19.Bölüm: 1308.Gün

66.2K 4.4K 14.5K
                                    

Selam peri tozları!

Hemen kendinize sessiz bir köşe bulun ve hikayemize kaldığı yerden devam edin :,)

Keyifli Okumalar!

Boool bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

*

1308. Gün

*

Belki de insanı çoğu zaman derin acılara sürüklemesine rağmen her seferinde tekrar tekrar yanmak için onun gözlerinde teselli bulma isteğiyle kalbini yakıp kavuran histi, aşk.

*

Mezuniyetten 3 ay önce

Yekta gider gitmez evde bir daha konusu açılmamak üzere kapandı. Çünkü Yekta'nın aileme anlattıkları yüzünden başıma nasıl bir bela alacağımı kestiremiyordum ve bu sonsuz bir gerginlik döngüsünün içinde yuvarlanmama neden oluyordu.

Kaçmak en kolayı... Ve de en güvenlisiydi.

Bugüne kadar misafir çocukları dışında evimde bir arkadaşım olmamıştı ya da okulda edindiğim herhangi bir arkadaşım evime gelmemişti. Çünkü okulda hiç arkadaşım olmazdı.

Tüm çocukluğum, bazı günler arkadaşının evinde kalan kızları kıskanmakla geçmişti. Bir arkadaşa sahip olmayı kıskanan bir çocuk olarak, insanların en ufak bir konuda arkadaşlığını silip atmasına hayatım boyunca anlam veremeyecek ve saçma bulmaya devam edecektim. Bu kadar basit olmamalıydı çünkü.

Bizimkilere başımın çok ağrıdığını ve uyumak istediğimi söyleyerek odama girdiğimden beri tavanı izliyordum. Yaptığım tek şey bomboş duvarı izlemekti. Gözümü bile kırpmadığım için ara ara görüşüm bulanıyor hatta kararıyordu.

Yekta'nın son söylediği bir türlü aklımdan çıkmak bilmiyordu.

"1308. günü not almaya hazır ol," demişti. "Şok olacaksın."

Neye şok olacaktım?

Ne yapabilirdi?

İstemsizce sırıtırken buldum kendimi. Yekta Yalçın'dan söz ederken onun ne yapabileceğini sorgulayacak kadar aptalca davranmam komik gelmişti.

Bazen Yekta'ya karşı olan hislerim yüzünden onu abarttığımı hatta ilahlaştırdığımın farkındaydım fakat aşk zaten tam da bu değil miydi?

Diğer insanlardan ayrı... Apayrı bir noktada eşsiz olması?

Yekta Yalçın'da benim için tam olarak buydu. Kim ne derse desin ve Yekta her ne yaparsa yapsın... İnandığım, güvendiğim, aradığım, ihtiyacım olan her şeyin adresi oydu.

Ve ben her seferinde o adrese gidip onun kapısını çalmaktan vazgeçmeyecektim. Vazgeçmek istemiyordum.

Daha düne kadar Yekta'nın yanlış kişi olduğunu söyleyip dururken şimdi böyle düşünmem saçmalıktı belki de.

Ama değildi.

Eğer âşık olduğumu iddia ettiğim insanı vazgeçiyorum dediğim an da kalbimden çıkarabiliyor olsaydım ya âşık olmam hakkında yalan söylüyor ya da kalbinin yerinde taş taşıyan bir insan olurdum.

Kolay değildi.

Belki de zor bulunan ve insanı çoğu zaman derin acılara sürükleyen fakat her seferinde tekrar tekrar yanmak için onun gözlerinde teselli bulma isteğiyle kalbini yakan histi, aşk.

Yalancılar ve YabancılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin