4 ; Hippogriff

421 48 44
                                    

Her zamanki gibi öğle yemeği aynı geçti, birkaç kız Kai'ye aşk mektubu verdi, neredeyse kafasız Nick masanın üzerindeki yemeklerin içinden geçti ki, Kai için o yemekleri yemek tuhaf hissettirdi, Bay kibirli Sehun, her zamanki iştahıyla yemeğini yiyip birkaç öğrenciye sataşıyordu, Slyterinli ise elindeki kırmızı elmayı yerken ifadesiz halinden taviz vermiyordu. Benimse o karşımda oturduğu sürece içim içimi yiyordu, bu başkalarının hayatına müdahale olmak da neyin nesiydi bilmiyorum ama o hayatına karışmak istediğim tek kişiydi. Herkesin yasaklı, karabüyüyle kaplanmış bir şeymişçesine uzak durduğu onun kim olduğunu çok merak ediyordum.

"Şu kibirlinin binasındakilere bile sataşmasını hazmedemiyorum. Başlı başına bir hata, sanki dünyaya sadece küstahlık taslamak için gelmiş, boş ve verimsiz." dediğinde Kai elini  ortadaki keke attı. Ama atar atmaz da duraksaması bir oldu.

"Bu az önce Neredeyse Kafasız Nick'in içinden geçtiği yemeklerden biri mi?" dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım. Sonra içi rahatlamış olacak ki keki alıp bir ısırık attı.

"Aslında kibiri ailesinden geldiği için böyle, sevgiden yoksun ve başkalarına kötü davranmaya bayılıyor. Eğer kibir bir insan olsaydı onun şeklini alırdı." dedim.

"Bana göre kendini ön planda tutmaya çalışan bir ezikten başkası değil. Onunla aynı binada olmadığım için her gece yatmadan önce şükrediyorum." devam edecekti ki Slyterinli bir kaç kızın ona bakmasıyla durdu, ve devam etti, "Şu kızlara da bak, tüm yemek boyunca gözleri üzerimden ayrılmadı ve bu beni göz hapsinde hissettiriyor. "

" İyi yanından bak, aşk mektubu yollamadılar. " dediğimde hemen düzeltti, "Henüz. Henüz aşk mektubu göndermediler."

Haklıydı ki gülümsemekle yetindim.Bu sırada büyük salonun girişinden bir ses geldiğinde herkes o tarafa baktı. Gryffindorlu bir öğrenci yürümekte zorlanıyor gibiydi ki iki ayağı birbirine yapışmış hoplayarak yemek masasına gelmeye çalışıyordu.

" Zavallıcık, ayakbağı büyüsüne maruz kalmış. Kim yapmış olabilir ki? " dediğinde Kai, bakışlarım Sehun'a gitti. Oldukça keyifli görünüyordu ve genişçe sırıtıyordu. Zevkten neredeyse sarhoş olmuş gibiydi.

Yumruğumu sıktığımda konuştum, "Sanırım kimin yaptığını biliyorum. Sehun."

"Ona inanamıyorum. Onun gibi birinden ne istemiş olabilir ki? O Gryffindorun en iyi kalpli öğrencisi. Öğrencilerle uğraştığı için ceza almalı. Ama babası her şeye maydanoz oluyor." o da iki elindeki çatalını ve kaşığını sıkmıştı.

Sehun'un o yüzünü görünce kendime daha fazla engel olamadım ve kalkmadan önce Kai'ye dedim,
" Profesörler bir şey yapamıyorsa ben yapabilirim. "

Hışımla kalkıp uzun masanın etrafında döndüm, bu sırada ne diyeceğimi aklımda kurcalarken artık geri dönüşün olmadığını düşündüm. Onun yanına geldiğimde masanın üzerine iki elimi de sertçe koyarak irkilmesine neden oldum. Elindeki çatal bıçağı kullanarak hala yemeğini yemeye devam ediyorken kısa bir bakış attı.

"Bir sorun mu var Bay byun?"

"Evet. Sorun sensin."

Son lokmasını alıp çatal bıçağını tabağının kenarına bıraktı ve dizlerine örttüğü peçeteyi alıp ağzını sildi. Sanırım huzuru bozulmuştu çünkü önceki gibi gülmüyordu.

"Öncelikle şunu bil ki, ben yemek yerken rahatsız edilmekten hiç haz etmem. Ve son olarak, burada hiçbir şey yapmadan oturduğum halde," ellerini iki yanına açtı, "neden bir sorun olduğumu anlamıyorum."

"Beni salak mı zannediyorsun, sence," arkada hala ayakbağı büyüsüyle debelenen öğrenciye bakıp tekrar ona döndüm, "Sence ona ayakbağı büyüsü yapanın sen olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun?"

chamber of secrets [ sekai + chanbaek] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin