Bölüm 16

372 27 4
                                    

Sonraki bir haftada Merve daha iyi olmuştu. Başında artık iz bile kalmamıştı. Her gün okul çıkışı Berk soluğu Merve'nin yanında alıyordu.

Aralarındaki iletişim de artmıştı bu sayede. Merve artık daha çok sahipleniyordu Berk'i. Sıla, olan tüm olayları öğrenmişti ve Berk'le arkadaş kalma konusunda anlaşmışlardı. Berk, Sıla'nın hala kendisini sevdiğini biliyordu ama hayatında Merve başroldeyken, başka birine hiç gerek yoktu.

Mert, zaten varlıklı bir ailede yaşadığı için yurt dışında okumaya gitmişti. Sıla ilk başlarda ona şiddetle karşı çıktıktan sonra, Berk'le yaşadıkları ayrılık onu etkilemiş ve son anda verdiği kararla Mert'le birlikte yurt dışına gitmişlerdi.

Merve hastaneden taburcu olacaktı. "Aslında." dedi onun hazırlanmasına yardım eden Berk'e, " Burada boş boş yatmak , okula gitmekten zevkliydi." Berk yüzündeki gülümsemeye engel olamadı. "Peki, bu sefer ne yapıp da hastaneye geri dönemyi planlıyorsun bakalım, Bayan Kurnaz ?" 

Merve kıkırdadı. "Bayan Kurnaz ha ? Sevdim bunu. " Toparladığı çantasını Berk'in eline verdi ve odadan çıktılar. "Bilmem, yemeklerinden yiyip zehirlenebilirim. Hem bu sefer sen de yediğin için tek başıma kalmam ." 

Berk Merve'ye sırtarak baktı. "Beim yemeklerimin kötü olduğunu nereden çıkardın ?" Merve de Berk'e muzip bir biçimde gülümsedi. "Sen iyi yemek yaptığını nereden çıkardın ?" 

"Ha ha , çok komikti " diye mırıldandı Berk. "Yarın akşam bize gel bakalım, kim kötü yemek yapıyormuş . " Merve annesi yanına gelmeden önce Berk'e döndü. "Tamam geleceğim. Ama zehirlenirsem anneme sen açıklama yapmak zorundasın."

Berk'in elinden çantasını alıp yanağına küçük bir öpücük kondurdu ve annesinin yanına gitti Merve. Berk de yüzünde silinmeyen bir gülüşle hastaneden çıktı.

***

Sonraki gün, Berk markete gitti. Eline ne geçtiyse sepete atıyor, hiç bilmediği şeyleri bile alıyordu. 

Kasaya gidip parayı ödedi ve poşetleri eline alıp evine gitmek için yola koyuldu. Zaten kısa bir mesafe vardı. Eve girdiğinde ayakkabılarına çıkarıp köşeye attı ve elindeki poşetlerle beraber mutfağa girdi.

Poşetleri yere bıraktığında içindeki malzemeleri yavaş yavaş çıakrıp masanın üzerine dizdi. Sonrasında ise bir sandalye çekip oturdu ve masanın üzerindekilere baktı.

"Ah Berk, sen daha yumurta kırmayı beceremiyorsun, yemek yapmak nereden çıktı ?" diye kendi kendine sitem etti. Biraz daha oturup ayağa kalktı ve telefonundan birkaç yemek tarifi buldu.

Önce aldıklarının içinde hazır çorbaları aradı. Bulduğunda da mercimek çorbasını eline aldı. Dolaptan tencere çıkarıp içine su koydu, su kaynayınca poşetteki tozu suya katıp karıştırmaya başladı.

Bir süre karıştırdıktan sonra çorbayı kendi halinde kaynamaya bıraktı. Patatesleri çıkarıp elinden geldiğince soydu ve doğradı. Sonra kasaptan aldığı köfteleri de çıkardı.

Patates ve köfteleri kızartırken çorbanın altını kapattı. Zaten çabuk kızarmışlardı. Hemen bir tencereye su koydu ardından pirinçleri ilave etti. O sırada masayı hazırlamaya koyuldu. İki tabak, çatal kaşıklar, bardaklar, yemekler..

Pilavın altını kapattı. Salata hazırladı bildiği kadarıyla. Salatayı masanın ortasına koydu. Patateslerle köfteyi de bir kaba boşlattıktan sonra masaya koydu. Sonra çorbayı kaselere kodyu. En son pilavı da yerleştirdi.

Zil de tam o anda çaldı. Berk masaya son kez göz attıktan sonra üstündeki kıyafetlerini düzeltti ve kapıyı açtı. Merve'yi görünce gülümsedi ve içeriye geçmesi için kapıdan çekildi.

"İstersen hemen masaya geçelim" dedi Berk Merve'nin montunu asarken. "Tamam." dedi Merve ve masaya geçtiler. Merve sandalyesine otururken masaya bir göz attı. "Oo Berk, çok güzel kokular var."

Berk bilmişçe gülümsedi. "Tabii ki, ben sana demiştim zaten güzel olacaklarını." Merve de gülümsedi. "Ben yine de zehirlenme ihtimalimizi tartışmak istiyorum. " Berk'in suratı düştü. "Kalk kalk, toparlıyorum sofrayı." 

Merve gülümsemesini sildi hemen yüzünden. "Tamam, niye kızıyorsun ki ? Şakasına takılmıştım." Berk'in yüzü gülümsedi. "Hadi başlayalım o zaman."

Yemeklerini yerken hiç konuşmadılar. İkisi de acıkmışa benziyorlardı. Aynı anda yemeklerini bitirdiler ve Merve Berk'e gülümsedi.

"Cidden güzel olmuşlar, ellerin hünerlerle doluymuş." Berk kendinen emince gülümsedi, "Ben sana demiştim. " dedi tekrar. Masadan kalkıp toparladılar. Bulaşıkları bulaşık makinesine dizdi Merve. Berk ona bakarken çok mutlu oldu.

"Sanki evliymişiz gibi." dedi Berk. Merve'de Berk'e bakıp gülümsedi. Yanaklarındaki kırmızılıklar belli oluyordu. Berk Merve'yi daha fazla utandırmamak için gülümsedi. "Hadi film izleyelim."

***

Film bittikten sonra Merve karnını tuttu. "Berk, benim karnım ağrıyor." Berk aceleyle Merve'ye döndü. "Çok mu ağrıyor iyi misin ?" Merve hafifçe gülümseyerek başını salladı. Bir bardak su içsem iyi olacak."

İkisi birlikte mutfağa gitti. O sırada Merve'nin gözü tezgahtaki hazır çorba poşetine takıldı. Eline alarak inceledi ve sonra gülümsedi. "Keşke başka bir şey isteseymişim." Berk'de karnını tutarak Merve'ye döndü. "Efendim ?"

Merve poşeti Berk'e doğru salladı. "Bir daha yemek yapacakken lütfen son kullanma tarihlerine bak, zehirlendik Berk. Yürü bakalım hastaneye."

İmkansızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin