on sekiz

504 58 444
                                    

"Bencil birisin." diye söylendi Jellal, arkasındaki Laxus'la birlikte kamera odasına girerken.
"Gelip Lucy'nin itilmesini anlatmak yerine benim üzerimden kendi egonu tatmin etmeye çalışıyorsun. Natsu sorana kadar haberim bile olmayacaktı ve almayacaktım kayıtları." Koltuğa oturup bir elini klavye, diğerini fare üzerine yerleştirirken devam ediyordu konuşmasına.

Laxus önce bıkkınlıkla nefes verdi, sonra Jellal'e karşılık olarak sırıttı.
"Siz de beni böyle seviyorsunuz ama, ne yapalım?"

Kafasını çevirip alayla tek kaşını kaldırdı Jellal.
"Seni sevdiğimi nereden çıkardın?"
Sorusuna cevap beklemeden tekrar bilgisayar ekranına döndü. Gelirken Laxus'tan öğrendiği tarih ve saatteki kamera kaydını ararken önce iki yanından koltuğa dayanan kolları sonra da başının üstündeki bedeni hissetti. Koltuğun arkasından Jellal'in üstüne doğru eğilmişti şimdi Laxus.

"İnkar aşamasını geçelim bir an önce, çok uzadı."

Laxus'un konuşmasından sonra sinirle bir nefes verdi Jellal. Bu adam onun sabrını sınıyordu her an.
"Kendi kendine bir şeyler uydurup bu uydurduğun şeylerle egonu tatmin ediyorsun, inanılmaz birisin."

"Tam olarak neyi uyduruyormuşum?" dedikten sonra büyük ellerinden birini kaldırıp Jellal'in omzuna yerleştirdi Laxus. Ses tonundan gözlerindeki ifadeye kadar her halinden belli oluyordu eğlendiği. Jellal omzundaki eline vurup itmeye çalışınca sırıtıp biraz daha eğildi ona doğru.
"Benden etkilendiğini mi?"

Jellal gözlerini kapattı, başını eğip uzaklaşmaya çalıştı ondan. Ensesinde hissettiği nefes kesilmeyince sertçe kalktı oturduğu yerden. Laxus bu dediğini de mi kendi kafasında kurarak egosu için söylemişti bilmiyordu ama tamamen haksız değildi.
"Yaklaşma bana." diyerek kapıya yöneldi Jellal.

Laxus henüz uzaklaşamamış adamın kolundan tutup kendine çekti onu. Jellal çekilmenin etkisiyle hafif tökezlerken diğer kolunu da kavrayıp biraz daha yaklaştırdı.
"Geçerli bir mazeretin yokken bu kadar naz yapmamalısın."

Hemen karşısındaki yüze baktı, az önceki şaşkınlığı yüzünden dudakları aralık duruyordu ve Laxus kendini kontrol edebilen biri değildi. Jellal'in de bütün "zor adam" tavırlarına rağmen ona karşı çıkmayacağına emin sayılırdı.

Jellal'in onu itmemiş olmasından da yüz bularak dudaklarını yalayıp eğildi. Geldiği ilk günden beri gözüne kestirdiği dudaklar tam dibindeydi şimdi. Son hamleyi de yapıp onu öpecekken göğsüne konulan el durdurdu onu. Bu harekete şaşırarak durdu bir saniye, sonra Jellal'in gözlerine çevirdi gözlerini.

Jellal başını eğdi önce, ardından Laxus'tan uzaklaştı biraz. Azıcık kalmış iradesini toparlamak için derin nefes alırken elini ceketinin cebine attı. Aradığı şeyi bulmak için uğraşması gerekmemişti bile, metal halkayı cebinden çıkarıp Laxus'a gösterdi. Daha sonra odadan çıkmadan hemen önce o iki kelimeyi söyledi.
"Nişanlım var."

Natsu Dragneel

"Ya gitme işte oraya aptal-! Dean yetiş. Siktir." Çalan telefon izlediğim diziyi bölünce bir küfür mırıldanıp arayanın Zeref olduğunu gördüğümde küfrümü geri çektim. Hemen sonra da odanın kapısı tıklatıldı, telefonu kulağıma götürürken oflayıp ayağa kalktım. Toplaşıp dizi keyfime sıçmaya gelmişlerdi kesin.

"Kime ofluyorsun sen?"

Zeref üstüne alınmamıştı, cidden meraktan soruyordu çünkü ona oflamazdım ben, oflayamazdım. O konuşurken aynı anda kapıyı açtım. Duvara yaslanmış zar zor ayakta duran ve alkol kokan Gray'i görünce göz devirip içeri girdim.
"Oda arkadaşıma."

Oda Arkadaşı | gratsu ✓Where stories live. Discover now