Bir asker ve yârinin hikâyesi...
"Bu sevda
Bende bittiğinde
Sende başlarsa,
Seni asla affetmem."
"Akif Karan," dedim uzun zaman sonra ilk kez konuşurken. İsminin güzelliğine yandım. "Ben senin mesleğinden gocunmuyorum. Aksine gurur duyuyorum. Ama se...
Yoklama alıyorum, Koyu Lâcivert Sevda'lıları burada mı?
Gelmiş geçmiş en erken KLS bölümünü atıyorum. Umarım karşılığını paragrafları yorumlarınızla süsleyerek verirsiniz.
Kitabın kapağı değişti. İnşallah sevmişsinizdir. Ben çok sevdim. Güzel dönütler de aldım. Eskisini sevenlerin serzenişlerini de. Yenilik iyidir. Biraz da bununla gidelim, yenisini yapıncaya kadar. Hem kapak ve bu bölüm arasında güzel bir bağlantı var. Ufacık spoiler olsun bu da 😌🥰
Yedinci bölümü çok güzel yorumlamışsınız, hepinize teşekkür ederim. Aynı özen ve ilgiyi bu bölüme de bekliyor olacağım. 💙
Sınavlarım resmen başladı. O yüzden birazcık ayrı kalacağız. Buralar size emanet. 🧚♀️
Mağusa Limanı ve Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyah'ım dinleyerek yazdım. Bu yüzden biraz hüzünlü bir bölüm oldu. Okurken dinlediğiniz şarkıları yazabilirsiniz.
Akif Karan ve Berceste sahnesinin bolca olduğu bir bölüm oldu. Keyifle okuyacağınızı umuyorum. Sizi bölümle baş başa bırakıyorum.
Unutmadan,
Severken incitmeyelim 🌼
Okuduğunuz saat...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SEKİZİNCİ BÖLÜM ♤
YARA BANDI
♤
Akif Karan'ın sırtıma baskı uygulayan sıcak göğsü uzaklaştığında kucağımdaki bebekle Tuğrul'a döndüm. Omzunu kapının pervazına yaslamıştı ve yüzünde kocaman bir sırıtış vardı. Boyu uzun olduğundan başı kapının tepesine değer değmezdi. Üniforması da yoktu üzerinde. Adam eve gelmiş üzerini değiştirmiş sonra da bizi basmıştı. Ruhumuz duymamıştı.
Ona ikinci kez böyle bir pozisyonda yakalanmak beni fazlasıyla utandırmıştı. Hepsi Akif Karan'ın suçuydu. Onun bu ani ve ulu orta yakınlaşmaları yüzünden Tuğrul'a yakalanmıştık. Kapının sesini bile duyamayacak kadar kendimi kaybetmiştim. Kendime kızdım. Niçin bu denli etkisi altına giriyordum?
Tuğrul kucağımdaki bebeği işaret ederek konuştu. "Yazık yeğenimi de almışsınız aranıza, aile var oğlum burada,"
Ağlamaklı bir şekilde, elindeki kaşığı iki yana sallayarak kendi kendine bir şeyler mırıldanan bebeğe baktım. "Yok öyle bir şey," dedim kızgınca hemen ardından hızlı hızlı kırpıştırdığım gözlerimi Akif Karan'a tuttum. Öfkeyle karışık utanç dolu sesimle konuştum. "Hep senin yüzünden bizi yanlış anlıyor!"
