Bölüm 9 - "ŞİMDİ DÜNYA DAHA GÜZEL"

2.5K 293 220
                                    

Malum olaydan sonra Wei Ying ve Lan Zhan önce Dafan Köyü'ne gidip köylülerden birkaçıyla konuştular ve durumu anlattılar. Ardından daha fazla oyalanmadan direkt olarak Yunmeng'e döndüler. Yol boyunca ikisinin de ağzını bıçak açmamıştı, ne Wei Ying ne de Lan Zhan acil bir durum olmadıkça konuşmadı.

Yunmeng'e döndüklerinde daha yeni sabah oluyordu. İkisi aceleyle kaldıkları yere yöneldiler. Mümkün olduğunca birbirlerinden uzak duruyorlardı. Wei Ying, yaşananları düşündükçe kendinden utanıyordu. Halbuki kendine söz vermişti, asla karşı taraftan bir istek gelmedikçe böyle girişimlerde bulunmayacaktı. Fakat o an kendini durduramayıp sözünden dönmüştü.

Evet, Lan Zhan'a yardım etmişti ama ikisi de yaşananların yardım etmekten daha fazlası olduğunu biliyordu. Özellikle Wei Ying'in onu öpmesi... Düşündükçe kendine kızıyordu. Olanlar saçmalıktan ibaretti. Belki de Lan Zhan'ın normalde asla onunla bu tür durumlara girmeyeceğini bildiği için fırsatı değerlendirmek istemişti.

Yine de her türlü yanlış bir hareketti. Lan Zhan'ın ona karşılık vermesi yaptığı yanlışı değiştirmiyordu. O tabii ki bunu kabul edecekti çünkü o an çok zor bir durumdaydı, karşısında Wei Ying yerine başkası da olsa yardımı geri çevirmeyeceğine emindi.

Düşüncelerini susturup uyuduğu odaya geçtiğinde ilk iş olarak kendine temiz kıyafetler aradı. O kadınlarla savaşırken oldukça kirlenmiş ve yaralanmıştı. 2 gündür pislik içinde yüzüyordu. Tanrım... Bu pislikle bir de Lan Zhan'a yaklaşmaya cüret ettim. Hatırladıkça başıma ağrılar giriyor. Normalde Lan Zhan beni o şekildeyken bir metreden fazla yanına bile yaklaştırmazdı. Ama o gün...

"Wei Ying."

O düşünürken aniden Lan Zhan'ın ona seslenmesiyle yerinde sıçradı. "Hı? Ne oldu?"

Sanki bir şey yaparken basılmış gibi bir yüz ifadesi vardı. Tereddütle ve korkuyla adama baktı. "Bir şey mi oldu, ne oldu?"

"Hayır," Lan Zhan bir süre bekledi. "Şey diyecektim... oradayken fazla yaralandın. Benim yüzümden yani... ben o durumda olmasaydım tek başına mücadele etmek zorunda kalmayacaktın. Yaralarınla ilgilenmem gerek diye düşündüm. Sonuçta benim yüzümden oldu. Tabii izin verirsen..."

Lan Zhan'ın hayatındaki en yavaş, en tereddütlü ve en uzun konuşmaydı bu. O kadar çekingen konuşmuştu ki her an cümleyi yarıda bırakıp koşarak kaçacak gibiydi.

Wei Ying mahcup hissetti. "Oh hayır, hiç önemli değil! Gerçekten! Hem sen de benim yüzümden o hale düştün. Beni korumasaydın, öyle olmazdı."

"Önemli değil, senin suçun değildi."

"Evet, o yüzden bu yaralar da senin suçun değil. Dolaylı olarak kendim sebep oldum sayılır, değil mi? Hehehe" Sahte bir gülümsemeden sonra çoktan seçmiş olduğu kıyafetleri yatağın üzerine bıraktı. "Sorun değil, ben şimdi banyoya gidip temizlenirim. Sen de git dinlen istersen. Zor bir gece geçirdin."

Son cümlesiyle Lan Zhan genzini temizleyip etrafa bakındı. Utanmıştı ve konuşmanın gidişatı sürekli o geceye kayıyordu. "Olsun, tedavi önemlidir. Benim yüzümden kalıcı bir hasar almanı istemem. Bırak ben de sana yarım edeyim."

Normalde Lan Zhan asla birine bu konuda ısrar etmezdi ama kendini suçlu hissediyordu bu yüzden onunla ilgilenmek istiyordu. Wei Ying de onun huyunu bildiğinden itiraz etmedi.

"Peki, şurada şifalı otlar, ilaçlar falan olması lazım. Onları getireyim."

"Sen dur, ben getiririm." Arkasını dönerken ekledi. "Sen soyun." Aceleyle çıkan Lan Zhan'ın ardından Wei Ying üzerini çıkarmaya başladı. Dün olay tazeyken pek acı hissetmemişti ama şu an her yeri acıdan sızlıyordu. İç cübbesini de çıkardığında, kandan sırılsıklam olduğunu gördü.

jiào wǒ, gege || wangxianHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin