"YANGIN'DAN SON SEKİZ."

116 28 55
                                    

Emir Can İğrek - Gönül Davası

Salahi Bozkurt - Gidiyorsun

🌹

Yangından son sekiz.

Kalemi kırılan bir yazarın, parmak uçlarında ki kanlanmış kelimeleriyim ben.

Titrek bir mum alevi gibi görünsem de, duvarlara bakınca kelimelerle olan savaşımı görebilirsin.

Buradayım.

Yıkılmış bir evin önünde, anılarımla o evi tekrar dikiyorum.

Dikiş tutmayan tuğlalar, üzerime yıkılıyor. Gülümsüyorum.

Çünkü, ölmeden son bir kez daha yaşattım seni.

Rüzgarın sert ama gülümseyen tarafında, bekliyorum.

Hayır. Hayır.

Gülümsemiyorlar, Gülümsemiyorum.

Yolların üzerinde yürüyorum, kambur kalbimi sırt çantamın içine yerleştiriyorum.

Arkam da, seni bıraktığım yerde nefes alıyorum.

Kalabalık bir tren istasyonundayım, avuçlarımda kokun var. Dilimde o kadar çirkin birşey var ki ve biliyor musun? Aklım da çirkinleşiyor.

Ayaklarım uzaklaşıyor senden, benden. Sana okuduğum kötü sonlu bir Masalın, son sayfasını yırtıp ben gerçekleştiriyorum.

Gidiyorum.

Anneciğim, sende kalbin senden gittiğinde böyle ağlamıştın. İşin kötü yanı ben sadece kendi kalbimi değil, onun kalbini de götürüyorum.

Senden gitmek için attığım adım sayısı, iki bin beş yüz elli sekiz. Tren yolcuları alıyor, bekliyorum. Sıra tam bana geliyor. Korkuyorum. İçeriye girmem için bir kadın bana yön veriyor. Gözlerimin üzerinde ki ağırlığı kaldıramıyorum.

Bu ağırlıktan kurtulmak için başımı sola doğru çeviriyorum, tam binmek üzereyken, tam uzaklaşacakken, sokak lambaları sönüp bir daha yanmamak üzereyken bor çocuğun Annesine koştuğunu görüyorum. Öyle bir sarılıyor ki, kambur kalbim dikeliyor. Yutkunamıyorum.

Bir çocuğun annesine olan özlemi gibi, aniden vuruyorsun.

Geri geri gidiyorum, ne ara düşünüp uyguladığımı bilmiyorum. kalbim kursağıma takılıyor. Elimde ki biletletler büzüşüyor, adımlarım sana geliyor. Koşuyorum. Ne yaptığımı bilmiyorum.

Ne yaptığımı bilmiyor oluşuma bakma, kalbim senden gitmeden, sana geliyor diye nasıl atıyor.

Çiçekli sokaklar aşıyorum.

Koşarken O kadar hızlı nefesler alıyorum ki, nefesimin sana gelene kadar yetmeyeceğimi düşünüp nefes almadan koşmaya devam ediyorum.

Sevgilim, Senden gidiyor olmayı düşündüğüm için bana kızacağını biliyorum.

Lakin benden habersiz gittiğini zannettiğin, kalbine bakan o doktorun sözlerini bıçak gibi avuçlarımda taşıyorum. Ne zaman ki kalbin ağrıyor, işte o zaman kalbime saplıyorum seni.

Kalbine bakan o doktora verdiğin çaresiz cevapların, benim gitmem için en güçlü sebepti.

Sevgilim, yeter ki sen çaresiz olma, seni çaresiz bırakan herşeyi yolundan ayırırım. Bu ben dahi olsam.

Sözlerin sağ omzumda ağlayan bir melek gibi, var sesini duyuyorum. Lakin dokunamıyorum.

"Kalbiniz çok yorgun efendim. Sizi yoran ne ise uzaklaşın. Ve işin kötü yanı sadece kalbiniz değil nefesiniz dahi tıkanıyor. Verdiğim ilaçları düzenli kullanın lütfen. Biraz bile ilerlemesi bizim için iyi olmaz.

KÜL'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin