34.BÖLÜM: "DERYA DENİZE DÜŞMEK."

245 43 33
                                    

Medyada ki şarkıyla okumanızı tavsiye ederim, tınısı çok hoşuma gidiyor.

🌸

19

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

19.07.2007

Ne çok yazmışım bu deftere. Nasıl da hissetmiş sözcüklerim seni. Ne güzel sevmiş kalbin beni; ne güzel görmüş gülen gözlerin. Bir bakmışsın gözlerimin içine, kopmuş orada bir fırtına ve bir masalın sonuna gelmişiz, tüm kötülükleri atlatmış benliğimiz.

"Çiçeğim..." Telefonun bir diğer ucundaki seni sakinleştirmeye çalışıyordum. İkimizin de kanı deli gibi hızlı akıyordu fakat sen bana göre kontrolüne daha az sahip çıkıyordun. "Lütfen sakin olur musun?" Üzerinde bir güneş gibi parlayan bindallıyla seni hayal edince gözlerimi kapatıyorum, çok güzelsin. "Mükemmel geçecek tamam mı?" Yalancı bir soruyu soruyorum sana. Senin içinde olduğun her şeyin güzel olduğunu biliyorum. "Sen sadece telaşlanma. Mükemmel geçecek, canımın yarısı." Güzel sözcüklerle seni kandırmaya ve dikkatini başka yöne çekmeye çalışıyordum. Nitekim sevimli kıkırdamalarınla bunu başarabildiğimi anladım.

"Sakinim, tamam." Derin derin nefes almaya başladığında aklıma çok daha farklı şeyler gelmişti: Anne olduğun. Küçük, sevimli bir çocuğumuzun olma hayali dudaklarıma bir gülümsemeyi bahşetmişti. Kalbimdeki damar yolunda atan kan akışını hızlandırmıştı. "Geleceksin yanıma değil mi?" Seni hiç öyle görme olasılığından uzakta kalmak ister miydim ben... Fakat öyle ya, seni sinirlendirmek de hoşuma gitmiyor değildi çiçeğim.

"Yok, gelip de ne yapacağım sanki?" Senin çıldırmış halin gözlerimin perdesine tüm temizliğiyle yansıdığında hiçbir zaman yapmayacağım bir şeyi söyledim. "Bizimkilerle bekarlığa veda niyetine bir şeyler yapacakmışız." Bir an sessizce bekledim cevap vermeni. Cevabın gelmeyince bir süre seni kırıp kırmadığımı tarttım. "Alem falan diyorlar, bakacağız." Hiç de sevmediğim hareketleri yapıyordum. Pişkin, utanmaz ve arlanmaz...

"A... Alem mi?" Derin bir nefes çekme sesi, "Ne demekmiş alem? Alem ne?" Gülmemek ve tüm ciddiyetimi korumak adına dudaklarımı ısırdım. "Alem, eğlenilen bir mekandır." Her bir sözcüğümün bir iğne ucu gibi tenine delikler açıp seni huzursuz ettiğinin farkındaydım. "Bana bak Dikenli Adam, alem falan yok!" Kendimi tutamadan kahkaha attım. Daha fazla uzatmayacaktım. "Sakin ol, çiçeğim." Kahkahalarımı güçlükle susturabilmiştim. "Alem falan yok. Bir yerde buluşup biraz çalgı çengi eğleneceğiz." Dikkatlice dinliyordun ancak seni kalbin yönetmeye devam ediyordu. "Kadın falan yok değil mi?"

Mırıldandın. "Dansöz..."

Evi inletecek bir kahkaha dudaklarımdan döküldü.

"Yok öyle bir şey güzelim. Aklın kalmasın."

"Demesi kolay!" Ah, bu girdabın içine seni ben çekmiştim, çıkartacak kişi de yine ben olmalıydım.

LAVİNİA'DA SOLAN BİR GÜL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin