III. || kan, ter ve gözyaşı

1.5K 204 220
                                        

Bölüm Şarkısı // The Rose - Sorry [Söylesene Woosung, sesin neden bu kadar ilham veriyor insana? Hı benim güllü kekim?]

*Jimin*

Kaos, kaos ve daha fazla kaos.

Eski hayatıma geri dönmemeye çalışırken birden kendimi daha berbatında bulduğum yetmiyor gibi bir de azar işitiyordum. Haklılardı ama neden beni anlamaya çalışmak yerince sadece azarlıyorlardı anlamıyorum. Evet bir hata yaptım, bunu dile getirip pişman olduğumu söylemek istiyordum ancak tek kelime etmeme izin vermiyorlardı.

"....Anladın değil mi?"

"Anladım. Tek gecelik ilişkilerimi bu eve getirmeyeceğim. İlk 118 kez söylediğinde de anlamıştım."

Yoongi hyung gözlerini devirdi. Aslında biliyor musunuz? Pişman falan değilim. Sikerler.

Ayağa kalkıp çalışma odasından çıktım. Kapıda diğerleri beni bekliyordu.

"Kızdın mı?"

"Jimin amcan neden kızsın ki Kurabiye?"

"Güzelim sen bahçeye gitsene haydi."

Bee oflayarak gözden kaybolurken Jungkook sevimli gülümsemesiyle benden cevap bekliyordu.

Diğerlerine baktım bir bir. Jin ve Hoseok hyung ellerini bellerine yerleştirmiş öylece bakıyorlardı. Namjoon hyung da duvara yaslanmıştı. Taehyung ise ortalıklarda değildi, buna şükür ediyordum.

Dostlarımı seviyordum. Hem de öyle böyle değil. Onlar benim ailemdi hatta benden bir parçaydılar. Jungkook hep sanki onlara aşıkmışım gibi baktığımı söyleyip benimle dalga geçerdi. Onları bir şeylerle uğraşırken izlemeyi sevdiğimi bilmiyorlardı. Kim bilir; Belki onlara bu denli bağlı olduğumu da bilmiyorlardı.

"Cevap vermeyecek misin?"

"Kızmadım Kook. Neden kızayım ki?"

Omuz silkip parmaklarıyla ilgileniyor gibi yaptı.

"Ne bileyim. Bir nevi seni ispiyonlamış oldum."

"Yapman gerekeni yaptın."

"Yani iyiyiz?"

Gülümseyip omzuna dokundum.

"İyiden de öteyiz."

***

"Hadi ama ChimChim."

"Birinci bana öyle hitap etme. İkincisi, sana bir gecelik bir şey olduğunu ve anlam yüklememen gerektiğini söylemiştim. Şimdi beni rahat bırak."

Kapıyı çarpıp bardan çıktım. Olmayacaktım işte. Eski hayatımdaki Park Jimin olmayacaktım.

"Bu mu yani?"

Arkamdan bardan çıktığını bile fark etmemiş olmama karşın şu an bileğimi tutmuş ve beni durdurmuş olması öldürdüğümü sandığım bazı anıları tıpkı bir zombi gibi mezarlarından tekrar diriltti.

Bir bileğimi kavramış olan eline bir de yüzüne baktım.

"Bak Stian- İsmin buydu değil mi? Her neyse. Söylediğim gibi tek gecelik bir şeydi ve bitti. Lütfen artık rahat bırak beni. Kimse yapışkanları sevmez."

"Belki bir gece daha-"

Parmağımla alnını dürttüm.

IDYLLIC pt. 2 DEPAYSEMENT || vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin