2.1

369 42 116
                                    

Yukarıdaki şarkıyı dinleyebilirsiniz.🌎

Keyifli Okumalar!🤍

gökyüzündesallananruhlar: Demedim mi ben sana, bana yüzünü dönme diye?

(Görüldü)

gökyüzündesallananruhlar: Geçip gidiyorsun yanımdan, bakışların bile değmiyor gözlerime.

(Görüldü)

gökyüzündesallananruhlar: Bana cevap ver.

gökyüzündesallananruhlar: Beni görmezden gelemezsin.

(Görüldü)

gökyüzündesallananruhlar: Cevap vermiyor musun?

(Görüldü)

gökyüzündesallananruhlar: Peki, bunu sen istedin.

Ben yeni gelen mesajı okuyamadan bir şey oldu. Yerle temasım kesilip kendimi havada bulduğumda küçük bir çığlık firar etti dudaklarımdan.

Dünya dönüyor, arkadaşlar. Hayır, hayır ben değil. Dünya. Acaba ben mi dönüyorum yoksa?

Bir erkek parfümü kokusu burnuma dolduğunda, tanıdıklık hissine karşı koyamadım.

"Oğuz, delirdin mi? Ne yapıyorsun?"

"Deli ettin, kızım." Oğuz beni omzundan sarkıtırken tüm kampüs bizi izliyordu. Bazıları gülüyordu, bazıları ise fısıldaşıyordu veya göz deviriyorlardı. Ben Oğuz'un sırtına yumruklar indirirken sırıtmama engel olmaya çalıştım.

Hayır, deli değilim.
Peki, belki biraz.

"Abi, bıraksana beni ya."

"Abi mi?" Oğuz birden adımlarını yavaşlattı ve sonra tekrar devam etti. "Kızım, sen iflah olmazsın," diye de ekledi ama sesindeki sırıtışı anlayabiliyordum.

"Oğlum, bıraksana sen ya! Nereye gidiyorsun?" Çırpınmaya devam ettikçe o da tutuşunu sıkılaştırıyordu.

"Herkes bize bakıyor, aptal!" Tüm çırpınışlarıma veya çığlıklarıma rağmen o umursamıyordu bile. Ben de daha fazla sinir oluyordum. Harbi şu an ne oluyordu?
Birden ayaklarım tekrar yerle temas ettiğinde derin bir nefes aldım ve bakışlarımı karşımda duran Oğuz'a diktim.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Sinirle ona bakarken o ise hiçbir şey olmamış gibi bana bakıyordu.

"Bunu sen istedin. Benimle konuşmazsan böyle olur, hanımefendi."

"Allah allah ya. Konuşmazsam konuşmam, zorla mı?"

"Sanki konuşmak istediğini bilmiyoruz."

Şaşkınlıkla yüzüne bakakaldım ama kendimi hızlıca toparlayarak karşı atağa geçmeye hazırlandım ki beni durdu.

"Hadi, arabaya bin de gidelim."

"Pardon?"

"Arabaya biner misin, Dünyacığım seni bir yere götüreceğim."

Odun değilmiş arkadaşlar. Ya da bilerek yapıyor.

"Gelmiyorum."

"Çocuk gibi naz yapma."

"Bana ne."

"Zorla mı bindireyim yani?"

"Dene istersen." Tehditkâr bakışlarımı üzerine diktiğimde o sadece sırıtmakla yetindi ve bir adım öne attığında dediğinde ciddi olduğunu anladım. Ona izin vermeden ellerimi yukarı kaldırdım ve başımı salladım.
"Tamam, tamam biniyorum."

"Aferin kızıma." Gözlerimi devirdim ve bir hışımla yanımızda duran siyah BMW'ye bindim.

Vay be, arabaya bak.
Neyse konumuz bu değil.

Kollarımı önümde bağlayarak çatık kaşlarla ön koltuğa oturduğumda bakışlarım hâlâ dışarıda duran Oğuz'a kaydı. Bana bakarak gülümsüyordu. Ona en kızgın bakışlarımdan atıp 'ne bakıyorsun' der gibi baktığımda sırıtışı büyüdü ve kafasını iki yana sallayarak o da arabanın etrafından dolandı ve sürücü koltuğuna yerleşti. Ben ona baktığımda onun da bakışları bana değdi.

Ne güzel bakıyorsun öyle.

Saçmalama Dünya, kendine gel.

"İster benimle konuş, ister konuşma. Yanımda ol yeter."

Biraz daha baktı ve sonra dudakları kıvrıldı.

"Seni çok seveceğin bir yere götüreceğim," diyerek göz kırptı.

————

Nasılsınız öncelikle?

Bölümü sevdiniz mi?

Sizce Oğuz, Dünya'yı nereye götürecek?

sizi seviyorum.🖤

texting: Gökyüzünde Sallanan Ruhlar | Tamamlandı |Where stories live. Discover now