2.Bölüm: KAOS

757K 31.9K 94K
                                    

Fictionist - City At War








Nefesim belli bir düzendeydi. Sert rüzgarlar bedenime bir dalga gönderirken, konumumu sağlamlaştırdım.

Gözlerim evin içini gözlüyordu, kulaklarımı gecenin içinde ses arıyordu. Tıpkı yırtıcı bir hayvan gibi.

Mutfağın ışığı yandı, esmer ve kısa boylu kadın mutfağa girmişti. Binanın dokuzuncu katındaydım, yangın merdiveninden katın pencerelerine atlamak çokta zor olmamıştı.

Dikkatli adımlar atarak, salondaki balkona girdim. Sessizce çift taraflı balkon kapısını açtım, içeri girdim sessizce.

Salondan, yatak odasına yürüdüm. Kapısı kapalıydı, yavaşça açtım. Kurbanımın arkası dönüktü. Kapıyı kapattım, kilidi çevirdim ve ona birkaç adım attım.

"Benim gitmem gerek, Sunay mesaj atmıştı." Dedi pantolonunu giyerken. Ona doğru yürümeye devam ettim.

Otuz yedi yaşındaki, kilolu adam gömleğine uzandı. Ona yakınlaşmaya devam ettim. Nefesimi ensesinde hissettiğinde güldü.

"Bende kalmayı çok istiyorum emin ol ama karım artık şüpheleniyor." Bana doğru döndüğü sırada, elim ağzına gitti. Ağzına yanımda getirdiğim bez parçasını tıkarken, belimdeki bıçağı çıkardım.

Bu şanslı kurbanım dolandırıcıydı. O yüzden bir tacizci ve uyuşturucu satıcısı kadar acılı ölmeyecekti. Yine de kan görmek istiyordum. 

Kalbinin hemen üstüne geçirdiğim bıçakla gözleri irileşti acıyla. Bağırdı ancak ağzına bastırdığım bezden çıkmadı sesi. Arkasındaki yatağa düştü. Dağınık yataktaki beyaz çarşafa hızla bulaştı kanın rengi. Çektim ve bir daha geçirdim. Bir daha ve bir daha...

Ta ki kalbinin etrafında V harfi çıkana kadar durmadım.

Tam beş dakika içinde, zarar gören organları yüzünden öldü. Telefonumu çıkartıp fotoğrafını çektim ve karşımdaki manzarayı izledim.

Öldürmek iyi hissettiriyordu.

Kapı açılmaya çalıştı ancak olmayınca zorladı. "Berat? Neden kilitledin kapıyı?" Odanın açık camından dışarı baktım, yangın merdiveni buraya çok uzak değildi. Dengemi bozmadan oraya ulaşmak zor değildi.

Camdan dışarı bir adımı attım, dikkatlice ayaklarımı pencerenin çıkıntısına sabitledim. Büyük bir adım atarak, yan balkonun tırabzanına bastım. Ondan sonra yangın merdivenine ulaşıp aşağı inmem sadece dakikalarımı almıştı.

Motoruma atlayıp oradan uzaklaştım. Eve gittiğimde yaptığım ilk iş etraftaki tüm kamera kayıtlarına ulaşmak oldu. Orada olduğum anları silip, önceki günün aynı dakikalarını yerleştirdim. Elbette bunu anlamaları zor olmayacaktı ama çıldıracaklardı. Nasıl tüm kayıtlara sızıp, değiştirecek teknolojide olduğumu asla akıl sır erdiremeyeceklerdi.

Bunu seviyordum; avlarımı öldürürken, polisleri ve ajanları hayretler içinde bırakmak çok eğlenceliydi. İnsanların akıllarıyla oynamayı seviyordum.






Sabah olmak üzereydi.

Bir haftadır Alanguva'nın mekanında çalışıyordum ve ilk tatil günümde yine bir cinayet işlemiştim. Akşamdan sabaha kadar çalıştığım için kusursuz cinayetler için pek vaktim olmuyordu. Gündüz öldürmek benim işim değildi, gece kirleri gizlerdi. Gündüz derse gidiyordum, Aşkın oluyordum.

ATEŞPARE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin