61. Bölüm

44.6K 2.5K 1.3K
                                    

Keyifli okumalar🌸

___

Üstümdeki sweati düzeltip saçlarımı dışarı çıkardım. Bu soğukta gerçekten götümüzü dondurmaya çıkarıyordu bu Ata beni. İnatla dünden beri üstüme o sweati giydirmeye çalışmıştı. Antrenman çıkışı olduğundan giymeyi çok istesem de giymemiştim. Şimdi de giyip gelmemi söylemişti.

Üstüme siyah montumu giyip önümü kapatırken telefonumu alıp evden çıktım. Anneme haber verdiğim için sorun yoktu ama kış olduğundan erken kararan hava içimi daraltıyordu. Beni ilk buluştuğumuz parka çağırmıştı. Yani ona anonimden yazarken gidip hırkayı aldığım yere.

Hızlı adımlarla yürümeye başladım. Eğer yavaş yürüsem oraya gidene kadar donacaktım zaten. Aklıma Kardelen ve Eren gelirken gülümsedim. İkisinin arasını bize kalmadan kendi kendilerine yapacaklardı zaten bunlar.

Kardelen en son kıskandığını itiraf etmişti bana. Sırada Eren'in ağzından laf almak vardı. O işi aslında bende yapardım Ata da. Ama Ata yapabilir miydi pek emin olamıyorum bazen. Durduk yere belli etmeden açması falan. Bir şekilde bu meseleye cidden el atmamız lazım.

Hafta sonu olan planına bizi de dahil edecek miydi merak ediyorum. Aslında planı da merak etmiyorum değil. Ata'dan öğrenmesini istesem nerden duydun nerden biliyorsun olur diye o seçeneği elemiştim bile.

Bunları düşüne düşüne kısa sürede parkın oraya geldiğimde ayakta duran Atayı gördüm. Etrafıma şaşkınlıkla bakarken adım attığımdan itibaren ona kadar yürüdüğüm yol ışıklarla aydınlatılmıştı. "Ata?"

Kısık çıkan sesimi duyup bana dönerken gülümsedi. Ellerini uzatıp tutmamı beklerken ona yaklaştım. Ellerimi buluştuğunda sıcaklığı karşısında titredim. "Hoşgeldin güzelim" Gözlerimi hâlâ etrafta gezdirmeye devam ediyordum. Salıncak ışıklarla çevrilmişti. Buradan görebildiğim kadarıyla da üstünde bir kutu vardı. "Hoşbuldum. Bunları sen mi yaptın? Ne ara?"

Gülümseyip beni izlerken bir elimi alıp dudağına götürdü. İçimi yakan bir öpücük bıraktıktan sonra aşağıya indirirken cevap verdi. "Beğendin mi?" Kafamı salladım hızlıca. O kadar hoş duruyordu ki karşımdaki görüntü. Oturup saatlerce ağlayabilirdim sanırım. "Hadi gel"

Ellerimi bırakmayıp salıncağa gelince birini bırakarak kutuyu eline aldı. İçinde ne olduğunu merak ediyordum. "Arya... Biliyorum kızgınsın. Kırgınsın. Hata yaptım yalan söyleyerek. Geri alamam bunu da biliyorum. Ama bir daha olmayacağına söz verebilirim. Ayrı geçen o günlerin tekrar yaşanmayacağına söz verebilirim. Sana aynı şeyi tekrar yaşatmayacağıma söz verebilirim. "

Gözlerim doldu. Onunla böyle olacağımı nasıl tahmin edebilirdim ki. Hayal etsem de inanamazdım. Devam etti sözlerine." Özür dilerim güzelim. Yemin ederim kötü bir niyetim yoktu. Anlattım zaten olmadığını. Ama yanlıştı yine de haklısın. Affet beni be "

Gözlerime bakarken dayanamadım. Kollarımı hızlıca boynuna dolarken beklemediği için sendeleyip dengesini kaybetti. İkimiz birden bir iki geriye doğru giderken gülerek dengesini yeniden sağladı. Aramızdaki kutu yere düşerken şuanlık umursamayıp sarılmaya devam ettim. Kolları belimi bulurken daha da sıkı sardı beni. Çekebilirmiş gibi daha da çekti kendime.

"Seni daha süründürürdüm de işte. Kıyamıyorum ki ya" Gözümden akan yaşla bunları söylerken gülüşü büyüdü. Boş parkta sesi yayılırken boynuna düşen ıslaklığı yeni fark etmişti. Beni kendinden ayırıp ellerini yüzüme koyarken baş parmağımı göz altlarımda dolaştı. "Niye ağlıyorsun bitanem"

Bitanem.... Kalbim ilk gördüğüm an olduğu gibi hızlanıyordu bir sözüyle. Bir sözüyle bana kalbime yapan çocuk şimdi oldukça yakınımda nefesi yüzüme vurur bir şekilde dururken beni daha da zorluyordu. "Ben... Hiç inanmamıştım Ata. Böyle olacağımıza. Beni seveceğine..." Gülümseyip yeniden dolan gözlerimi sildi. "Sulugöz"

Basketçi |                                              Yarı Texting/ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin