♦️BÖLÜM 75♦️

51.7K 1.9K 680
                                    

Merhaba arkadaşlar,ben geldiim.😍

Öncelikle hepinizin Ramazan bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.♥️

Bir sonraki bayramlarımızın yine hep bir arada ve neşe dolu geçmesi dileğiyle.🌹

İyi okumalar.♥️


Mirza ve Mihrimah,

Annelerinin bahar yeşili gözlerine babalarının siyahları karışarak koyu yeşilin bütün ihtişamıyla minik yüzlerinde parladığı bebekler. Henüz kendini belli etmesede rengini babalarının saç renginden alacakları belli olan seyrek saçları ve annelerinin yüz hatlarını benimseyeceklerini belli eden minik yüzleriyle anne ve babalarının genlerinin muhteşem harmanından doğan en güzel eserleri.

Baran ve Roza'nın bir ölüm sonrası kesişen yollarından doğan hikayelerinin nihayeti.Kendileriyle,birbirleriyle ve kaderleriye verdikleri şavaşın sonucundaki zaferleri.Dünya'da süregelecek olan soyları,aileleri.

Onların varlığı anne ve babaya bunları düşündürtüyordu. Her ikiside doymak bilmeden,gözlerini bir an olsun çekmeden,bir an olsun onlarsız nefes alamadan bebekleriyle birlikteyken yaşanılan bütün her şeyin nihayetinde onlara kavuşmuş olmanın verdiği mutluluğu yaşıyordu.

Yaşadıkları bu mutluluğu sadece onlar değil bütün aile üyeleri yüreklerinde hissediyorlardı. Mirza'nın büyüklüğü kapması sonucu ağabey ve kardeşin gelişi bütün Arslanoğlu'nu yepyeni bir hayata başlatmıştı adeta.

Hastanede kaldıkları gecenin ardından bir gün daha orada kalan anne ve bebeklerin sağlık durumundan emin olunduktan sonra ertesigün eve dönülmüştü.Konağa yapılabilecek en güzel dönüş,bütün aile tarafından coşkuyla gerçekleştirilmişti.

Roza'nın odası Revşen,Revin ve Bahar tarafından hevesle süslenmiş,bebekler Arslanoğlu konağına büyüklerin yürekten duaları kulaklarına fısıldanarak alınmıştı.

Roza ve Baran'ın odası konağın can bulan yuvası haline gelmiş,ailenin her bir üyesi onların bahar kokusuyla soluklanmıştı. Roza ve Baran'ın dünyalarına açılan kapıları olan,bir an olsun ayrılamadıkları oda,herkesin dönüp dolaşıp kendini bulduğu yer olmuştu.

Anne ve babanın en büyük zevki olmuştu yataklarına yatırdıkları bebekleri ne kadar sürenin geçtiğini bilmeden,doya doya izlemek.Onları dokunmaya kıyamadan sevmek,kokularını nefes diye ciğerlerine hapsetmek. Onlarla birlikte gülmek, onların en ufak hareketiyle büyülenmek.

Kavuştukları andan beri aynı büyüyün etkisi altında yine aynı vaziyetteydiler şu vakitte de. Mirza ve Mihrimah giymiş oldukları beyaz zıbınlarıyla,battaniyelerinin üzerinde uzanmış,keyiflerinin yerinde olduğunu belli eden hareketleriyle etrafa bakınıp dururlarken yatağın her iki yanına oturmuş olan Baran ve Roza'nın ise tek odak noktaları onlardı.

Yüzlerine kalpleri ısıtan tebessümleriyle,bakışlarında iç titreten bir şefkatle sessizce bebeklerini izliyorlardı.Baran yatağa yaslı elinden tutmuş olduğu karısına bakmadan elini biraz daha sıktı.

"Bu nasıl bir duygu Gün doğumu?Bunlar bizim."

Baran'ın,kudreti karşısında hayrete düştüğü duyguların kaynağı Roza'nın kalbindeydi. Bahsi geçen bütün duyguların en yoğunu onun ruhundaydı.Roza bu duygunun kudretini bebeklerinin ağlama sesini duyduğu an bedenine mühürlemişti.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin