Good and Bad |KTH|

13.Bölüm

♧ Odalar ♧

Ha Neul merak içindeydi. Nereye götürüyordu onu? Nasıl gösterecekti gerçeğini? İçindeki sorulardan habersizce araba kullanan adama baktı. Yüz hatları oldukça sertti ve gergin görünüyordu. Parmak boğumları bembeyaz olmuştu direksiyonu sıkmaktan. Bay Kim'i bu kadar zorlayan neydi acaba? Çekiniyor muydu Ha Neul'e bir şeyleri göstermekten? Ya da göreceği, duyacağı şeylerden hoşnut kalmayacak olmasından? Araba ani bir frenle durduğunda taktığı kemere şükretti genç kız.

"İn."

Verdiği emirden sonra terk etti arabayı. Uzaklaşmadı ama bekledi onun da arabadan inmesini. Sadece yüzüne bakmıyor, bundan olabildiğince kaçınıyordu. Bay Kim'in kendisine bakmaktan çekinebileceğini hiç düşünmezdi. Arsız bir adamdı o. İnsanların yüzüne gocunmadan, utanmadan bir gece teklif edecek, izin verilmediği halde saçlarını derin derin koklayacak kadar hem de. Şimdiki çekingenliği Ha Neul'ün merakını kamçılıyordu.

Ha Neul, Bay Kim'i daha fazla bekletmedi ve arabadan inip yanına ilişti usulca. Üç katlı bir eve gelmişlerdi. Ha Neul yanılmıyorsa burası onun eviydi. Soru sormadan arkasından adımladı. Kim Taehyung anahtarını çıkarttı ve hiç acele etmeden çelik kapıyı açtı. Ardından geri çekilip önce Ha Neul'ün girmesi için yol verdi. Genç kız karanlık eve adımladığında yüzüne ağır bir koku vurdu. Ev başlı başına Kim Taehyung kokuyordu. Kendi kokusu, odunsu parfümünün ağırlığı ve daha seçemediği bir çok kokunun karışımı vardı havada. Özel bir kokuydu. Kim Taehyung genç kızın arkasından girdi, karanlığa son vermek adına prizlere dokundu. Beyaz ışık tüm salonu aydınlattı. Oldukça sade ve şık bir evdi. Az eşyalıydı ama yanlız yaşıyan bir adam için yeterliydi. Ha Neul etrafa göz gezdirirken Taehyung'un ileriye bir adım atmasıyla sırtı onun göğsüyle birleşmişti. Kendisine dokunmuyor sadece arkasında dikiliyordu. Bir süre bu şekilde kaldıktan sonra Ha Neul yanlış anlaşılmış olma ihtimalinden korktu ve kendisini konuşmak zorunda hissetti.

"Bay Kim..."

Genç adam onun devam etmesine fırsat tanımadan sımsıkı tuttuğu çantasını ellerinden alıp ayak uçlarına bıraktı. Hareketleri sakindi. Acele etmiyor, sanki kendisini birazdan olacaklara hazırlıyordu. Nihayet arkasından çekildiğinde Ha Neul rahatca nefes aldı. Bu adam kendisini çok fena etkiliyordu. Hem de iyi anlamda değil. Kim Taehyung genç kızı bileğinden tuttu ve üst kata çıkan merdivenlere yönlendirdi. Tutuşu canını yakmıyor, adımları ona yetişmesini zorlaştırmıyordu. Bu akşam Ha Neul hiç bilmediği kadar kibar bir Taehyung ile tanışacaktı galiba. İkinci kata geldiklerinde Kim Taehyung durmamış onları tekrar merdivenlere yönlendirmişti. Etrafı seçmek giderek zorlaşmıştı. Bay Kim bileğinden tutmasa düşecek gibi oluyordu. Bir iki basamak sonra son kata vardılar. Burada loş bir ışık vardı, yeterli değildi ama vardı işte. Zaten görünen tek şey sıra sıra dizilmiş heybetli kapılardı. Taehyung sonunda sessizliğini bozdu ve konuştu.

"Bu odalar insanlara bahsetmediğim şeylerle dolu."

Ne olabilirdi ki bu kapıların ardında? Aklında garip garip şeyler oluşurken bilinçsizce elini en yakınında kalan kapıya uzattı. Hemen görmek istiyordu ardındakini. Ancak hâlâ bileğini tutan el onu geri çekti. "Bu odalara girmene izin vereceğim. Ancak benim de senden isteklerim olacak." Buraya gelirken böyle bir şarttan behsetmemişti. Ya yine ondan öyle bir şey isterse!? Asla olmaz! Ama istekleri karşısında da tanıyabilirdi onu. Eğer yine ahlaksızlık yapıp Ha Neul'den o tür bir istekte bulunursa dikkate alınacak bir şey olmadığını anlardı. Tanımaya değmeyen, yanlış anlaşılmamış ama yanlış şeyler yapıp bundan zevk alan bir adam olduğunu görürdü. Böyle birini tanıyıp, ona zaman ayırıp, anlamaya çalışmak ise sonucunda koca bir hayal kırıklığı doğururdu şüphesiz.