BÖLÜM 2

5.4K 510 301
                                    

Xiao Zhan heyecanla ayağa kalkı ve olduğu yerde tepindikten sonra dudaklarını büzerek konuştu.

"Hiç gelmeyeceksin sanmıştım. "

"Sen ciddi miydin?" Yibo hayretle karşısındaki çocuğa baktı. "Hâlâ bekliyor olabileceğine ihtimal vermemiştim. "

Xiao Zhan ani bir hareketle Yibo'nun koluna sarıldı. Yibo ise sadece olup bitene bir anlam vermeye çalışıyordu. T-tshirt'ünden çekerek koluna yapışmış çocuğu kendinden uzaklaştırdı.

"Neden bu haldesin."

"L-lütfen önce sıcak bir yere gidelim, Yibo. Anlatacağım. "

Yibo arkadan yedek kaskını alarak Xiao Zhan'a doğru attı. "Önce bunu tak."

Xiao Zhan önce kaskı taktı, sonra da kollarını ovuşturarak öylece Yibo'ya bakmaya devam etti.

Yibo "Binmeyecek misin?" diye sorduğunda onunla göz teması kurabilmek için kaskın göz kısmını yukarı kaldırmıştı.

"Eğer bu halde eve kadar motor ile gidersem gerçekten donarım. Zaten 3 saat burada seni bekledim. " dudaklarını büzerek konuşmaya devam etti. "Gerçekten üşüyorum. "

Yibo çocuğun morarmış dudaklarına ve soğuktan kızarmış yanaklarına ifadesiz bir surat ile bakmaya devam etti. "Eğer her ne olduysa.." konuşmasına ara verip derin bir nefes aldı. "Bunun hesabını vereceğinden emin olabilirsin. " montunu çıkartıp Xiao Zhan'a doğru fırlattı. "Acele et. "

Xiao Zhan en samimi gülümsemesini yaptıktan sonra montu giydi ve sonunda biraz da olsun ısınabilmiş olmanın rahatlığıyla bedenini serbest bıraktı. Titremesi hâlâ son bulmamıştı ve uzun bir süre de son bulacak gibi durmuyordu. Yibo'nun motoru çalıştırmasıyla irkilerek hemen arkasına oturdu ve sıkıca ince beline sarıldı. 3 saat sonra bunun verdiği rahatlama hissini tarif edemezdi. Başını da sırtına yaslayarak kendi kendine gülümsedi. Yibo, Xiao Zhan'ın çekinmeden ona dokunmasıyla irkilmiş ve büyümüş gözleriyle kafasını geri çevirmişti. Fakat bu Xiao Zhan'ın umrundaymış gibi görünmüyordu. Kollarını daha da kenetlediğinde Yibo şaşkınlıkla tekrar önüne döndü ve bir an önce eve varmayı umarak gaza bastı.

Yibo, onun her zaman şımartılarak görgüden uzak büyütüldüğünü biliyordu fakat hiçbir zaman, hemen hemen aynı yaşta oldukları bu çocuğa babalık yapması gereken bir zamanın geleceğini tahmin etmezdi.

Babası ona bu durumdan bahsettiğinde önce her şeyiyle reddetmiş daha sonra da onu zor durumda bırakmak istemediği için küçükken sadece birkaç kere gördüğü bu çocuğa göz kulak olmayı kabul etmişti. Yibo'nun babası batmanın eşiğine geldiğinde Xiao Zhan'ın babası onlara çok yardımcı olmuş, Yibo'nun tüm okul ve özel öğretmen masraflarını karşılamıştı. Yibo, o zamanları çok net hatırlamasa da babası sürekli hatırlattığı için oldukça iyi biliyordu. O yüzden Xiao Zhan adındaki bu çocuğa sahip çıkması gerektiğini bir kez daha hatırlattı kendine, en azından babası onu Çin'e geri çağırana kadar.

Eve geldiklerinde Yibo, Xiao Zhan'ı kolundan çekiştirerek içeri itti ve kapıyı kapattığından iyice emin oldu.

"Olup biteni anlatmak için sadece 3 dakikan var. Yoksa hiç yumuşatmadan, olduğu gibi, yarın babana anlatırım."

"Ha-hayır. Bunu yapamazsın."

"3 dakikan var dedim!"

"Yibo.." Xiao Zhan karşısındaki çocuğu yumuşatmak için dudaklarını büzdü.

"Dinliyorum. " Yibo kollarını göğsünde birleştirerek duvara yaslanmıştı ve geri adım atmak gibi bir niyeti yoktu.

"Ne yapsaydım!" diye çıkıştı aniden. "Kredi kartlarımın hepsini iptal etti. Gönderdiği para da normal bir öğrenci için ancak yeterli olur. Sadece bir yerde çalışıp biraz daha para kazanmak istemiştim."

Black or White [Yizhan] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin