BÖLÜM 4

4.5K 489 316
                                    

Xiao Zhan, olduğu yerde küçük bir çocuk gibi tepinirken Yibo onu umursamadan bu zamana kadar alışkanlık haline getirdiği gibi yapmaya devam etti.. Her akşam spor salonundaki işi bittiğinde eve hiçbir araç kullanmadan, koşarak gidiyordu. Xiao Zhan sürekli arkadan ona yetişmeye çalışıp aynı zamanda da kendi kendine söyleniyordu.

"Taksiye binemez miyiz?" Sadece bir saniyeliğine ona yetişip kolundan tuttu, Yibo sonunda durup arkasına dönmüştü. Xiao Zhan eğilip ellerini dizlerine koydu, o kadar yorulmuştu ki ayakta duramıyordu. "K-konuşmamız gerekiyor."

Yibo tek kulaklığını çıkararak hiçbir şey söylemeden Xiao Zhan'ın söylediklerini dinlemeye başladı.

"Bana spor salonunun temizliğiyle ilgileneceğimi söylememiştin! Ben temizlik falan yapamam."

"Sormadın çünkü. Ben sana sadece iş bulduğumu söyledim. "

"Gerçekten harikasın, Yibo."

Yibo çıkardığı kulaklığı geri taktı. "O gay barda çalışmaya devam et o zaman. "

"G-gay bar mı? Bunu nereden biliyorsun. "

Yibo yarım ağız gülümseyerek ona bilmişlik taslamaya devam etti. "Seni almamı istediğin yer sadece gay barların bulunduğu bir sokak ve bunu Kore'de yaşayan herkes bilir. "

Xiao Zhan o kadar utanmıştı ki anında kızaran suratını eliyle kapattı. "Neden bildiğini söylemedin."

"Çünkü bilmemi isteseydin sana asılan kişinin kız değil de erkek olduğunu söylerdin direkt. Bilmemi istemediğin için bilmiyormuş gibi davrandım ben de. Babana da bundan bahsetmedim merak etme."

Xiao Zhan büyüyen gözleriyle oldukça sevimli görünüyordu. "Özür dilerim..orada çalıştığım için ve aynı zamanda..yalan söylediğim için de." dedi çekinerek. Bu durumda bile nasıl dezavantajlı durumda olan kişi o olabiliyordu?

Yibo ondan hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşmıştı. Özür dileyen biri olabileceği düşünmemişti açıkçası.

"Gay barda çalışman problem değil, buna fazla takılma. Fakat bana bir daha yalan söyleme lütfen, olabildince seninle iş birliği yapmaya çalışıyorum zaten."

Bu sefer Xiao Zhan da her zaman olduğu gibi aptalca sırıtıp suratına baktı. "Gerçekten babama söylemedin öyleyse, değil mi?"

Yibo onun sonunda kendi gibi davranmaya başlamasına şaşırmamıştı. "Ayarladığım işi kabul edersen babana bu konuyu açmam."

"Wang Yibo!"

"Yüksek sesle konuşmayı kesebilir misin lütfen. Herkes bize bakıyor. "

Xiao Zhan, fazla belli etmeden etraftaki insanlara göz gezdirdi ve gerçekten de onlara baktıklarını fark ettiğinde aklına anında modunu değiştirecek mükemmel bir fikir geldi. Şeytani bir gülümsemeyle Yibo'nun koluna sarıldı. "BANA BUNU NASIL YAPABİLİRSİN?"

Xiao Zhan sokağın ortasında bağırmaya başladığında Yibo telaşla kulaklığının diğer tarafını da çıkardı. Büyümüş gözleriyle Xiao Zhan'a bakıyordu.

"Ne yapıyorsun?"

"BE-BENİ NASIL ALDATIRSIN?" Xiao Zhan daha yüksek sesle bağırıp koluna iyice yapıştı.

Yibo utançla durumu toparlamaya çalıştı. Bir yandan koluna yapışmış ağlama numarası yapan çocuğu kolundan uzaklaştırmaya çalışırken, diğer yandan da yanlarından geçerken sinirle ona bakan insanlara durumu anlatmaya çalışıyordu.

"H-hayır anladığınız gibi değil kesinlikle."

"BENİ SONSUZA KADAR SEVECEĞİNE İNANMIŞTIM! ANLIYOR MUSUN? BİR DAHA HİÇ KİMSEYİ SEVMEYECEĞİM."

Black or White [Yizhan] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin