Bölüm 8.2

6.8K 546 165
                                    


Hızla odama geçip hazırlandıktan sonra tırnaklarımı kemirerek Marcus'u beklemeye başladım. Nereden çıkmıştı şimdi bu yemek işi? Bir de çift olarak! Bu beni biraz sinir etmiş olsa da ilk iş yemeğine gidecek oluşum bir hayli gergim olmamı sağladı.

Birkaç dakika sonra odamın kapısı açıldı. Marcus tüm güler yüzlülüğü ile, "Hazırsan çıkalım Devin," dedi.

Başımla onu onayladıktan sonra yaslanmış olduğum masamdan ayrıldım ve ona doğru yürüdüm. Eliyle önden gitmemi göstererek centilmenlik yaptı. Başımla onu selamlayıp tebessüm ederek göstermiş olduğu güzergâhta ilerledim. Birkaç adım önden asansöre doğru yürürken sırtımda hissettiğim gözler tüm tüylerimi ürpertiyordu.

Marcus ile beraber asansöre bindikten sonra zemin katı tuşladık ve asansörün hızla aşağı inmesini bekledik.

"Heyecanlı mısın bakalım?" dedi iki elini önünde birleştirmiş bir şekilde.

"Biraz," diye yanıtladıktan sonra kaçıncı katta olduğumuza baktım. Daha çok vardı. Onun yanındayken eğlenceli hissedeceğimi biliyordum zira tavırları oldukça rahattı. Fakat ben geriliyordum. Sonuçta onu Alex kadar tanımıyordum ve huyunu suyunu bilmiyordum. Gerçi Alex'in ne kadarını biliyordum ki?

"Heyecanlanma, benim yanımda rahat davranabilirsin. Bir patrondan ziyade, arkadaşınmışım gibi düşün." dedi ve göz kırparak koluma hafif bir yumruk attı.

"Bu benim için biraz zor olsa da deneyeceğim." dedim.

Asansör zemin kata indiğinde hızla otopark için yapılmış bir diğer asansöre bindik. Otopark katına girdiğimizde son model kırmızı bir arabaya yürürken ister istemez ağzım açık kaldı. Korhan'ın da bu tarz arabaları vardı. Ama o zamanlar benim için bir önem ifade etmiyordu.

Kabuslarımın başrolünün silüeti tekrar aklıma akın edince yüzüm düşmüş olacaktı ki Marcus vakit kaybetmeden sordu.

"Sen iyi misin?" dedi.

Ondan gözlerimi kaçırdım. "İyiyim, bir sıkıntı yok." dedim. İnandırıcı olması için gülümsememle taçlandırdıktan sonra arabaya bindik.

Emniyet kemerimi bağladıktan sonra Marcus'un otoparktan çıkmasını bekledim. Resmen azami hızımız ondu. Tıpkı bir kaplumbağa gibi otoparktan çıkmaya çalışırken çenemi tutamadım ve hata yapmış olduğumu anlamam geç olmadı.

"Bu kadar yavaş gideceksek akşam yemeğine değil sabah kahvaltısına randevu almalıyız." dedim.

Marcus cevap vermeden sadece gülümsedi ve kafasını iki yana salladı. Otoparktan çıkar çıkmaz gazı kökledi ve koltuğuma yapışmamı sağladı. İstemeden koltuğun kenarlarını sıkmaya başladığımda Marcus'un gülmeye başlaması bir oldu.

"Hız delisi birine söylememen gereken bir şey söyledin güzellik." dedi. Bunu demesiyle hızını iki katına arttırması bir oldu.

"Tamam, TAMAM! Yavaşla biraz." diye bağırdıktan sonra bakışlarını bana çevirdi. Bu kadar hızlı
sürerken yola bakmak yerine bana bakıyor olması çok tehlikeliydi. O an abisiyle arasında bulunan farklara bir yenisi daha eklenmişti. Alex profesyonelce pür dikkat araba kullanırken Marcus son derece dikkatsiz ve uçarı kullanıyordu.

"Hadi ama! Akşam yemeğine yetişeceğiz biliyorsun." dedi daha deminki ses tonumu taklit ederek.

"Yola bak Marcus! Kızımı son bir kez daha görmeden trafik kazasında ölmek istemiyorum." dedim.

O an hızını yavaşlattı ve bakışlarını benden çekip yola çevirdi.

"Evli olduğunu bilmiyordum," dedi.

Devin | RAFLARDA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin