[üç] adventure time figürlü defterim ve finn'li kurşun kalemim.

406 61 143
                                        

iii.

Avuçlarım arasındaki bardağı dizlerime yasladım ve başımı Mark'ın omzuna yatırıp gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Bugün hava o kadar güzel ve iç açıcıydı ki kısa bir süreliğine günümün neredeyse yarısını okulda geçirmek zorunda olduğumdan etrafı yakıp yıkasım geldi. Ama kendime hakim olmayı yeniden başardım ve derin bir nefes çektim içime. Johnny ve Donghyuck kahkahalarla adını henüz telaffuz edemediğim bir tahta oyunu oynuyorlardı ve biz yeniden dersten kaçmıştık. Her ne kadar Doyoung ilk başlarda bu fikre sıcak bakmasa da Jungwoo onu öyle bir tavlamıştı ki, Doyoung'u en sonunda ikna edebilmiş ve soluğu bu tahtadan banklarda almıştık. Johnny sigarayı bıraktığından beri ağzımıza bir yudum bira sürmemiştik, ki bu süreç yaklaşık üç aya tekabül ediyor, bu yüzden canımızın bir anda tavuk-bira çekesi tutmuştu. Bir güzel yemeklerimizi sipariş etmiştik ve tıka basa dolana kadar yeyip durmuştuk. Daha sonra Johnny yakınlarda bildiği bir kahve dükkânı olduğundan bahsedip ayaklanmıştı ama Mark onun yeniden sigara içebilmek için bahane ettiğini düşündü ve Johnny'nin peşinden gitti. Aralarındaki arkadaşlık ilişkisini seviyordum; Mark her ne kadar çekinse ve bizlere, özellikle Johnny'e, karşı beslediği sevgiyi dile getirmekte bizim kadar açık sözlü olamasa da bazenleri öyle anlar oluyordu ki, bizim için yaptığı uğraşlar sarf edilen sözlerden daha etkili olabiliyordu. Bu fikir beni gülümsetti, saçlarımı Mark'ın omzuna sürttüm. Birlikte geçirdiğimiz zaman su gibi olmasa da akıp geçiyorken Donghyuck bir anda bana dönüverdi. "Taeyong hyung, sen Jaehyun hyungla ne zaman görüşecektin? Bekle, yoksa çoktan görüştünüz mü! Nasıldı? Neler konuştunuz, anlatsana!"

Tanrım, benim aklımda tamamiyle çıkıvermişti. Okulumuz müzik grubunun bir hayli tanınan, başarılı lideri Jung Jaehyun.

Doğrusu, bana mesaj attığı ilk an şaşırıp kalmıştım çünkü benimle nasıl bir işi olabilirdi veya hangi konuyla ilgili görüşmek isteyebilirdi ki? Fakat ona yanıt verdiğimde cevabı gecikmedi ve anladım ki; benimle aslında okulun müzik grubu hakkında konuşmak istiyor ve benim de grubun bir parçası olup olamayacağımla ilgili fikrimi merak ediyordu. Aslına bakacak olursak müzikle küçük yaşlarımdan beri iç içe sayılırdım. Demek istediğim; müziğin her türünü dinlemekten haz alırdım ve müzik yapmak konusunda birkaç bir şey bilmediğim söylenemezdi. Ama daha öncesinde profesyonel anlamda, veya özel olarak, hiç şarkı söylememiştim, bu işlerden de pek anladığım söylenemezdi. Yalnızca ara sıra Mark gitar çalardı ve Donghyuck ve ben de bir şeyler mırıldanırdık. Pek tabii bunun dışında bir şey yoktu. Müzik kulübü konusuna gelirsek; bu yılın başlarında, kulüp seçimlerinde kafam çok karışıktı ve öncesinde düşündüğüm kulüplerde kontenjan dolmuştu. Bizimkilerin verdiği gazla müzik kulübüne girmiştim. O kulüpte görevli olan müzik öğretmenimiz temiz ve yumuşak renkli bir sesim olduğu konusunda ısrar ediyordu. Her ne kadar kendime olan özgüvenimi arttırmamda yardımcı olsa da okulumuz müzik grubuna solist olarak katılma fikri beni iki arada bir derede bırakmıyor değildi.

"Hayır, henüz konuşmadık Hyuck. Beni bugün öğle arası bahçede bu konuyu konuyu konuşmak için çağırdı ama gitsem mi ki? Çok kararsızım, hem.." Parmaklarımı yeni boyadığım saçlarımın arasına daldırdım ve daha sonra sıkıntıyla yüzüklerimle oynamaya başladım. "..hem ben bu solistlik işini beceremem ki. Ben ne anlarım solistlikten? Boşuna insanların değerli zamanlarını çalmayayım en iyisi. Jaehyun'a gelmeyeceğimle ilgili mesaj atacağım-"

"Saçmalama hyung! Tanrı aşkına!" Donghyuck hiddetle oturduğu yerden kalkarken Doyoung'un çoktan sinirle mırıldanmaya başladığını duyabiliyordum. Donghyuck, omzumu yasladığım Mark'ı tuttuğu gibi kaldırıp attıktan sonra yanıma hızla oturdu ve minik elleriyle suratımı avuçladı. "Şu dudaklarını hemen büzmesene. Niçin halledemiyormuşsun solistliği? Sen halletmeyeceksin de kim halledecek? Kim bilir neler kurmuşsundur kafanda, ben sanki bilmiyor muyum senin huyunu?"

ANYONE CAN PLAY GUITARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin