Otuz Sekizinci Bölüm

69.6K 2.7K 458
                                    


Sorduğu bütün sorulara , neyin nasıl olduğuna ve bilmediği ayrıntılara kadar hepsini istemesem bile anlatmıştım. Aramızda gizli saklı olmayacaktı. Bunları bilmesi gerekli olmadığı için söylemek istemiyordum ama içi rahat etmeliydi.

-"Kahvaltı hazır herkes sofraya !"

Annemin seslenmesi üzerine sıkıntılı bir nefes alıp incecik beline sarıldım ve göğsüme doğru çektim.

-"Seni o kadar özledim ki." dedim.

Bir cennetin gizlendiğine emin olduğum boynunu öperken ağlamasını durduramamak canımı sıkıyordu.

-"Bende ama...çok korktum çok." Kalbi öyle hızlı atıyor ki kendi göğüs kafesimden bile hissediyordum.

Bana böyle sarılması böyle yakın olması bir süre önce imkansızımdı. Ama yetmiyormuş gibi sevmişti bir de. Hayattan başka hiçbir şey isteyemezdim.

-"Seni asla bırakmam bunu unutma. Son nefesimi verecek bile olsam bu senin yanında olacak." dediğim de göğsümden güçsüz parmaklarıyla itikledi.

-"Şöyle söyleme !" diye bağırırken inci tanelerinin süzüldüğü gözlerinden öptüm.

-"Sende artık ağlama. Hadi in bende geliyorum." Sözümü ikiletmeden yanaklarını silerek odadan çıktığında dakikalardır içimde tuttuğum nefesi verip yatağa oturdum.

Acıdan sızlanmamak için dişlerimi olabildiğince sıkarken bir yandan elimi yatağa bastırıyordum.

İlaçlarla ağrısının alınması gereken süre zarfında bunu yapmadığım için kat kat daha çok acı veriyordu.

Kendimi sıkarak ayağa kalktıktan sonra banyoya girdim. Odadan çıkmadan üzerime tişört geçirmiştim. Merdivenlerden indiğim sıra unuttuğum Alptekin arkamdan geliyordu.

-"Bu kahvaltı gerekli bir şey mi lan ?"

Yaşı ilerledikçe aklı kısalıyordu.

-"İçkiyle beslendiğin için unutmuş olabilirsin." dedim ona bakmadan umursamazlıkla.

-"Şuan uyuşturacak bir şeylere ihtiyacım var. Ve biraz daha uyku." Esneyerek yanıma ulaştığında aynı anda salona girmiştik.

Ailemin anlam ve önemleri olan kadınlar masadaydı. Gözlerimin kaydığı kalbimi büyüleyen kadının yanına otururken saçlarının arasını öpmeyi ihmal etmedim.

Tanrım bu kadına hastayım !

-"Çekinme oğlum kendi evinmiş gibi. Karnın nasıl ? Var mı ağrın sızın ?" Annemin şefkatine maruz kalan Alptekin buna yabancı kalırken gözlerini bana çevirmişti. Annem ise kendi doğallığında sırtını okşuyordu.

-"Yok sağol Leyla teyze iyiyim." Karşıma Rümeysa'nın yanına oturmasıyla yerimde huzursuzluk içinde kıpırdandım.

Kim olursa olsun kız kardeşime yaklaşınca kıl oluyordum.

-"Sana da geçmiş olsun bu arada kusura bakma söylemeyi unuttum." Sakinleştirici ses yanımdan yükseldiğinde ona kısa bir bakış atıp önüme döndüm.

-"Önemli değil teşekkür ederim." demişti Alptekin.

Annem normalde benim oturduğum baş köşeye oturup ellerini birleştirdi.

-"İlk kuralı açıklıyorum. İyileşmeden bu evden dışarıya adım atılmayacak."

Kaşlarım çatıldığında işaret parmağını bana doğru uzattı.
-"Eğer çıkarsan Alisa'yı göremezsin. Eğer Alptekin çıkarsa yine sen Alisa'yı göremezsin." dediğinde mantıksal yönünü çözemeyince yüzüm ifadesizleşti.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin