1. Bölüm: "Yeni Mahkûm"

171K 4.6K 3.2K
                                    

Can yakıcı aşklar, tek bir bakışla başlar.

🕯️

Gece Soykamer:

Karagöz hapishane'si.

Yada insanların söylediği gibi yeryüzünde bulunan cehennem.

İnsanlığın görüp görebileceğini en ağır suçlularının bulunduğu, ve en ağır cezalara maruz kalan mahkumların hapishanesi.

Karagöz hapishanesinin etrafı ucu bucağı belli olmayan bir orman ile kaplıydı. Çevresi bir insanın asla aşamayacağı uzunlukta ve kalınlıkta duvarlarla örtülüydü. Buradan çıkmak imkânsızdı. Çünkü Karagöz hapishanesine giren bir mahkum mühebbet yemediği sürece tek bir şekilde çıkabilirdi; Cesediyle.

Karagöz hapishanesinde doktor olarak işe başladığım ilk zamanlar oldukça zordu. Kim yeryüzünde ki cehennem diye bahsedilen yerde çalışmak isterdi ki? Bende istememiştim. Ama babam vefat edince annemin ve kız kardeşimin tek güvencesi ben olmuştum. En iyi üniversitede okumama rağmen iş bulamayınca burada çalışmak zorunda kalmıştım.

İlk zamanlar gördüğüm şeylere katlanamıyordum, aslında hala katlanamıyordum ama mecbur bırakılmıştım...

Ellerimi üzerimde ki beyaz önlüğün ceplerine sokarak, kirli beton duravarlardan oluşan koridordan sağa doğru döndüm. Karşıdan üzerinde mavi mahkum kıyafeti ile müdürün odasından elini kolunu sallayarak çıkan deli Tayfun ile gözgöze geldim. Burada da sistem aslında dışarıda ki gibiydi, güçlüysen istediğin herşey olurdu. Ama yok güçsüzsen seni ayaklarının altında acımadan ezerlerdi. Buna Karagözü yöneten  herkes dahildi.

Deli Tayfun arkasında ki gardiyanları takmadan yanımdan geçerken bana göz kırpmış ve midemi bulandıran o gözlerini üzerimde dolaştırmıştı. Sertçe yutkunarak onu görmemezlikten geldim ve yanlarından geçtim. Müdürün odasının önüne geldiğimdeyse kapıya bir kere vurup herhangi bir komut beklemeden içeri girdim. Dosyalarının başında bulunan Akif müdür kafasını kaldırmadan gözlüklerinin altından bana baktı. Sertçe kapıyı kapatarak tam masasının karşısında durdum.

"Hayırdır doktor?" Yavaş hareketlerle önündeki dosyayı kapatıp gözlüklerini burun kemerine doğru ittip bana baktı.

"Bu ay ki maaşım eksik yatmış, bu ne demek!" Sesim elimde olmadan yüksek çıkmıştı. Ve bu Akif müdürün arasında beyazlar bulunan kaşlarının çatılmasına neden oldu.

"Maaşın tam olarak gerektiği kadar yattı doktor hanım." Ses tonu normal gibi olsada, sert şekilde yükselmişti. Beni uyarırcasına.

Güler gibi bir ses çıkardım sinirle. "Yatması gerekenin sadece yarısı yatmış." Sesimin volümünü alçatmaya çalıştım. Sonuçta karşımda duran kişi yaşı küçük erkek mahkumlara dokunacak kadar pislikti. Ve ben buna karşı çıktığımda beni ailemle tehdit edecek kadar vicdanını kaybetmiş bir iblisti.

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin