YETMİŞ BEŞİNCİ BÖLÜM: "YENİDEN ANNE VE BABA"

4K 468 47
                                    

Bazılarınız sadece bölüm sormak için hikâyeye ilk yorumunu yaptı, bazılarının ise küçük yıldız tuşuna basmadığına bile eminim. Oh. Her neyse.

Bölüm şarkısı;

Yo Hitoto - Sunny Side Up [Aishiteruze Baby Açılış Şarkısı]

*


Annemeakşam eve döndüğümde olanları anlatmıştım. Bediz'in halası ve babasıyla olan kavgasını dinlerken annem oldukça sessizdi. Benim konuşmam bittiğinde ise Bediz'in haklı olduğunu söylemişti. Benim olanları anlamam mümkün değildi ama annem oldukça sinirlenmiş gözüküyordu.

"Biz seni her zaman istediğin gibi olmana izin veren bir şekilde yetiştirdik." dedi tabağına biraz salata alırken. "Bu konuyu seninle pek fazla konuşmadım ama küçükken bende Bediz'in yaşadıklarına benzer şeyler yaşadım. Anneannen de beni istemediğim gibi davranmaya, konuşmaya zorlardı. Çocuklar ailelerinin oyuncağı ya da pişman oldukları şeylere karşı olan günah çıkarma aletleri değildir Namverân, bunu asla unutma. Gelecekte bir çocuğun olduğunda ona bir birey gibi davranmalısın çünkü olduğu şey bu. Onun senden bağımsız istekleri, arzuları ve düşünceleri olacak. Bazen öyle anlar gelecek ki sana hiç benzemeyecek, bazen ise sanki klonunla konuşuyormuş gibi hissedeceksin. Unutma ki, hayatındaki kimseyi olmasını istediğin şekle sokamazsın. İnsanlar hamur değildir, onlara şekil veremezsin." Su içerken kısa bir sessizlik yaşandı, hemen ardından gülümsedi. "Büyükannenin de sana aynı şeyleri yaptığını düşünüyor olabilirsin belki de."

"Hayır." dedim anında. "Büyükannemin beni değiştirmeye çalışmadığını biliyorum."

"Büyükannen seni çok zorladı. Sabrını da, zamanını da çaldı. Bunu yapmasının sebebi belki de başka bir çaresinin olmadığını düşünmesidir. Bazı şeylere ulaşmak için çaba harcamak, onları zorlamak gerekir. İnciye sahip olabilmek için istiridyenin kabuğunu kırman gerekebilir. Bunun içinde güç kullanmalısın, zorlamalısın." Gülümsedi. "Ağlamadan gülümsemenin zevkine varamazsın."

Annemin söylediklerinin doğru olduğunu biliyordum, başlarda onu çok fazla suçlasam bile artık büyükannemi hedef gösteremiyordum. Benim gibi sınırları, kuralları olan bir insanı Makber gibi arsız, Bediz gibi alakasız ve Güneş gibi sahiplenici insanlar dışında kim sarsabilirdi? Beni delirten ve hâlâ hoşlanmadığım o arsızlıklar, ısrarlar, devam eden tartışmalar olmasa ben şuan nerede ve nasıl olurdum? Bana ulaşmak için kabuğumu kırmaları gerekmişti ve bunu, en sert şekilde yapmışlardı.

Aynısı Ulaş ile olan ilişkimde de gerçekleşmişti. İkimizde birbirimizi çok zorlamıştık, kırmıştık, kavga etmiştik. Hatta bir keresinde Ulaş beni, sonrasında da ben onu boğazlamıştım. Birbirimizi yakmaya karar vermiştik ve tüm dumanlar dağıldıktan sonra gerçekten olduğumuz kişileri görmüştük.

Bu her zaman işe yaramazdı, aşırı ısrar ve de yüzsüzlük geri de tepebilirdi. İşe yaramasının tek sebebi beni anlamalarıydı. En azından ben öyle olduğunu düşünüyordum. Büyükannem her zaman her insanın yardım çığlığı attığını ve çok az insanın bunu duyabildiğini söylerdi.

Onlar benimkini duymuştu.

Ertesi gün Makber arayıp Bediz ile konuşup konuşmadığımı sormuştu. Güneş de o da oldukça merak ve endişe içindeydi. Bende onlara abileriyle olduğu için endişelenmemeleri gerektiğini ve onu biraz kendiyle baş başa bırakmamızın daha iyi olacağını söyledim. İkisi de bu fikri sevmemişti, özellikle de Makber. Birilerinin özel alanı olması gerektiği fikrine hâlâ alışamamıştı. Telefonum başka bir aramayla titrediğinde Ulaş'ın aradığını görmüş ve telefonu Makber'in suratına kapatmıştım.

BULUTLAR DA AĞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin