B-5~ Çok güzelsin

1 0 0
                                    

Eve ger döndüğümde Melisa'nın uyuduğunu düşünerek kapıyı sessizce açtım.
Sessiz adımlarla eve girdikten sonra ayakkabımı çıkarıp terliklerimi giydim. Mutfaktan gelen seslere bakılırsa Melisa uyanmıştı.

Mutfağa doğru yönelip kafamı içeri uzattım. "Günaydın!" dedim gülümseyerek.

Dalmış olacak ki korkuyla sıçradı. Arkasını dönüp o da bana gülümsedi. "Günaydın!"

"Erkencisin, normalde uykuyu severdin sen."

"Bugünlerde hayatıma çeki düzen vermeye karar verdim." diyerek masaya tabakları koydu.

"Senin adına sevindim."

"Ee hadi gel kahvaltı hazır!" diyerek gülümsemesi büyürken gözlerimin içine baktı.
Kalbim yine çarpmaya başlarken gözlerimi gözlerinden çektim. "Üzerimi değiştirip geliyorum."

Yukarı çıkarken yine aynı his ile dolmuştu kalbim. Sanırım artık gerçekten de mutlu olma vakti gelmişti. Kendimi akışa bırakmalıydım.

Kıyafetlerimi çıkarıp üzerime beyaz tişört altıma siyah kotumu giydim. Bu iki renk en sevdiğim renklerdi. Başka hiçbir rengi bu kadar fazla sevmiyordum. Ayağıma yeni aldığım beyaz spor ayakkabılarımı da geçirdikten sonra elime siyah kot ceketimi alıp aşağı tekrar indim.

Mutfağa girdiğimde Melisa bir an donup kalmıştı. Beni baştan aşağı süzdüğünü görüyordum. Bu bakışları hoşuma gitmedi diyemezdim. Daha da çok bakabilirsin demek istiyordum.

"Bana suyu uzatır mısın?" diyerek test ettiğimde ilk önce anlamayarak yüzüme baktı. Hala bende takılıydı.

Hafif güldükten sonra ona doğru biraz eğildim. "Hayatında hiç mi böyle yakışıklı birini görmedin?"

Burun burunaydık. Nefes nefese kalmıştı. Görüyordum, hissediyordum.
Hemen kendini geri çekti sanki olayı yeni anlamış gibi.

"N-ne ben anlamad-ım?"

Gülüşüm büyürken "Hoşlanıyorsun." dedim.

"N-ne neyden hoşlanıyorum?" dedi hala anlamamıştı.

Masada kollarımı birleştirip biraz daha eğildim yüzüne doğru. Kendini geriye çekerken gözlerini de kaçırdı.
"Benden." dedim keyifle.

"Öyle bir şey yok." dedi birden.

"Tamam güzelim. Sen öyle diyorsan öyledir." dedim keyfim yerinde.

Yüzü kıpkırmızı olmuştu. O kadar belliydi ki. Kahvaltı tabağımdan yüzümü kaldırmadan "Sıcak bastıysa bir elini yüzünü yıka istersen." konuştum.

"Hayır ben iyiyim." dedi rahat tavırlar takınmaya çalışırken.

"Yüzü domates olan hiç kimse iyi değildir."

"Ne?" diyerek elini yanaklarına koyup masadan kalktı.

Mutfaktan hızlı adımlarla çıkıp banyoya ulaştığını ve kapıyı kapattığını duyduğumda bende gülüşüme engel olmaya çalışıyordum.

Kahvaltımın geri kalanını sakince yaparken telefonuma gelen mesaj sesiyle cebimden telefonumu çıkardım.
Yavuz mesaj atmıştı.

Reis biliyorsun değil mi bugün 9 Nisan.

Hızla elimdeki çatalı bırakıp cevap yazmaya başladım.

Kusura bakma bir planımız mı vardı?

Mesajı gönderdikten bir dakika sonra telefonum çalmaya başladı.
Yavuz duramamış arıyordu.

"Efendim Yavuz?"

Yaralı UmutlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin