13. Bölüm

56.4K 2.9K 766
                                    


*
*

"Ee," dedim alayla Yağmur'a dönerken. "Sizin romantik bir yemek yeme sebebiniz ne?"

Gözleri, 'yok artık' dercesine açılırken kafasını odamda başka yerlerde dolaştırmaya başladı. "Saçmalama Hazal. Siz ikiniz gidiyorsunuz diye, o da öyle şeyaptı."

Elimi havada gelişi güzel salladım. "Tabi canım. Karşında salak var zaten, anlat anlat. Dinliyorum ben."

Kafasını hışımla bana döndürdü ve yastığı tehdit edercesine havaya kaldırdı, "Bak fırlatırım!"

"Fırlatırsan fırlat! Nikahınıza çağırmayı da unutma tamam mı?! En son bana haber verirsin artık."

Omuzlarını düşürerek yastığı kucağına koydu ve dirseğini yasladı.

"Bilmiyorum, Hazal. Ne hissettiğimi bilmediğim gibi, aramızda ki ilişkinin boyutunu da bilmiyorum."

Kaşlarım çatıldı, "Nasıl yani?"

"Bana bazen öyle özel davranıyor ki, gerçekten aramızda bir şeyler olduğuna inanıyorum. Sonra bir anda benimle dalga geçiyor, saçımı çekiyor, küçük kız kardeşiymiş gibi davranıyor. Neye göre davranacağımı şaşırdım.."

Sırıtarak kaşlarımı kaldırdım, "Fazla tanıdık değil mi?"

Gülerek kafasını salladı, "Kaderimiz bu galiba, Hazo."

Olayın kaynamasına izin vermeden tekrar başa döndüm, "Siz nasıl başladınız ki? Yani böyle değişik hissetmene sebep olan ne?"

Bakışlarını tavanda dolaştırdı. Elleriyle oynadı. Sonunda oflayarak derin bir nefes aldı ve gözlerini gözlerime sabitledi.

"Beni öptü."

"Yok artık!"

Dudaklarını ısırarak kafasını salladı, "Maalesef var artık."

Sanki Yağmur bir uzay mekiğine binip gidiyormuş gibi şaşkınlıkla bakan bakışlarım ve açık kalan ağzım kendisini rahatsız etmiş olacak ki yerinde kıpırdandı.

"Ne zaman oldu bu?"

"Sen İtalya'dayken. Gideli 3 ay olmuştu."

"Yağmur yuh!" Diye bağırdım, açık kalan ağzımı kapatırken. "İnsan anlatırdı zalimin kızı! Kendimi 5 çocuğumla ortada kalmış gibi hissediyorum, öyle bir hayal kırıklığı.."

Yağmur'un utangaç bakışları tüm odayı baştan aşağı süzerken kapım tıklandı ve içeri hızla annem süzüldü.

"Kız, gelin Efsun Abla fal bakıyor. Size de bakıversin," dedi yüzünde sevimli bir gülümsemeyle.

"Hazırlanmamız lazım anne," dedim dudaklarımı bükerek. "Biliyorsun akşam yemek falan."

Zeynep Sultan, terlikleriyle şıkıdık şıkıdık başımıza kadar geldi ve ikimizin de koluna girerek bizi sürüklemeye başladı.

"Gelin, gelin.."

Arka cebimde ki telefon çalmaya başladığında şükrederek hemen kurtuldum annemden ve telefonumu gösterdim.

"Bak, Kaan arıyor! Benim hazırlanmam lazım. Siz gidin, hadi."

Tabii anın şokuyla ağzımdan çıkan kelimelerin henüz farkında değildim..

*
*

Yağmur'un çok abartmamam için abisinin giyeceği kıyafetleri bana çıtlatmasıyla üzerime giydiğim siyah crop ve siyah, uzun, yandan düğmeli eteğime son kez baktım aynadan.

Pembe Düşler Mahallesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin