18.Bölüm: Ev

94.6K 4.4K 8.8K
                                    

Selam peri tozları!

Hemen kendinize sessiz bir köşe bulun ve hikayemize kaldığı yerden devam edin :,)

Keyifli Okumalar!

Boool bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

*

Ev

*

Aşık olduğun eller tutuyorken elini renkler hiç olmadığı kadar güzel, hayat daha yaşanmaya değer kılınır.

*

Mezuniyetten 3 ay önce

Bir çocuğun neşesi...

Bir kelebeğin özgürlüğü...

Bir rüzgârın serinliği...

Hepsini aynı anda kalbimin üzerinde taşırken evimin yolu, bulutların üzerinde çıktığım masalsı bir yolculuktan farksızdı.

Her şey bir başkaydı şimdi.

Renkler daha güzel, hayat daha yaşanmaya değer, insanlar daha zararsız görünüyordu.

Bunların tek bir sebebi vardı. Yekta Yalçın...

Renkler onun sayesinde daha güzeldi. Hayat onun sayesinde yaşanmaya değer, insanlar ise o varken daha zararsız... Her şey onunlayken daha güzeldi.

İlk konuştuğumuz andan beri Bok'a karşı hissettiğim garip çekimin sebebi buydu demek ki. Yekta Yalçın'ı kilometrelerce uzaktan da olsa hissediyordu kalbim. Çünkü onu çok seviyordu.

Her ne kadar ailem tarafından itinayla pembelerle süslenmiş hayatıma yakışmayacak olsa da umurumda değildi artık. Pembelerin canı cehenneme... Yekta Yalçın'ın rengi hayatıma yakışabilecek en güzel renkti.

Yekta'yla yan yana oturmak, onunla sohbet etmek ve onu daha yakından tanıyabilmek bile benim için büyük bir mutluluktu. Eğer gün gelir de dünya tersine döner, Yekta'yla aramda bir yakınlaşma olursa o gün ne yapardım acaba?

Cevabı çok basitti aslında. Muhtemelen Yekta gözlerimin içine baktığı an ölür, bir şey hissedemeden bu hayattan göçüp giderdim.

Bugün günlerden pazardı. Yeni hayatımın güzel başlangıcını ailemle güzel bir kahvaltı yaparak taçlandırmak istiyordum.

Mutluluğumu bizimkiler anlamasın diye yolu olabildiğince uzatmış, eve varışımı oldukça geciktirmiştim.

Evin caddesinde sürekli alışveriş yaptığımız fırına uğradım ve birbirinden lezzetli poğaçalar ve simit aldım. Sabah sabah vücuduma aşırı dozda yüklenen adrenalin yüzünden kendimi kurt gibi aç hissediyordum. Ayrıca bizimkiler çoktan uyanmış olacağı için fırından aldıklarım dışarıda olmama bahane olacaktı.

Evin önüne geldiğimde merdivenleri bir çocuk neşesiyle seke seke çıktım.

Yüzümdeki aptal gülümseme bir an bile kaybolmazken bizimkilerden mutluluğumu nasıl saklayacağımı bilmiyordum. O yüzden basamakları ağır ağır çıkmaya başladım çünkü mutluluğuma bir yalan düşünmeye vaktim olmalıydı.

Bulamadım.

Muhtemelen enerjik uyandığımı, kendimi çok iyi hissettiğimi, güzel bir uyku çektiğimi söyleyerek basit yalanların ardına sığınacaktım. Annem şüphelenip derinlere inmedikçe sorun yoktu. Soruşturmaya kalkarsa da muhtemelen cırlayarak konuyu dağıtır odama kaçar ve bu işten sıyrılırdım.

Yalancılar ve YabancılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin