Bölüm 17

3.3K 319 630
                                    

O gün neredeyse herkesin çoktan uyanmış olduğu bir öğle vaktinde Taehyung hala rüya görmeye devam ediyordu. Rüyasında yağmurlu bir gündeydi. Kimsenin olmadığı ormanlık bir alanda bulunan tren rayında durmadan koşuyordu. Neden koştuğunu bilmiyordu ama rayı takip ede ede gittiğinde, karanlık bir tünel içerisinden geçti.

Koşarken herhangi korku benzeri bir duygu hissetmiyordu. Fakat sevinçli olduğu da söylenemezdi, sadece koşuyordu. Bu şekilde arkasına bakmadan tünelden çıktığında yağmur yüzünden tekrar ıslanmaya başladı. Fakat aniden bacaklarının yorulduğunu ve güçsüzleştiğini hissedince yere çömeldi ve başını kollarının arasına aldı. Islanmasına rağmen nedense üşümüyordu.

Soluklanmak için bir süre öyle kaldığında birdenbire başına su taneciklerinin gelmediğini fark etti. Yağmurun bitip bitmediğini sorgularken, etrafı ıslatan şıp şıp sesleri hala devam ediyordu. Bulunduğu durum tezatlık oluşturduğu için başını kollarından kaldırmaya karar verdi. Yağmur taneciklerinin gözlerine geleceğini düşünerek gözlerini kısarak yukarı baktığında, kendisine turuncu bir şemsiye tutan Jin'i gördü.

Onun aniden nereden çıktığını bilmiyordu ama kendisinin aksine daha az ıslanmış görünüyordu. Taehyung ayağa kalktıktan sonra Jin ona hiçbir şey demeden sadece gülümsemeye başladı. Ağzını açmadan şemsiyesini Taehyung'a uzatarak onun tutmasını işaret etti.

Taehyung bir müddet şemsiyeye ve Jin'e baksa da onun konuşmayacağını anladığında şemsiyeyi tuttu. Fakat şemsiyeyi kendi tarafına doğru almasıyla beraber Jin'in üzeri ıslanmaya başlamıştı. Taehyung onun için iki adım ileri gidip üzerine şemsiye tutmaya başladığında Jin de ona yaklaştı. Yakınlaşmaları sayesinde Jin bu durumdan hoşnut gibi görünüyordu.

Taehyung ona uzaklaşması için bir şey diyemedi çünkü yağmurda ıslanabilirdi, üzeri pek de kalın görünmüyordu. Bu yakınlık, üzerinde bir gerilim yaratmıştı. Gözlerini Jin'den alıp ormandaki ağaçların yeşilliğine odaklasa da, bunda pek başarılı olduğu söylenemezdi. Zira Jin'i tam olarak göremese de kendisine hala dikkatli bir şekilde baktığını hissedebiliyordu.

Jin iki eliyle onun yüzünü aniden tutmaya başlayınca Taehyung ona doğru dönmek zorunda kaldı. Gözlerini kocaman açmışken, Jin ona hala gülümseyerek bakmaya devam ediyordu. Jin sanki Taehyung'un gözlerine yıldız kaçmış da onları arıyormuş gibi her iki gözüne tek tek bakıyordu. İçinden ona neden, diye sormak gelse bile dikkatini dağıtmaktan çekindiği için bir şey diyemedi.

Jin'in kendisine odaklı bakışlarından gittikçe gerildiğini hisseden Taehyung, elinde olmadan gözlerini sürekli kırpmaya başlamıştı. Jin onun bu davranışa karşılık baş parmağıyla onun yanağını okşamaya başladığında çenesini yukarıya doğru kaldırdı. Artık dudağıyla beraber gözleri de gülüyor gibiydi.

Taehyung'un yanağını okşamayı bıraktığında, gözlerini kapatıp Taehyung'un aralanan dudaklarına doğru yavaşça yaklaştı. Taehyung bu sırada ne yapacağını bilemediği için kendisi de gözlerini kapattı. Dudağını hafifçe aralayıp boşluğun kapatılmasını beklemeye başlamışken kalbi deli gibi atıyordu.

Fakat rüyada gözlerini kapatır kapatmaz, gerçek hayatta gözlerini açmış bulunmaktaydı.

Taehyung normal uyanış biçiminin aksine, gözlerini aniden açınca hala rüyanın etkisindeydi. Kalbi sanki koşu yapmış sporcunun nabzı kadar hızlı atıyordu. Boş tavana sadece bakmasına rağmen sanki önünde hala Jin varmış gibiydi.

İster istemez kuruyan dudaklarını ıslatıp yutkunduğunda Jin'in tarafına göz attı. Görünüşe göre ilk uyanan kişi kendisi olmuştu çünkü Jin hala uyuyordu. Hiçbir derdi yokmuş gibi uyurken Jin, az önce Taehyung'un rüya alemine ziyarette bulunmuştu her ne kadar farkında olmasa da.

NIGHT CHANGES ~TaeJin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin