90. bölüm FİNAL PART 1

75.5K 2.5K 664
                                    

İşte geldik kitabımızın sonuna😞 FİNAL bölümü yazarken son demek istemedim. Çünkü onların hayatı devam edecek ve belki yıllar sonra devam ederim onlardan bir parçayı yazmaya. Bunun için Asaf'ı Azze tutkusu için açık bir kapı bırakıyorum. Ne yapayım veda edemiyorum onlara kızmayın bana böyle avutuyorum kendimi.🙈
Asaf'ı Azze tutkusu ilk kitabım ilk göz ağrım. Final yapmak benim için gerçekten çok zor.
Kitabın başından beri yanımda olan ve sonradan ailemize katılan herkese çok teşekkür ederim 😘 Asaf ve Azze çok sevildi umarım diğer kitaplarımda böyle sevilir. Yazarınızı yalnız bırakmayın sakın 😢 Yapmacık yada yalan sevgiden anlamam ben insanları gerçekten kalpten severim ve sizi çok seviyorum canım meleklerim 😘😘😘
Ay bu ne sanki ölecekmişim gibi buradayım bir yere gitmiyorum ve sizde yanımdasınız. 😘

Bu arada özel bölümlerimizde olacak. Ayrıca sevdiğiniz karakter için de özel bölüm yazacağım. Kimler için özel bölüm istiyorsanız söyleyin. 💗

Hiç ummadığım bir hayatın içinde bulmuştum kendimi. Küçük yaşta annesiz kaldım. Babamın o boşluğu doldurmak için ne kadar çabaladığını asla unutamam. Annenin yerini kimse dolduramaz ama babam başkaydı. Benim için her şeydi. Seda Hanımın çiftlik evinde geçti çocukluğum ve gençliğim. Babam onun en iyi adamı ve arkadaşıydı. Önceleri tuhaf gelirdi bana babam Seda hanımın çalışanı olmasına rağmen diğer adamlara göre farklı bir ilgi görüyordu. Okula gittiğim zaman anlamıştım,annemin Seda hanımın manevi kızı olduğunu ve Seda hanımın annemi ne kadar çok sevdiğini o zaman anlamıştım. Dışardan bakıldığında çok sert ve dayanılmaz bir kadındı. Önceleri çok korkardım ondan. Oysa hep farklı bakardı bana ne kadar yaramazlık yapsam da kızmazdı. Önce çatık kaşlarla bakardı gözlerime sonra yumuşardı bakışları. Bazen saçlarımı okşayıp öpüp koklardı. ' Eva'm gibi kokuyorsun derdi.' Gözleri sislenirdi annemin adını her andığında ve her ölüm yıl dönümünde annem için ağlardı. Ona olan korkum böyle bir günde geçmişti. Bir gün odaya girdiğimde annemin resmine bakıyordu yaşlı gözlerle. Onu ne kadar çok özlediğini fısıldıyordu. Yanına giderek başımı ona yaslayarak elini sıkıca tutmuş onunla birlikte annem için ağlamıştık. Yıllar geçtikçe daha çok bağlanmıştı Seda hanım bana. Torunlarının yanına gittiğinde beni de yanında götürmek isterdi hep ama ben babamla kalmayı tercih ederdim. Yıllarca her şeyimle ilgilenmişti. Özel hocalar tutarak birçok yönden bilgi sahibi olmamı sağlamıştı. Kendimi korumam için dövüş dersleri almamı sağlamıştı. Bütün işlerinde ona yardımcı oluyordum. Birçok toplantıya onunla birlikte katılıyordum. Annemin kim olduğunu ve neler yaptığını öğrendiğimde onun adını yaşatmak için yaptığım her işten sonra onun adını bırakmaya başladım. Böylece Eva, yeniden doğmuş oldu. Babamın yaralandığı birgün burdan gitmek istemiştim. Annem gibi babamı da kaybetmeye dayanamazdım. Bunu duyan Seda hanım kalp krizi geçirerek bir hafta boyunca hastanede kalmıştı. Babam da o hayatta olduğu sürece yanında kalmamız gerektiğini bunu annen için yapmalıyız demişti. Tamam demiştim ama Üniversiteden mezun olur olmaz burdan gidecektim. Dışardan bakıldığında normal bir çalışanın kızı olarak görülüyordum oysa bu çiftliği ve Seda hanımın bütün işlerini yürütüyordum. Sakin ve zararsız görünürdüm. Ama hayalet gibi her yere sızan ve istediğini alan Eva'ydım ben. Annemin ve babamın Azze'si Seda hanımın ise Eva'sı.

Derin bir nefes alarak dolan gözlerimle tekrar baktım etrafıma. Demirkan mezarlığıydı burası. Annemin de aralarında bulunduğu mezarlık. Bebeklerimizi getirmiştik kaybettiğimiz sevdiklerimize göstermek için. Hem onları ziyaret etmek hemde büyüdüğüm şehri görmek hüzünlendirmişti beni. Her şeyin başladığı yerdi burası. Azze, olarak kendini gösteren Eva, olarak iş yapmaya başladığım yer. Yağmur, Ece, Su, Naz, Begüm, Eren, Kuzey ve Alp'i tanıdığım şehir. Kaçırıldığım ve ölü olarak bırakıldığım şehir. Bana can olan şehir. Asaf'ı bana getiren ve beni ona ait kılan şehir. Birçok hüznümü ve mutluluğumu taşıyan Bursa. Bana birçok güzel şey verdin.
Sessiz bir şekilde ayrıldık mezarlıktan. Bende Asaf da kendi iç dünyamıza gömülmüştük. Çiftliğe gittiğimizde Asil ve Alisa'nın sevimlilikleri sayesinde ikimizde o kasvetli durumdan çıkmıştık. Bu hafta sonu ikizlerin doğum günüydü. Birinci yaş günlerini burada kutlamak istemiştik. İkisi attığı paytak adımlarla evi dolaşıyorlardı. Yüzlerinde oluşun şaşkın ifade ile güldüğümde ikisininde bakışları bana döndü.
" Anne, anne..."
Tam olarak düzgün konuşmasalarda anne, baba, mama gibi şeyleri söylüyorlardı. Bide Bora'yı görünce amca demeye çalışmaları herkesi güldürüyordu. Minik kızım ise Ateş'e ismiyle hitap ediyordu daha doğrusu etmeye çalışıyordu. Şimdiden aşık bir kızdı Ateş'e. Böyle olunca da Asaf, deliye dönüyor Ateş'in kızı kucaklamasına izin vermiyordu.
Kollarımı açtığımda ikiside kucağıma yerleşip göğsüme sokulmuşlardı. İkiside hayatıma renk katan mucizelerimdi. Asaf, yanımıza gelip dudaklarıma öpücük bırakarak oturduğunda Asil, çatık kaşlarla babasına bakıp 'benim' diyerek küçük tombul kollarını boynuma sararken kızım da abisi gibi kaşlarını çatarak bana bakıp babasının kucağına yerleşti. Kızım babasını oğlum beni kıskanırdı.
Asaf," Küçük sıpa yüzünden karımı da öpemiyorum artık. Bak oğlum senden önce anne benimdi her zaman da benim olacak bunu kabullen artık."
" Oğluma sıpa deme. Küçücük çocuğu kıskandığına inanamıyorum Asaf. Sen babana bakma aşkım."
" Bak yine aynı şeyi yaptın. Ona aşkım demeni istemiyorum. Senin tek aşkın bendim hani. Ben Alisa'ya nefesim diyor muyum hiç."
Şaşkınlıkla Asaf'a baktığımda kıskanç oğlum babası gibi dudaklarıma öpücük bıraktı.
Asaf," Lan seni yerden bitme gel buraya."
" Hiç çocuğa kızma kaç defa dedim sana çocukların yanında beni öpme diye. Yaptığımız her şeyi taklit ediyorlar. Bak kızımızda aynı şeyi yapıyor."
Asaf," Bu küşük cadının beni öpmesi normal ama Ateş olacak serseriyi değil."
" Allah'ım sen sabır ver resmen üç çocukla uğraşıyorum."
Asaf," Bak prensesim Ateş, pis uzak dur ondan çirkin o çirkin."
Kızım babasına gülümseyip kıkırdayınca Asaf, başını onun karnına koyup gıdıklamaya başladı. Kızımızın kahkahası bütün evde yankılanıyordu.
Asaf," Ölürüm senin güzel gülüşüne."
Oğlum masum bir şekilde babasına bakıp ona seslenmeye başlayınca Asaf, dayanamayıp kolunu açtığında şimdiye kadar babasını kıskandıran oğlum beni hemen satıp babasının kucağına yerleşti.
Asaf," Aslanım benim."
Asaf, ikisiyle oynamaya başladığında gelen kahkaha sesleri huzurla gülümsedim. İki çocuğumda babalarına aşırı düşkündü. Birçok şeyi babalarının yapmasını istiyorlardı. Tabi Asaf, da onları çok seviyordu. Bazen benden daha çok onları sevdiğini düşüyordum.

ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin