ne oldu?" diye sorarak masasının önündeki koltuğa oturdum. "Bir şey yok." diye tersledi. Bu da sabrımın sonuna yaklaşmamı sağlamıştı. "Neden bağırıyordun o zaman deli gibi?" diye ikinci bir soru yönelttiğimde gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve vererek açtı. Bu, sakinleşmeye çalıştığını gösteriyordu ancak yine işe yaramamış olacak ki gözleri açılır açılmaz "'Bir şey yok.' dedim ya Lal, her şeyin hesabını mı vereceğim?" diye bağırdı. Kaşlarım çatılmıştı. "İyi!" diye terslenip ayağa kalktım ve bir şey demeden odadan çıkıp aşağıya yöneldim. Arkamdan bir şeyi devirip "Sikeyim!" diye bağırmıştı. Umursamadım. Odama geçtim. Kafama Yankı'yı da takmadan hayalini kurduğum duşu aldım. Vücudumun gevşediğini hissetmiştim. Eşofmanlarımı giyip odadan çıktım. Ayak sesleri duyunca bakışlarım solumda kalan merdivene kaymıştı. Yankı'yı gördüğümde başımı çevirip sağ merdivenden aşağıya inmeye başladım. Yankı peşimden gelse de takmamıştım. Onun mutfağa geçeceğini biliyordum. Bensem aşağıya, Ertuğ'un odasına indim. Kapıyı çalıp komut alınca içeri girdim. Beni görünce doğrulmaya çalıştı. "Dur yahu, hasta olan sensin." diyerek öne atıldığımda gülümsedi. "Siz ne derseniz o, Yenge." dediğinde direk konuya girmeye karar verip "Bugün nasılsın? Yarana bir bakayım." dedim. Üstündeki örtüyü, daha sonra da tişörtü sıyırırken "Lal Hanım vallahi bomba gibiyim ben ya. Ne olursunuz Abi'ye de söyleyin şunu, ikna edin de işime döneyim. Çok sıkılıyorum bu odada." diye dert yandı. Haline ufak bir kahkaha attıktan sonra yarayı da kontrol etmiş olmanın verdiği serbestlikle doğruldum. "Yaran iyi durumda ama bu isteğini yine görmezden geleceğim Ertuğ. Yankı'yla benim ortak paydada buluştuğumz tek konu senin işe dönmemen. En azından birkaç gün daha bekle, sonra koşturursun yeniden." dediğimde somurttu. Sessiz kalınca "Bir şey olursa seslen." diyerek odadan çıktım. Şimdi mecburen yemeğe, Yankı'nın yanına gidiyordum. Mutfağa girdiğimde onu masada telefonuyla ilgilenirken buldum. Yerime oturduğumda yüzüne bakmamıştım. O ise, hissettiğim kadarıyla, kısa bir an bana bakmış ve telefonunu cebine koyup Gülşah'a servisi yapmasını belirten bir baş hareketi yapmıştı. Gülşah çorbaları koyup bizi yalnız bıraktığında sessizce yemeğe başladık.

DOKTORCUM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin