Kırgındım sen beni tanıdığın da kalbim yaralıydı.Çalınmış, hırpalanmış terk edilmiştim.Sevilmemişim, hiç yada farkında olmamışım Aşka yabancı kırgın ve kızgındım. "Seni sevemem." Dedim sana "kalbimin içi boşaltılmış, hoyratça yerden yere vurulmuş. İ...
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
İyi okumalar 🥂
Kendimi düşünmek için zorlarken ona ne hediye almalıydım diye düşünüp duruyordum. Yatağımın tam karşısında duran ahşaptan olan sandığı elime aldım ve kilidini açtım. O sandığın içinde eun sun'a ait eşyaları vardı. Bir kaç tane fotoğraflarımız, kolundaki beyaz saati. En sevdiği ayakkabısı bile içindeydi.
Küçük bir kutu vardı onu elime alıp açtım. İçinde benim ona aldığım kolye duruyordu. Uzun süredir bunlara bakmıyordum. Beni üzmekten başka bir işe yaramıyorlardı. Kolye gümüştendi ve ucunda kartanesi vardı. Kartanesinin üzerindeki küçük taşları parlıyordu ve tam ortasında diğer taşlardan daha büyük bir taş vardı. Onu kutusuna geri koydum ve yatağımın üzerine bıraktım. Sandıktan çıkardığım fotoğraflara bakıyordum biraz tozlanmışlardı ve ben bu sandığı her açtığımda onları özenle silerdim. Eun sun ile çekildiğimiz bir fotoğrafta ona bakıp gülümserken o, kameraya bakmış gülüyordu. Diğerlerinde benim onun yanağından öptüğüm bir fotoğraf vardı ve öbürkünde ise o beni öpüyordu. Fotoğrafın üstüne su geldiğinde ağladığımı daha yeni fark etmiştim. Hıçkırıklarımı saklamaya çalışmam bir işe yaramıyordu aksine daha da ağlamam şiddetlenmişti. Ellerimle ıslak gözlerimi silsemde tekrar ıslanıyordu. Tek parmağım fotoğrafın üzerinde gezdirdim ve ıslak olan yeri sildim. Elime aldığım kağıt parçasını dudaklarıma yaklaştırıp nazikçe öptüm ve tekrar yatağın üzerine düşmesini sağladım.
Sandığa onun eşyalarını tekrar yerleştirdim ve kapattıktan sonra tekrar eski yerine koydum. Yatağın üzerinde onun kolyesi kalmıştı ve ben o kolyeyi bugün jennie'ye vericektim.
Telefonuma gelen mesajla irkildim ve cebimden çıkardım. Kilidi açtığımda mesaj kutusuna tıklayıp kimin attığına baktım. Mesaj jennie'den di.
Jennie: Jungkook, bugün doğum günü partim var seni de bekliyorum Çocuklarada haber ver. Gelirsen eğer çok sevinirim. Konum atıcam. (19:03)
Tamam bekliyorum. (Görüldü 19:03)
telefonu kitledim ve masa'nın üzerine koydum. Kendimce ne giysem diye düşünürken üzerimdekileri çıkardım ve bir köşeye fırlattım. Lavaboya girip hızlıca sıcak bir duş alıp çıktım ve Kendime aynada biraz baktıktan sonra suyu açıp ağzımı çalkaladım. Dişlerimi de fırçaladıktan sonra odama geçtim. Üzerime siyah gömleğimi giydim ve ilk iki düğmesini açık bıraktım. Altıma siyah skinny pantolunum'u giydikten sonra parfümü mü sıktım. Telefonumu elime aldım ve kilidi açıp mesajlara girdim.
Jennie: *konum Saat 20:00'da Konumu attığım yerde. (19:28)
Telefonu kilitleyip pantolonum'un arka cebine koydum. Yatağın üzerinde duran kutuya baktığımda onu elime aldım. Küçük kutu siyahlarla kaplıydı ve üzerinde kar tanesi şeklinde küçük küçük taşlar işlenmişti. Arka kenarlarından öne doğru bir ip geçiyordu ve beyaz ipler önde kurdele şeklinde bağlanmıştı.
