yapmam dediğin şeyi yapmışsın, leylâ. düşmem dediğin çukura düşmüş, dinlemem dediğin şarkıya aşık olmuşsun. sevmem dediğin insanı yuvan bellemiş, bira içmeden sarhoş olmuşsun. sokaklarda aylak aylak gezerken bir taşa rastlamış, o taşı yüreğine kondurmuşsun. senin yüreğin vaktinde ne kasırgalara gebe kaldı, şimdi bir taş dindirir mi sanarsın fırtınanı? yaşarken ruhunu öldürmüşsün, bedenine çok yazık etmişsin be leylâ'm. şimdi hangi satır anlatabilir acını, hangi insan dindirebilir sancını?
o çukurda ölmüş, o şarkıyı gömmüşsün, yuvanı yıkmış, anılarını yakmışsın leylâ. yüreğin sahici bir taşa takılmış, yeri boylamışsın. peki seni kim kaldırır oradan? seni kimse duymaz olmuş, bu satırlara acını tırnaklarınla kazımışsın. sen kanıyla yazanısın. leylâ, boşuna uğraşırsın.
-2404
not:
son paragraf
roselya-'ya ait.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leylâ ile mecbur
Non-Fictionuygunsuzum ve uykusuz kesilsin artık sesim. 《alıntı değil》 instagram-twitter | @nerossable